• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 999 - Yürürlükteki kanunun 912 inci maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.”


  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 917 - Madde, yürürükteki kanunun 912. madde-sini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.’:

    b. Kaydedilmeyecek taşınmazlar

    Madde 917 - Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına tahsis edilen taşınmazlar, bunlara ilişkin tes-cili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça, kütüğe kaydolunmaz.

    Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse tapu sicilinden çıkarılır.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Bu madde taşınmazların tapu kütü-ğüne tescili gerekliliğinin istisnalarını koymaktadır. Burada, özel yasaların, kamunun kullanılmasına yarayan taşınmazlar üzerinde bazı hakların tapuya tescil edilmesi zorunluğunu koya-bileceği düşünülerek bu nokta birinci fıkraya eklenmiş bulunmaktadır.

    Medeni Kanun Komisyonu üyelerinden Hidayet Aydıner, 912 inci maddenin bugün yürürlükte bulunan metninin büsbütün değiştirilerek kamu mallarının (âmme emlâkinin) dahi tapu kütüğüne tescil edilmesi gerekliliği fikrini savunmuş ise de, komisyonun bütün öteki üyeleri, tapu kütüğü müessesesinin hususî hukuka ait hakları göstermek üzere kurulmuş bir mües-sese olduğunu, kamu hukukuna ilişkin hakların ayrı bir nitelik gösterdiğini ve ayrı bir rejime tabi bulunduğunu, eğer devlet bir (Âmme Emlâki Kanunu) çıkarırsa, orada âmme emlâki için ayrı bir kütük veya defter tesis edilebileceğini, nitekim yeni Maden Kanununun madenler için özel bir maden sicili kurduğunu ve madenleri ayrı bir rejime tabi tuttuğunu ve bu sebeple 911 inci maddede Hidayet Aydıner’in dahi katılmasiyle ve hatta şahsî teklifi ile madenlerin üç no.lu bentten çıkarılarak maddenin sonuna eklenen fıkra ile özel kanun kurallarına tabi kılınmasının oy birliği ile kabul edilmiş bulunduğunu, bir yandan madenler için bu çözüm yolu kabul edildikten sonra, öte yandan bütün âmme emlâkini tapu kütüğüne tescile tabi tutmanın, Medeni Kanunda bir çelişki yaratacağını, kaldı ki, özel hakların ve bilhassa özel mülkiyete konu olan taşınmazların tesciline özgü olan bir kütüğe, bunlarla yan yana olarak, âmme emlâkinin tescil edilmesinin birçok karışıklıklara meydan vereceğini ve hatta âmme emlâkinden bazı parçaların özel mülkiyete çevrilmesi için, kötüniyetli kimselere el çabukluğu yapmak imkânını sağlayabileceğini ve böylece millet mallarının tehlikeye düşebileceğini gözönüne alarak oybirliği ile kabul etmemiş ve yürürlükteki metnin yukarıda belirtilen küçük bir değişiklikle Medeni Kanunda alıkonulmasına karar vermiştir.

    Esasen bu maddenin kenar başlığında da görüldüğü gibi, buradaki kural tescil dışında bırakılan taşınmazları belirtmek-tedir ki, bunlar 1) Özel mülkiyette bulunmayan, 2) Kamunun kullanmasına yarayan taşınmazlardır ve tapu kütüğüne tescil edilmezler. Ancak bunlar üzerinde çıkarılacak bir yasa gere-ğince tescil zorunluğu konulursa veya bir hakkın tescili gerekirse o zaman kütüğe tescil olunurlar.’:

    b) İstisnaları

    Madde 912 - Özel mülkiyete konu olmayan ve kamunun kullanmasına yarayan taşınmazlar tapu kütüğüne ancak, bunlar üzerinde bir aynî hakkın tescili gerekirse veya özel yasalarla bunların tescili zorunlu kılınırsa, o zaman tescil olunurlar.

    Tapu kütüğüne tescil edilmiş bir taşınmaz, tescili gerekli olmayan taşınmaz durumuna gelirse, kaydı kütükten çıkarılır.”