-
Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi
«Tasarının 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki “uzmanlardan oluşan bir” ibaresi, rapor almanın zorlaştırılmasının uygun olacağı düşüncesiyle “bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak” şeklinde değiştirilmiştir.»
-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
«Madde 40– Bu madde yürürlükteki Kanunun 29 uncu maddesine 04/05/1988 tarih ve 3444 sayılı Kanunla eklenmiş olan ikinci fıkradan değiştirilmek suretiyle alınmıştır.
Yürürlükteki Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince cinsiyet değişikliği dolayısıyla nüfus sicilinde gerekli değişikliğin yapılabilmesi için ‘kişinin önceden cinsiyetini değiştirmesi, bu değişikliğin resmi sağlık kurulu raporuna dayandığının belgelendirilmesi’ yeterli görülmüştür. Madde bu şekliyle mahkemeye, kişinin cinsiyetinin değiştirilmesi sonucu nüfus kütüğünde değişiklik yapma konusunda bir takdir yetkisi vermemekte, mahkemeyi adeta bir onay makamı haline getirmektedir. Bu durum, gelişigüzel cinsiyet değişiklikleri sonucu mahkemelerimizi, adeta bir emrivaki ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu amaçla yeni düzenlemede ‘cinsiyet değiştirmek isteyen kişinin bu değişikliğe gitmeden önce bizzat mahkemeye başvurması’ zorunlu kılınmış; mahkemenin böyle bir izni verebilmesi bazı koşullara bağlanmak suretiyle yürürlükteki 29 uncu maddenin ikinci fıkrasında olduğu gibi gelişigüzel cinsiyet değişikliklerinin önüne geçilmek istenmiştir.
Bu koşulların başında kişinin mahkemeye bizzat başvurması gelmektedir. Cinsiyet değişikliği şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, bu istemin bizzat cinsiyet değiştirmek isteyen kişiden gelmesi gerekir. Ancak bu durum kişinin böyle bir davayı mutlaka bizzat açması anlamında olmayıp, iradi temsil yolu da açıktır.
Değişiklik için aranan diğer önemli koşul, ‘kişinin on sekiz yaşını doldurmuş olması ve evli bulunmaması’dır. Henüz cinsiyeti yönünden bir değişiklik zorunluluğu bulunmayan ya da böyle bir zorunluluğun olup olmadığı belli olmayan kişilerin bu yola başvurmasının önlenmesi bakımından en az on sekiz yaşın doldurmuş olması koşulu aranmış, bunun yanında bu kişinin evli olmaması koşulu da getirilmiştir. Toplumun temeli olan aile kurumunun cinsiyeti belirsiz kişiler nedeniyle sarsılmasını önlemek amacıyla öncelikle kişinin evli olmaması öngörülmüştür. Bu koşul, kişinin bir yandan evliliğini sürdürmesi, öte yandan bu evlilik devam ederken cinsiyet değişikliğine gitmesi, bunu eşinin ya da çocuklarının ortak yaşantıları içinde yapmasının, psikolojik ve ahlaki tersliklerinin önüne geçmek üzere konulmuştur.
Getirilen diğer önemli bir koşul, ‘istem sahibinin transseksüel yapıda olması, ruh sağlığı açısından cinsiyet değişikliğinin zorunlu bulunması ve kişinin üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olması’dır. Bu yolla cinsiyet değişikliği sadece biyolojik açıdan değil, ruhsal açıdan da zorunlu olma koşuluna bağlanmıştır. Bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin gelişigüzel doktor raporlarına bağlanmaması için de uzmanlardan oluşan bir resmi sağlık kurulu raporu alınması öngörülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrası, ‘hakimin iznine bağlı olarak cinsiyet değişikliğinin gerçekleştirilmesi halinde, bu hususun yine resmi sağlık kurulu raporuyla saptanması koşuluyla hakimin cinsiyet değişikliği için nüfus sicilinde değişiklik kararı vermesini’ öngörmüştür. Buradaki bilirkişi, bu konularda uzman sağlık kuruluşları olarak anlaşılmalıdır’:
«...üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu uzmanlardan oluşan bir resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır...»