• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 551 - Madde birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmış olması hâlinde uyulacak esasları düzenlemektedir. Bu husus, yürürlükteki ka-nunun 498 inci maddesinde «müteaddit tenfiz memurları, bir akit ile tevkil edilen müteaddit vekillerin selâhiyetini haizdirler» tarzında bir cümle ile düzenlenmek istenmiştir. Bu konuda açıklık sağlamak amacıyla, maddede önce tasarruftan veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça birden çok vasiyeti yerine getirme görevli-sinin görevi birlikte yürütecekleri, içlerinden birinin kabul etmemesi veya başka bir sebeple görevinin sona ermesi hâlinde, diğerlerinin göreve devam edeceği, birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi birlikte hareket etmek üzere atanmış olsa dahi acele hâllerde her birinin gerekli işlemleri yapabileceği belirtilmiştir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 475 - Madde, birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmış olması hâlinde uyulacak esasları düzenlemektedir. Bu husus, yürürlükteki kanunun 498. maddesinde «müteaddit tenfiz memurları bir akit ile tevkil edilen müteaddit vekillerin salahiyetini haizdir» tarzında bir cümle ile düzenlenmek istenmiştir. Bu konuda açıklık sağlamak amacıyle, tasarıda evvelâ, tasarruftan veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisinin görevi birlikte yürütecekleri; içlerinden birinin kabul etmemesi veya başka bir sebeple görevinin sona ermesi hâlinde, aksi anlaşılmadıkça di-ğerlerinin göreve devam edeceği; birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi birlikte hareket etmek üzere atanmış olsa dahi acele hallerde her birinin gerekli işlemleri yapabileceği belirtilmiştir.’:

     

    «II. Birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi

    Madde 475 - Birden çok vasiyeti yerine getirme görevli-sinin atanmış olması hâlinde, tasarruftan veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça bunlar görevi birlikte yürütürler.

    Bunlardan biri görevi kabul etmez veya edemez ya da herhangi bir sebeple görev sona ererse, mirasbırakanın tasarrufundan aksi anlaşılmadıkça diğerleri göreve devam eder.

    Birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi birlikte hareket etmek üzere atanmış olsa dahi acele hallerde her biri gerekli işlemleri yapabilir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: 498 inci maddenin, yürütüm görevli-sinin görev ve yetkilerini belirten yürürlükteki metni iki fıkradan ibarettir ve bu metinde genel olarak, mirası resmen idareye memur olan kimsenin görev ve yetkilerine yollama yapılmıştır. Oysa bu görev ve yetkilerin neleri kapsadığının, Medenî Kanunun birçok yerlerinde yapıldığı gibi, sıra numarası altında yazılmış bentler halinde gösterilmesi, açıklık bakımından gerekli olduğu için madde üç fıkraya ve ikinci fıkra da altı bende ayrılmış olarak kaleme alınmıştır.

    3) Hüküm değişikliği: Vasiyeti yürütüm görevlisinin gö-rev ve yetkilerini düzenleyen 498 inci maddenin bugün yürürlükte olan metninin birinci fıkrası, kalıtı resmen idare etmekle görevli kimsenin hak ve vazifelerine ilişkin 533. maddeye yollama yapmakta ise de bu madde hangi durumlarda kalıtın resmen yönetilmesine karar verileceğini göstermekte olup, res-mî dairenin görev ve yetkileri konusunda bir kural koymamıştır. Bu sebeple 498 inci maddede bir boşluk vardır. Bu boşluğu doldurmak için vasiyeti yürütüm görevlisinin görev ve yetkile-rini, vasinin ve vasilik katlarının görevlerine ilişkin maddelerde olduğu gibi numaralanmış bentler halinde göstermek daha uygun bulunmuş ve yukarıda belirtildiği gibi, yürütüm görevli-sinin ilk ve en önemli görevinin, vasiyetin gereği gibi yerine getirilmesini sağlamak olduğu, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilmiştir. İkinci fıkrada ise vasiyetçinin tersine bir tasarrufu bulunmaması durumunda, vasiyetin yerine getirilmesi için ge-rekli bütün işlerin yürütüm görevlisince yapılacağı açıklandıktan sonra, yürütüm için gerekli olduğu ölçüde yapılması lü-zumlu işler de altı bent içinde ayrıca gösterilmiştir. Bu bentlerdeki kurallardan bir kısmı, yani kalıtın yönetimi, borçların ödenmesi, belli mal bırakma tasarruflarının yerine getirilmesi, mirasın paylaştırılması, bugünkü metinde zaten vardır. Bunlar ön tasarıda numaralandırılmış bentlerde ifade edilmiştir. Bunlardan başka, vasiyetçinin alacaklarının toplanması «tahsili» yürütüm görevlisinin miras dolayısiyle davacı ve davalı olması ve bu konudaki görevi, başkaları veya kendisi tarafından açılacak davaların ilgililere hemen yazılı olarak haber verilmesi gibi görev ve yetkileri maddeye yeni eklenmiştir. Böylece bir vasiyeti yürütüm görevlisi mirasta asil olarak dava edilebilir mi veya kendisi ilgili olduğu miras dolayısiyle doğrudan doğruya dava açabilir mi konuları tereddütlerden kurtarılarak açıklığa kavuşturulmuştur. Gerçi yukarıda 497 nci maddenin gerekçesinde sözü edildiği gibi, Yargıtayın bu konuda 7.12.1955 gün ve 16/25 sayılı içtihadı birleştirme kararı var ise de bu karar sadece mahdut bazı konuları çözüme bağlamaktadır. Buna karşılık 498 inci maddenin ön tasarıdaki yeni biçimi bu davacı ve davalı olma durumunu, tereddüte yer vermeyecek biçimde açıklığa kavuş-turmuştur. Şöyle ki: Vasiyetnamede tersine bir kural yoksa ve vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için gerekli ise, yürütüm görevlisi ilgili olduğu miras dolayısiyle hem davacı, hem davalı olabilecektir. Ancak bu davalardan ilgilileri, özellikle mirasçıları ve belli mal bırakılanları hemen haberdar etmesi gereklidir. Buradaki «haber verme» görevi, usul hukukudaki «davayı ihbar» niteliğinde olmayıp, bir nevi uyarma veya yardım isteme niteliğindedir. Çünkü davaların kazanılması veya kaybedilmesi, bu konuda çıkarı olanların verecekleri bilgiye veya yapacakları yardıma bağlı olabilir. Onlara haber verme ödevi bu sebeple konulmuştur. Bu davalardan vasiyetnamenin iptal veya indi-rimine ilişkin olarak açılacak olanların yalnız tenfizciye karşı değil, vasiyet ile kendilerine çıkar sağlanan kimselere karşı aynı zamanda açılması gereklidir. Ancak bu nokta sistematik yeri bakımından iptal ve indirime ilişkin maddelere eklendiğinden burada tekrarlanmasına lüzum görülmemiştir.

    498 inci maddenin son fıkrası, Borçlar Kanunumuzun «vekâlet» hakkındaki 386 ncı ve onu izleyen maddelerine yollama yapmaktadır. Ancak vasiyeti yürütüm görevlisinin özel bir durumu olduğu için onun hakkında vekâlet kuralları uygulanırken 498 inci maddenin saydığı görev ve yetkiler ve ayrıca 497 nci ve 498 (A) maddede konulmuş olan kuralların saklı olduğu hiçbir zaman unutulmamak gerekir.’:

     

    «B. Görevin kapsamı

    Madde 498 - Vasiyeti yürütüm görevlisi, vasiyetçinin talimatı uyarınca, vasiyetin yerine getirilmesini sağlamakla yü-kümlüdür.

    Vasiyetçi vasiyetnamesinde başka türlü kural koymamış-sa, yürütüm görevlisi vasiyeti yerine getirmek için gerekli bütün işlemleri yapar ve özellikle aşağıdaki işleri görür:

    1- Kalıtı yönetmek;

    2- Vasiyetçinin alacaklarını toplamak ve borçlarını ödemek;

    3- Belli mal bırakımı tasarruflarını yerine getirmek;

    4- Mirası vasiyetçinin isteğine veya yasa kurallarına göre paylaştırmak;

    5- Miras dolayısiyle dava açmak ve açılan davalara karşı savunmada bulunmak;

    6- Başkaları veya kendisi tarafından açılan davaları ilgililere hemen yazı ile bildirmek.

    Vasiyeti yürütüm görevlisi vasiyetçinin talimatını yerine getirirken ve hakkında talimat verilmeyen işleri görürken tedbirli bir vekil gibi davranmakla yükümlü olup, vekâletteki so-rumluluk kurallarına  bağlıdır.»