-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
«Madde 370 - Madde yürürlükteki Kanunun 321 inci maddesini karşıla-makla birlikte, içerik açısından farklılıklar taşıyan İsviçre Medenî Kanununun 334 üncü maddesinden alınmıştır.
Birinci fıkrada, ana baba veya büyük ana baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini ya da gelirlerini aileye özgüleyen ergin altsoylara, bu emek ya da gelirlerinin karşılığında uygun bir bedel ödenmesi kabul edilmiştir. Burada ergin altsoyların aileye özgüledikleri emek ya da gelirleri nedeniyle bir denkleştirme alacakları söz konusudur.
İkinci fıkra, uyuşmazlık hâlinde, denkleştirme alacağının miktarı, güvence altına alınması ve ödeme şeklinin hâkim tarafından belirleneceği düzenlenmektedir.»
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 302 - Madde, yürürlükteki Kanunun 321 ve 610. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki kanunun sözü edilen maddelerinde “İvazından sarahatten feragat etmeksizin”, yani karşılığından açıkça vazgeçmeksizin emeğini ve gelirini aileye tahsis eden çocukların durumu düzenlenmişken, tasarıda kaynak İsviçre Medenî Kanunda 6 Ekim 1972 tarihli Kanunla yapılan isabetli değişiklik gözönünde tutularak 321 ve 610. maddeler birleştirilmek suretiyle tek metin hâline getirilmiş, emeğin ve gelirin karşılığından açıkça vazgeçme şartı maddeden çıkarılmış ve bazı şartların gerçekleşmesi hâlinde hem çocuklara hem torunlara, tazminat isteme hakkı tanınmıştır.
İkinci ve üçüncü fıkralarda bu alacağın ne zaman ve ne şekilde muaccel olacağı hususu belirtilmiştir.
Son fıkrada ise, uyuşmazlık hâlinde, hâkimin haiz olacağı yetki düzenlenmiştir.’:
«III. Çocukların ve torunların alacağı
Madde 302 - Ana baba veya büyük ana baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini ya da gelirlerini aileye tahsis eden çocuklarla torunlar, buna karşılık uygun bir tazminat isteyebilirler.
Çocukların ve torunların tazminat alacağı, borçlunun ölümü, birlikte yaşamanın sona ermesi veya işletmenin başka ele geçmesi hallerinde muaccel olur.
Bu alacak, borçluya karşı icra kovuşturması yapılması veya onun iflâsı hallerinde de ileri sürülebilir.
Uyuşmazlık hâlinde hâkim, tazminatın miktarı, teminat altına alınması ve ödeme şekli hakkında karar verir.»
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Terimler Anayasa’ya ve öteki maddele-re uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.
2) Biçim değişikliği: Aşağıda 322 inci maddenin gerekçe-sinde açıklandığı gibi, bu 321 inci madde bugün yürürlükte bulunan metnin üçüncü faslından alınarak, İsviçre aslında oldu-ğu gibi, ait olduğu, ikinci faslın sonuna konulmuştur. madde ayrıca iki fıkra haline konulmuştur.
3) Hüküm değişikliği: Bu maddenin yürürlükte bulunan metni, sadece ana - baba ile yaşayan ve emeğini veya gelirini onlara özgüleyen ergin evlâtların, ana - babadan olan alacağına inhisar ettirilmiştir. Böylece o evlâdın haklarını koruma amacı güdülmüştür. Halbuki maddenin maksadı, aynı durumda bulunan ergin evlâdın alacaklılarının durumunu da gözönüne almaktır. Bu maksat, maddenin ifadesinde belirtilmemiştir. Gerçi ergin evlâdın alacaklıları, genel hükümler dairesinde, o evlâda karşı kovuşturma yapabilirler. Ancak bu maddede açıklık olmaması, uygulamada bir çok tereddütleri ve hatta bazı hakların kaybolması sonucunu doğurabilir. Meselâ emeğini veya gelirini kendileriyle birlikte yaşadığı ana - babasına hiç bir karşılık almaksızın, tahsis etmiş olan ergin evlât, haksız fiilden veya sözleşmeden veya nafaka kurallarından doğan bir borç altına girmiş bulunursa, ona karşı icra kovuşturması yapıldığı zaman hangi mallar haczedilecektir? Zira emeğini ve gelirini ana ve babasına tahsis etmiş olduğu için onun kendisine mahsus bir malı yoktur. Ana ve babasına yaptığı tahsiste herhangi bir karşılık almamış ve bu karşılıktan da vazgeçmiştir. Şu halde o evlât hakkında kovuşturma yapabilmek için, önce bu vazgeç-menin iptalini dâva etmek ve sonra çocuğun ana babadan olan alacağını tesbit ettirmek gibi uzun ve alacaklıların haklarını tehlikeye koyacak bir takım adlî işlemlere ve davalara ihtiyaç duyulacaktır. İşte bütün bu hususlar gözönüne alınmış ve muh-temel borçlardan kurtulmak için ana - babaya muvazaalı bir şekilde emeğini ve gelirini tahsis eden ergin evlâtların hukuka ve ahlâka aykırı bu davranışlarının önüne geçmek üzere onun alacaklılarını korumak için bu maddeye bir fıkra eklenmiştir. Buna göre, emeğini veya gelirini, karşılığından vazgeçerek ana - babasına tahsis etmiş olan ergin evlâdın alacaklılarına, bu emek veya gelir karşılığının, ana - babasının mallarından ayrılmasını isteme hakkı tanınmış ve bu noktada birinci fıkrada olduğu gibi, yargıca serbest takdir hakkı verilmiştir. Bu maddenin kenar başlığı da metne uygun olarak değiştirilmiş ve maddeye yukarıki ikinci fıkra eklenmiştir.’:
“III. Ergin evlâdın alacağı ve borcu.
Madde 321 - Emeğini veya gelirini birlikte yaşadığı ana - babasına tahsis etmiş olan ergin evlât, bunların karşılığından açıkça vazgeçmiş olmadıkça, bunlar için hacze katılma, eğer baba veya ana iflâs etmişse, iflâs masasına başvurma, yoluyla bir alacak iddia edebilir. Anlaşmazlık durumunda, alacağın bulunup bulunmadığını ve miktarını mahkeme takdir eder.
Emeğini veya gelirini birlikte yaşadığı ana - babasına tahsis etmiş olan ergin evlât bunların karşılığından vazgeçmiş olsa bile, alacaklısının onun emeği veya geliri karşılığının ana - babanın mallarından ayrılmasını isteme hakkı vardır; bu karşılığı miktarını mahkeme takdir eder.”