• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 818 - Yürürlükteki kanunun 742 nci maddesini karşılamaktadır.

    Burada ormanlar üzerindeki intifa hakkı düzenlenmiştir. Maddede, intifa hakkı sahibinin ormandan yararlanabilmesinin ancak bir işletme plânı çerçeve-sinde olabileceği esası vurgulanmıştır. Ayrıca, ülkemizde ormanların kamu karakterli kanunlarla düzenlendiği gözönüne alınarak, bu işletme plânının özel kanun hükümlerine uygun olarak hazırlanması gereği, kaynak İsviçre Medenî Kanu-nunun 770 inci maddesinden farklı olarak belirtilmiştir.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 736 - Madde, yürürlükteki kanunun 742. madde-sini karşılamakta ve ormanlar üzerindeki intifa hakkını konu almaktadır. Tasarıda, intifa hakkı sahibinin ormandan yararlanabilmesinin ancak bir işletme plânı çerçevesinde olabileceği esası vurgulanmıştır. Ayrıca, ülkemizde ormanların kamu ka-rakterli kanunlarla düzenlendiği gözönüne alınarak, bu işletme plânının özel kanun hükümlerine uygun olarak hazırlanması gereği, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 770. maddesinden farklı olarak belirtilmiştir.’:

     

    “c. Ormanlar

    Madde 736 - Bir ormanda intifa hakkı sahibi, ondan ancak özel kanun hükümlerine uygun bir işletme plânı çerçeve-sinde yararlanabilir.

    Malik ile intifa hakkı sahibi işletme plânı yapılırken kendi haklarının gözetilmesini isteyebilirler.

    Fırtına, kar, yangın, sel, zararlı böcek akını veya diğer sebepler yüzünden olağan yararlanma önemli ölçüde aşılmışsa, orman, bu kaybı giderek azaltacak şekilde işletilir veya işletme plânı yeni duruma uygun hâle getirilir. Aşırı yararlanmada elde edilen bedel, faiz getirecek şekilde yatırılır ve verim noksanını gidermeğe tahsis edilir.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği, memleketimizde ormanların büyük çoğunluğu, Orman Kanununa tabi devletleştirilmiş ormanlar olup ayrı rejime bağlı bulunduğundan, bu maddenen uygulama alanı pek yoktur. Bununla birlikte Anayasamız ormanlara bü-yük önem verdiğinden, bu maddenin Medenî Kanundan kaldırılması da doğru olmaz. Kaldı ki memleketin şurasında burasında, henüz özel mülkiyete bağlı, küçük ormanlar vardır ve bu madde onlarda uygulama alanı bulabilir. Anayasamızın 131 inci maddenin birinci fıkrası ‘ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tebirleri alır’ dedikten sonra, ayni fıkranın ikinci cümlesinde şu çok önemli kuralı koymuştur: ‘Bütün ormanların gözetim devlete aittir’. Yani ister devlet ormanı, ister özel orman olsun Türkiye’deki bütün ormanlar üzerinde devletin yetkili daireleri gözetim yet-kisine sahiptir. Durum böyle olduğu zaman, bu yararlanım hakkının, ormana zarar vermeyecek uygun bir işletme plânı uyarınca kullanılması ancak yetkili devlet dairesinin gözetimi altında olabilir. İşte 742 nci maddenin birinci fıkrasına yapılan eklemelerle bu madde, anayasanın emredici kuralına uygun bir duruma getirilmiştir. Maddenin öteki fıkralarındaki değişiklikler, kural değişikliği niteliğinde olmayıp, ifade sadeleştirilmesi ve düzeltilmesi niteliğini taşımaktadır.’:

     

    “c. Ormanlar

    Madde 742 - Yararlanılan şey, özel mülkiyete bağlı bir orman ise, yararlanımcı bu ormandan ancak uygun bir işletme plânının müsaade edeceği ölçüde ve yetkili devlet dairesinin gözetimi altında yararlanabilir.

    Gerek malik, gerek yararlanımcı, kendi haklarını zedelemeyen bir plâna uyulmasını isteyebilirler.

    Fırtına, kar, yangın, zararlı böcek salgını veya benzeri sebeplerle yararlanım ölçüsü zorunlu olarak, önemli surette aşılmışsa, orman, bu kaybı parça parça giderecek biçimde işletir veya işletme plânı yeni duruma uydurulur; fakat yararlanım ölçüsü aşılmak suretiyle kesilen ağaçların satışından elde edilen karşılık faize yatırılarak yararlanım eksiğini karşılamağa öz-gülenir.”