• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 539 - Yürürlükteki kanunun 486 ncı maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin birinci fıkrasında olağanüstü durumlar arasında yer alan «salgın hastalık» yerine sadece «hastalık» koşulu yeterli görülmüştür. Sözlü vasiyet için tek başına bu olağanüstü koşullar içinde bulunmanın yeterli olmadığı, buna ilâveten, vasiyetçinin diğer vasiyetlerden birine başvurma olanağına sahip bulunmaması arandığından, olağanüstü hâllere örnek olan hastalığın salgın bir hastalık olmasının şart olmadığı öngörülmüştür. Buna göre bir trafik kazası sonunda hastaneye kaldırılan bir kişi de, diğer vasiyetlerden birini yapma olanağına sahip değilse, sözlü vasiyet yapabilecektir.

    Maddenin birinci fıkrasındaki bu değişiklik dışında, gerek birinci gerek ikinci fıkrada başka bir hüküm değişikliği yapılmamış, bu fıkralar arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.

    Maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi kaynak Kanunun 506 ncı maddesine uygun olarak üçüncü fıkra haline getirilmiştir.

    Maddenin üçüncü fıkrasında, «tanıkların okur yazar olma koşulu»na yer verilmemiştir. Yani tanıkların okur yazar olması koşulunun sözlü vasiyette zo-runlu olması uygun görülmemiştir. Çünkü ülkemizdeki okur yazar insan sayısı ve özellikle sözlü vasiyetin olağanüstü koşullarda yapılabilen bir vasiyet olduğu gözönünde tutularak bir de tanıkların «okur yazar» olması koşulu arandığında bu vasiyetin hemen hemen hiçbir zaman yapılamaması gibi bir sonuç doğmaktadır. Bunun önlenmesi ve vasiyete işlerlik kazandırabilmek amacıyla maddede bu yönde bir değişiklik yapılmıştır. Öte yandan tanıkların okur yazar olması önemli görülmemiştir. Zira tanıklar vasiyetçinin son arzularını her durumda mahkemeye ulaştırmakla yükümlü bulunmaktadırlar. Bu durumda bunların okur yazar olmaları çok önemli bir etki göstermemektedir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 463 - Madde, yürürlükteki kanunun 486. madde-sini karşılamaktadır.

    Maddenin kenar başlığında sözle vasiyetname deyimine yer verilmiştir. Her ne kadar «name» ekinin, yazılı anlamına geldiği ileri sürülerek burada hem söz hem de vasiyetname deyiminin kullanılamıyacağı iddia edilebilirse de, gerçekten söz-lü açıklama ile başlayan düzenlemenin, sonunda tanıkların bu açıklamayı yazmaları veya bir tutanağa geçirtmeleri ile tamamlanacağı dikkate alınırsa, sözle vasiyetname deyiminin kullanılmasında bir sakınca bulunmadığı görülür.

    Maddenin birinci fıkrasında, yürürlükteki kanunda yer alan «ölüm tehlikesi» deyimi ile «yakın ölüm tehlikesini», «bulaşık hastalık» deyimi ile de «salgın hastalığın» kasdedildiği dikkate alınarak tasarıda ifade düzeltilmiştir.’:

     

    «4. Sözle vasiyetname

    a. Son arzuları anlatma

    Madde 463 - Mirasbırakan, yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yü-zünden resmi veya el yazısı ile vasiyetname yapamıyorsa, sözle vasiyetname yoluna başvurabilir.

    Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

    Resmî vasiyetname düzenlenmesindeki tanıklara ilişkin yasaklar, sözle vasiyetnamedeki tanıklar için de geçerlidir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiş ve daha açık bir hale konulmuştur. Maddenin bugünkü metninde «ehliyet şartları»ndan söz edilmektedir; bu deyim «vasiyet yeteneği ile karışabileceğinden, bunun yerine gerçek maksadı belirtmek için, üçüncü fıkrada «yasak kuralları» terimi konulmuştur.

    Gerek bu maddede ve gerek 487 ve 488. maddelerde «şifaî vasiyet» yerine «sözlü vasiyet» denilmiştir. Yukarıki madde-lerde, vasiyetin öbür şekilleri olan «resmî vasiyet» ve «özel vasiyet» düzenlendiğinden Medenî Kanun Komisyonu «şifaî» yerine, okul sınavlarında bile artık yerleşmiş bulunan «sözlü» kelimesini burada bir hukukî terim olarak yerleştirmeyi uygun bulmuştur. 486. madde sözlü vasiyetin tanıklara anlatılmasına; 487. madde tanıkların bu anlatmayı mahkemede belgeletmele-rine; 488. madde ise sözlü vasiyetin geçerliğini kaybetmesine ilişkin olduğu için maddelerin kenar başlıkları bunları belirtecek biçimde değiştirilmiştir.

    486. maddenin ifadesinde, ölüm tehlikesinin «yakın» olması durumu, İsviçre aslına uygun olarak birinci fıkraya eklenmiş, «bulaşık hastalık» yerine, «salgın hastalık» deyimi kullanılmış ve bazı ifade sadeleştirilmeleri yapılmıştır.

    2) Biçim değişikliği: 486. maddenin yürürlükte bulunan metnindeki son cümle bağımsız bir kuralı kapsadığıdan, müs-takil fıkra haline konulduğu için, tasarıda bu madde üç ayrı fıkra durumuna getirilmiştir.

    3) Hüküm değişikliği: Maddenin ikinci fıkrasının ifadesi, İsviçre aslına uygun olarak kısaltılmıştır, zira bugünkü metinde sanki vasiyetçinin tanıkları kendi anlatışına göre bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları için ve bunu belirterek açık bir beyanda bulunması gerekli imiş gibi bir mana çıkmaktadır. Bu, şekil noksanı iddialarına yer verecek aksaklıklar doğu-rabilir. Maddede gösterilen olağanüstü durumlarda vasiyetçi-nin, vasiyet yapmak maksadı ile, son arzularını iki tanığa bildirmede vasiyetçi ayrıntılı bir biçimde görev vermeye ve yüklemeye belki imkân ve fırsat bile bulamaz. Onun vasiyetini tanıklara bildirmesi, bu vasiyetin belgelenmesi görevini üstü kapalı olarak onlara yüklemesi anlamına gelir. İşte fıkranın ifadesi bu gerekçe ile değiştirilmiş ve kısaltılmıştır. Bundan başka, Medenî Kanun Komisyonu, Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyal şartları ve okuma yazma oranını gözönüne alarak, 486. maddeye bir fıkra eklemiş, resmî vasiyette tanıklar için konulmuş olan «okur - ya- zarlık» şartının, sözlü vasiyette aranmıyacağını kabul etmiştir. Çünkü yakın ölüm tehlikesi ve maddede sayılan çeşitli durumlar gibi olağanüstü hallerde okur - yazar tanık bulmak her zaman mümkün olamıyacağına göre bu şartın MK.da bulunması, bir-çok vatandaşın olağanüstü durumlarda sözlü vasiyet yapma hakkından yoksun kalması sonucunu doğurabilir.’:

     

    «4. Sözlü vasiyet

    a) Anlatılması

    Madde 486 - Vasiyetçi, yakın ölüm tehlikesi, ulaştırmanın kesilmesi, salgın hastalık, harp gibi olağan - üstü durumlar yüzünden, resmî veya özel vasiyetname düzenlemeye imkân bulamazsa, sözlü vasiyet yapılabilir.

    Vasiyetçi vasiyetini bu maksatla iki tanığa anlatarak bunu gerekli biçimde belgeye bağlamak veya bağlatmak için onları görevlendirir.

    Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılacak tanıklar hakkındaki yasaklama kuralları burada da yürür; ancak tanıkların okur - yazar olması şart değildir.»