-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“Madde 471 - Yürürlükteki kanunun 415 inci maddesini karşılamaktadır.
Madde arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmış, yürürlükteki maddenin ikinci cümlesi çıkarılmıştır. Yürürlükteki maddenin birinci cümlesini karşılayan, yeni düzenlemede, özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûmiyet sebebine dayanan kısıtlılık halinin, kişinin hapis halinin sona ermesiyle yani cezasını çekmek veya şartlı salıverilme yoluyla cezaevinden çıkmasıyla birlikte kendiliğinden kalkacağı öngörülmüştür.
Yürürlükteki 415 inci maddenin yeni düzenlemeye alınmayan ikinci cümlesi geçici veya şartlı olarak salıverilmenin vesayet halini ortadan kaldıramayacağını öngörmektedir. Bu hüküm iki açıdan isabetli değildir. Öncelikle, bir kişinin şartla olsa bile salıverilmesine rağmen, kısıtlılık halinin devam ettiğini ve dolayısıyla fiil ehliyetinin tam olmadığını kabul etmek bir çelişkidir. Kişi salıverildiği yani özgür kılındığı hâlde, vesayet halinin devam ettiğini kabul etmek özgürlüğü bir başka açıdan kısıtlamaktır.
Kişi salıverildiği hâlde vesayet halinin hâlâ devam ettiği kabul edilecek olursa, bundan haberdar olmayan iyiniyetli üçüncü kişiler bu hüküm dolayısıyla mağdur olabileceklerdir. Şartla salıverilmesine rağmen, bunu gizleyerek iyiniyetli üçüncü kişilerle hukukî işlem yapan kişinin, bu işlemi kendi yararına görmediği durumda “kısıtlılık halinin devam ettiği” iddiasıyla hukukî işlemin ehliyetsiz nedeniyle iptalini istemesi haksız sonuçlar doğurabilecektir."
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 395 - Madde, yürürlükteki kanunun 415. madde-sini karşılamaktadır. Tasarıda madde iki fıkra olarak düzenlenmiştir. Hüküm değişikliği yoktur.’:
“B. Hükümlülerde
Madde 395 - Hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesi ile ortadan kalkar.
Geçici veya şartlı olarak salıverilme vesayet hâlini ortadan kaldırmaz.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Terimler Anayasa’ya ve öteki madde-lere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir. Maddenin metnindeki (hürriyeti salib bir cezaya mahkûm olan kim-se) ibaresi yerine (hapse yargı giyen kimse) denilmiştir. Böylece (hapis) kenar başlığını taşıyan 357 nci madde ile bu madde uyumlu bir duruma getirilmiştir. Medenî Kanun Komisyonu 415 inci maddede dahi özellikle (hapis) terimini kullanarak (sürgün) cezasına yargı giyenlerin vasîlik altına konulamıyacağının maddede belirtilmesine önem vermiştir. Bu maddedeki ceza terimleri, Türk Ceza Kanununda kullanılan terimlere uydurulmuştur.
2) Biçim değişikliği: Ayrı ayrı iki kuralı kapsayan bu madde, aslında olduğu gibi, iki müstakil fıkra haline getiril-miştir.
3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:
“B. Yargılar için.
Madde 415 - Hapse yargı giyen kimse üzerindeki vasilik, cezanın bitmesiyle kendiliğinden sona erer.
Geçici veya şartlı salıverme, vasiliği ortadan kaldırmaz.”