• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 546 - Yürürlükteki kanunun 493 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Madde İsviçre Medenî Kanununun 513 üncü maddesine uygun olarak üç fıkra hâlinde düzenlenmiş, arılaştırılmak suretiyle konu ve kenar başlıklarıyla birlikte, aslına uygun olarak yeniden kaleme alınmıştır.

    Maddenin ikinci fıkrasında, mirasbırakanın miras sözleşmesinden tek ta-raflı olarak dönebilmesi için öngörülen «mirasbırakana karşı mirasçılıktan çıkar-ma sebebi oluşturan davranışların» miras sözleşmesinin yapılmasından sonra olması koşuluna yer verilmiştir. Mirasçı atanan veya kendisine belli mal bırakılan kişinin, miras sözleşmesinden önceki bu tür davranışlarının, miras sözleşmesi yapıldıktan sonra bir dönme sebebi oluşturmaması uygun görülmüştür. Bu ne-denle mirasçılıktan çıkarma sebebi oluşturan bu davranışlardan miras sözleşme-sinin yapılmasından sonraki tarihlerde gerçekleşmiş olması zorunluluğu aranmıştır.

    Bu değişiklikler yoluyla madde İsviçre Medenî Kanununun 513 üncü maddesinin ikinci fıkrasına uygun hâle getirilmiştir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 470 - Madde, yürürlükteki kanunun 493. maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlığında «Fesih» de-yimi yerine «Bozulması» deyimi kullanılmıştır. Zira fesih, miras mukavelesinin bütün sona erme hallerini kapsayacak genel bir deyim olmaktan uzaktır. Buna mukabil «bozulma» deyimi ta-rafların anlaşmasıyla miras mukavelesinin ortadan kaldırılmasını; belirli şartların gerçekleşmesi üzerine tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufla sözleşmenin hükümsüzleştirilmesini; miras mukavelesinden dönmeyi ve miras bırakandan önce ölüm olayı ile miras mukavelesinin hükümsüz kalmasını kapsayacak genel bir deyim niteliğini taşımaktadır.

    Ayrıca madde, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 513. maddesine uygun olarak üç fıkra hâlinde düzenlenmiş ve ikinci fıkrada, yürürlükteki metinde yanlış olarak kullanılmış bulunan «mirastan mahrumiyet» deyimi yerine «mirasçılıktan çıkar-ma» (ıskat) deyimi kullanılmıştır.’:

     

    «II. Bozulması

    1. Sağlar arasında

    a. Sözleşme veya vasiyetname ile

    Madde 470 - Miras mukavelesi, tarafların yazılı anlaş-ması ile her zaman ortadan kaldırılabilir.

    Miras mukavelesi ile mirasçı atanan veya lehine vasiyet yapılan kimse, mirasbırakana karşı miras mukavelesinin yapılmasından sonra mirasçılıktan çıkarma sebebi teşkil eden bir davranışta bulunursa, mirasbırakan, miras mukavelesini tek taraflı olarak bozabilir.

    Bu bozma, vasiyetnameler için kanunda öngörülen şekil-lerden biriyle yapılır.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Yürürlükteki metinde bu maddenin kenar başlığı «fe-sih»dir. Oysa madde miras sözleşmesinin yalnız feshinden değil, tarafların anlaşmasıyla ortadan kaldırılmasından da söz etmektedir ki, bu, eski hukuk diliyle «ikale» dir. «Fesih» bilindiği gibi, taraflardan birince sözleşmenin bozulması; «ikale» ise, tarafların anlaşması ile sözleşmenin ortadan kaldırılmasıdır. Bu sebeple kenar başlık, İsviçre aslında olduğu gibi düzeltilmiş, hem feshi, hem de ikaleyi içine almak üzere, «bozulması» terimi konulmuştur. Bundan başka aşağıda 494 üncü maddede «söz-leşmeden cayma yoluyla bozulma» 495 inci maddede ise «mirasçının daha önce ölmesi yüzünden bozulma» 495 inci maddede ise o mirasçının daha önce ölmesi yüzünden bozulma» durumları da düzenlenmiş ve (II.Bozulması) biçiminde olan kenar başlık bütün bu maddelerin genel başlığı niteliğinde bulunmuş olduğu için «bozulma» teriminin, bütün yukarıdaki durumları kapsamak üzere, 493 üncü maddenin kenar başlığında kullanılması zorunlu görülmüştür. Kanunun anlaşılması ve maddeler arasında bağlantı sağlanması bakımından, kenar başlık taksimatının önemi büyüktür. Bu nedenle maddenin ikinci ve üçüncü kenar başlıkları da, aslına uygun olarak konulmuş ve böylece bir miras sözleşmesinin, sağlıkta sonuç doğurmak üzere, ya sözleşme ile yahut ölüme bağlı olarak vasiyet yolu ile ya da 494 üncü maddede görüldüğü gibi, sözleşmeden cayma yoluyla bozulabileceği, kenar başlıklar sayesinde, açıkça belirtilmiştir.

    493 üncü maddenin birinci fıkrasında küçük ifade değişikliği yapılmış, ikinci fıkradaki «mirastan mahrumiyet» deyimi kaldırılmıştır; zira 520 nci maddedeki mahrumiyet sebeplerinden biri varsa, atanmış mirasçı veya mal bırakılan kimse esasen, kanun gereği olarak, miras alamazlar. Bunun için miras söz-leşmesini bozmaya lüzum yoktur. İkinci fıkranın maksadı «mirastan mahrumiyet» olmayıp, 457 nci ve onu izleyen maddelerde düzenlenmiş olan «iskat» yani «mirasçılıktan çıkarma»dır. Bu sebeple ikinci fıkranın ifadesi o yolda düzeltilmiştir. Bundan başka gerek yürürlükte bulunan me-tinde, gerek bu ön tasarıda, 474 ve 475 nci maddelerde miras sözleşmesinin çeşitleri göste-rilerek bu sözleşmenin ya 1) mirasçı atanması sözleşmesi, veya 2) belli mal bırakımı sözleşmesi, ya da 3) mirastan vazgeçme sözleşmesi niteliğinde olacağı açıklanmış bulunduğundan, 493 üncü maddenin üçüncü fıkrasında bu deyimler, yani miras söz-leşmesinin çeşitlerinden olan mirasçı atanması sözleşmesi ve belli mal bırakımı sözleşmesi deyimleri, teknik terim olarak aynen kullanılmış ve «miras hakkından iskat» yerine de yu-karıda 457 inci maddenin gerekçesinde bildirilen sebeplerle «mirasçılıktan çıkarma» denilmiştir. Ayrıca «yalnız başına» de-yimi yerine de, hukukî bir deyim kullanılarak, aslında olduğu gibi,: «tek taraflı olarak» deyimi konulmuştur. Bundan başka ifadede bazı düzeltmeler yapılmış, «vasiyetname için kanunen muayyen olan şekillerden» ibaresi yerine «vasiyet için konulmuş olan biçimlerden» ibaresi kullanılmıştır; zira buraya «sözlü vasiyet» de girdiğinden bu fıkrada «vasiyetname» sözünün kullanılması doğru değildir.

    2) Biçim değişikliği: Yürürlükte bulunan 493 üncü maddenin son cümlesi «şekil» ile ilgili olup bağımsız bir kuralı kapsadığından, aslında olduğu gibi, bu cümle müstakil bir fıkra haline konulmuş ve böylece madde üç fıkralık bir madde durumunu almıştır.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     

    «II. Bozulması

    1. Sağlıkta geçerli olmak üzere

    a) Anlaşma veya vasiyet ile

    Madde 493 - Miras sözleşmesi, sözleşmecilerin yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir.

    Mirasçı atanması sözleşmesiyle atanan mirasçı veya belli mal bırakımı sözleşmesiyle kendisine mal bırakılan kimse, söz-leşmenin yapılmasından sonra mirasbırakana karşı, mirasçılıktan çıkarılmayı gerektiren bir davranışta bulunmuşsa, mirasbırakan, bu sözleşmeyi tek taraflı olarak bozabilir.

    Tek taraflı bozma yasada vasiyet için konulmuş olan biçimlerden biriyle olur.»