-
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
2675 sayılı Kanunun 12 nci maddesini kısmen karşılamaktadır.
2675 sayılı Kanunun evlenmeye ilişkin 12 nci maddesinin "evlenme" olan kenar başlığı, Türk Medenî Kanununa uyum sağlamak için, "evlilik" olarak ve içerikle uyum açısından da "ve genel hükümleri" ibaresi eklenerek değiştirilmiştir. Bu şekilde 13 üncü maddede evliliğin genel hükümlerine yapılan atfın anlaşılmasında da açıklık sağlanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasındaki ikinci değişiklikle, uygulanacak hukuk belirlenirken her maddede ilk bağlama kriteri için "tâbidir", ikinci kriter ifade edilirken de "uygulanır" deyimi kullanılarak deyim birliği ve ifade bütünlüğü sağlanmıştır. Bu amaçla 12 nci maddenin birinci fıkrasında, ilk cümlede bağlama kavramının işlevi açıklanırken "uygulanır" yerine "tâbidir", ikinci cümlede ise "tâbidir" yerine "uygulanır" deyimi kullanılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasındaki diğer bir değişiklik evlenmenin şekli hükmünün ikinci fıkra haline getirilmesine ve konsolosluklarda yapılan evlenmelerle ilgili olarak milletlerarası sözleşmelere yapılan atfın kaldırılmasına ilişkindir. Çünkü konsolosluk evlilikleri konusunda hem iki yanlı hem çok yanlı milletlerarası sözleşmeler mevcuttur. Bu konuda Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki milletlerarası sözleşmeleri saklı tutan genel atfın gerektiği gibi dikkate alınarak uygulanmasının yeterli olduğu muhakkaktır.
Maddenin 2675 sayılı Kanundaki ikinci fıkrası üçüncü fıkra haline getirilmiş ve bu fıkrada, "evlenmenin" kelimesi yerine "evliliğin" kelimesi konulmuş ve müşterek mutad mesken bir tane olacağına göre çoğul takısı kaldırılmıştır.
Tasarının 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında evlenmenin genel hükümlerine uygulanacak hukuku belirleyen ve müşterek bağlama noktasını esas alan basamaklı bir bağlama kuralı düzenlenmiştir. Birinci basamağı teşkil eden "müşterek millî hukuk", bağlama kriteri olarak 2675 sayılı Kanundaki şekliyle aynen muhafaza edilmiştir. Değiştirilen metinde, tarafların müşterek millî hukuku bulunmuyorsa, hayat ilişkilerinin merkezi niteliğinde olan ve gerçek ve fiilî duruma uygun bulunan ve fiilî ikametgâh diye de isimlendirilen "müşterek mutad mesken" kriteri ikinci basamak olarak belirlenmiştir. Milletlerarası özel hukukta özellikle kişinin hukuku ve aile hukuku ilişkilerinde doktrin ve uygulamada, tüm yeni milletlerarası özel hukuk kanunlarında ve milletlerarası özel hukuk sözleşmelerinde öne çıkan ve bu konuda "en sıkı ilişki"yi teşkil eden "mutad mesken" kavramı bu nitelikleri ile orantılı bir konuma getirilmiştir. Eğer evli kişilerin müşterek mutad meskeni de yoksa Türk hukukunun uygulanacağı konusunda 2675 sayılı Kanunda da yer alan son bağlama kriteri aynen saklı tutulmuştur. Çoğu kez gerçek ve fiilî durumu aksettirmeyen ve hukukî bir kavram olan "müşterek ikametgâh kriteri" kurulan sistem içinde işlevini kaybettiği için metinden çıkarılmıştır.