• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     ‘Madde 23- Yürürlükteki kanunun 23 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin konu başlığında arı bir Türkçe olarak “Kişiliğin korunması” deyimi kullanılmıştır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber doktrindeki açıklamalar dikkate alınarak ve kaynak İsviçre Medeni Kanununun 27 nci maddesinin Almanca metnine uygun olarak, kişilerin vazgeçemeyecekleri hususların “hak ve fiil ehliyetleri olduğu” açıklığa kavuşturulmuştur.

    Yürürlükteki maddenin üçüncü fıkrasına 3678 sayılı kanunla eklenen hükmün, ülkemizde bu konu ile ilgili özel bir kanun olan 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun”  varken, aynen korunmasının isabetli olup olmadığı tartışılabilirse de kişi haklarının korunması açısından madde metninde yer alması uygun görülmüştür.‘


  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘Madde, yürürlükteki Kanunun 23. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber doktrindeki açıklamalar dikkate alınarak ve kaynak İsviçre Medeni Kanununun 27. maddesinin Almanca metnine uygun olarak, kişilerin vazgeçemeyeceği hususların hak ve fiil ehliyetleri olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.

    Ayrıca tasarıda insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli hususunda bir fıkraya yer verilmiştir’:

     “B. Kişiliğin korunması

    I. Devir ve sınırlama halinde

    Madde 23- Kimse hak ve fiil ehliyetlerinin bir parçasından bile vazgeçemez.

    Kimse hürriyetini başkasına devredemez veya kanuna ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz.

    Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alın- ması, aşılanması ve nakli mümkündür. Şu kadar ki, biyolojik madde verme borcu altına girene karşı ifa veya maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulamaz.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘1) Terim ve ifade : Bu maddenin kenar başlıkları, yukarıda kullanılmış olan terimlere uygun hale getirilmiş ve ayrıca (ferağ ve takyid edilememesi) başlığı Türkçeleştirilmiştir. Bu-gün doktrinde ferağ yerine (geçirim) ve (takyid) yerine de (sınırlama) terimleri yerleşmiş bulunmaktadır. Bundan başka bu maddenin birinci fıkrasındaki (feragat) den maksat hakların doğrudan doğruya kullanılmasından veya bunlardan yararlanmadan vazgeçme olmayıp hak ve eylem yeteneklerinden vazgeçme demek olduğundan bu nokta, Almanca aslına uygun olarak, açıklanmıştır.

    İkinci fıkradaki (adap) terimi müphem ve adabımuaşereti de kapsayabilen bir kelime olduğundan, kanunun maksadına ve aslına uygun olarak objektif ahlakı ifade etmek üzere (genel ahlak) şeklinde düzeltilmiştir. Objektif anlamdaki bu (genel ahlak) terimi Medeni Kanun Komisyonunun (adabı umumiye), (ahlak ve adap) terimlerine karşılık olarak, Medeni Kanunun bütün maddelerinde kabul etmiş olduğu bir tabirdir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     “B. Kişiliğin korunması.

    I. Genel olarak.

    1. Geçirilmezliği ve sınırlanmazlığı.

    Madde 23- Kimse, hak ve eylem yeteneklerinin bir parçasından bile vazgeçemez.

    Kimse, özgürlüğünü başkasına geçiremez veya yasaya yahut genel ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz.”