-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“Madde 444 - Yürürlükteki kanunun 388 inci maddesini kart2lamaktad2r.
Taşınmazların satışınat ilişkin olan bu madde, isviçre Medenî Kanununun 404 üncü maddesinde oldu?u gibi üç fıkra hâlinde düzenlenmittir. Maddede kullanılan “sulh mahkemesi” yerine “vesayet makamı” deyimi kullanılmıştır. Birinci fıkrada satışın ancak vesayet altındaki kitinin menfaati gerekli kıldığı hâllerde yapılabilece?i öngörülmüttür. Yapılan açık arttırmanın hâkim tarafından “gecikmeksizin” onamına ilişkin ikinci fıkranın son cümlesine, açıklık sa?lamak üzere, “onamaya ilişkin kararın ihale gününden batlayarak on gün içinde verilmesi” zorunlulu?u kabul edilmittir. Son fıkradaki “asliye mahkemesi” deyimi yerine “denetim makamı” denilmittir.”
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 369 - Madde, yürürlükteki kanunun 388. maddesini karşılamaktadır. Taşınmazların satışına ilişkin olan bu madde, kaynak isviçre Medenî Kanununun 404.maddesinde olduğu gibi üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Metinde “sulh mahkemesi” deyimi yerine “sulh hâkimi” deyimi konulmuştur. Birinci fıkrada vesayet altındaki kişinin yararına olarak satışın sulh hâkiminin talimatı uyarınca yapılması öngörülmüştür. Yapılan ihalenin hâkim tarafından “gecikmeksizin” tasdikine ilişkin birinci fıkranın son cümlesine, açıklık saklamak üzere, onamaya ilişkin kararın “ihale gününden başlayarak on gün içinde” verilmesi lüzumu kabul edilmiştir. Son fıkrada “asliye mahkemesi” deyimi yerine “asliye hâkimi” deyimi konulmuştur.’:
“VI. Taşınmazların satılması
Madde 369 - Taşınmazların satışı sulh hâkiminin talimatı uyarınca ve ancak vesayet altına alınan kişinin yararı gerekli kıldığı hallerde mümkündür.
Satış, sulh hâkiminin bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu hâlde açık artırma ile yapılır ve ihale sulh hâkiminin onamı ile tamam olur; onamaya ilişkin karar?n ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir.
Ancak asliye hâkimi, istisnaî olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azaldığını gözönüne alarak pazarlıkla satışta da karar verebilir.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Terimler Anasaya’ya ve öteki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir. Bundan başka maddenin son fıkrasındaki (iki tarafın rızasiyle) keli-meleri yerine (pazarlıkla) kelimesi konulmuştur; zira satış esasen Borçlar Kanununa göre, her sözleşme gibi, iki tarafın rızasiyla olur. Halbuki bu fıkranın maksadı, satışın açık artırma ile değil, (pazarlıkla) yapılabileceğini de belirtmektedir.
2) Biçim değişikliği: Bu maddenin birinci ve ikinci cümleleri bir tek fıkra halinde birlettirilerek daha aydınlık hale konulmuş, üçüncü cümlesi ise müstakil bir kuralı kapsadığından bağımsız bir fıkra haline getirilmiştir. Böylece madde, yürürlükteki metinde iki fıkra olduğu halde, tasarıda üç fıkralık bir madde haline gelmiştir.
3) Hüküm değişikliği: Bu maddenin ikinci fıkrasına (vasilik makamının talimatı uyarınca) kelimeleri eklenmek suretiyle, satışta bu makamın talimatının bulunması bir şart olarak konulmuştur. Ayrıca açık artırmada vasilik makamının bir temsilcisinin bulunması da şart kılınmıştır; zira taşınmazların satışı gibi çok önemli bir konuda vasiyi tek başına tasarrufa yetkili kılmak, ihalenin vasilik makamınca onaylanmaya tabi tutulmasına rağmen, vesayetlinin çıkarları bakımından tehlikeli ola-bilir. Böylece açık artırmalarda suiistimalleri önlemek için vasilik makam?n?n bir mümessilinin artırmada hazır bulunması yerinde olur. Bundan başka, vasilik makamının ihaleyi onaylama hususundaki kararını, ihaleden başlayarak en çok on gün içinde vermesi zorunluğu maddeye eklenmiştir. Yürürlükteki metinde bu hususta süre konulmamış sadece (gecikmeksizin) tâbiri kullanılmıştır. Gecikirse ne olacaktır? Müphem olan bu deyim suiistimallere elverişlidir. Bu sebeple on günlük kesin süre konulması yerindedir. Bu süre içinde onaylanmayan ihaleler geçerliliğini kaybeder ve hükümden düşer. Bunun için ilgililer bu onay işlemini daha ciddî ve gerekli dikkatle takip ederler.
Bu maddenin son fıkrasında, pazarlıkla yapılacak taşınmaz satışlarında vasilik makamının bir öneride bulunması belirtilmiştir. Bugün yürürlükte olan metinde sadece (mahkemeî asliyenin tasvibi) şartı öngörülmüttür. Bundan, herhangi bir asliye mahkemesine başvurularak onun tasvibini almak gibi bir anlam çıkmaktadır. Halbuki maddenin yalnız ruhu değil, birinci fıkrasının sözü de taşınmaz satışlarının önce vasilik makamı tarafından (maddedeki tabirle, sulh mahkemesince) kabul edilmesi halinde caizdir. Bu sebeple maddenin son fıkrasına (vasîlik makam?n?n önerisi) kelimeleri eklenmiş ve maddenin birinci fıkrasıyla son fıkrası arasında bağlantı ve ahenk kurulmuştur.’:
“VI. Taşınmazların satılması.
Madde 388 - Taşınmazların satılması, ancak vesayetlinin çıkarı gereği olduğunun vasilik makamınca kabul edilmesi halinde caizdir.
Satış vasi tarafından, vasilik makamının talimatı uyarınca ve bir temsilci huzurunda açık artırma ile yapılır ve ihale vasilik makamının onayı ile tamam olur. Vasilik makamının onay hususundaki kararını, ihale gününden başlayarak en çok on gün içinde vermesi gereklidir.
Satış vasilik makamının önerisi ve denetim imkanının uygun görmesi ile istisnaî olarak, pazarlıkla yapılabilir.”
**