• Adalet Komisyonu Raporu

     “Tasarının 977 nci maddesindeki ‘araçların’ kelimesinden sonra “,” konmuştur.”



  • “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 977 - Yürürlükteki kanunun 890 ıncı maddesini karşılamaktadır.

    Madde, zilyetliğin hem teslimle hem de teslim yerine geçen sözleşmeyle devredilmesini düzenlemektedir. Bunların birbirinden farklı olduğunu ifade edebilmek için, yürürlükteki maddenin iki cümlesi birleştirilerek madde tek cümle hâlinde düzenlenmiştir.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 893 - Madde, yürürlükteki kanunun 890. madde-sini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur. Madde, kaynak İsviçre Medeni Kanununun 923. maddesine uygun olarak iki fıkra hâlinde düzenlenmiş, ikinci fıkranın ifadesi, özellikle İsviçre Medeni Kanununun Almanca metni dikkate alınarak dü-zeltilmiştir.

    Bu tarzda teslim, zilyetliği devralana yapılabileceği gibi, onun temsilcisine de yapılabilir. Bu madde devralana yapılan teslimi düzenlediği cihetle başlık madde ile uyumlu hâle geti-rilmiştir.’:

     

    “B. Zilyetliğin devri

    I. Devralana teslim

    Madde 893 - Zilyetlik, şeyin veya şey üzerinde hâkimiyeti sağlayacak vasıtaların iktisap edene teslimi ile devredilir.

    İktisap eden, evvelki zilyedin rızası ile şey üzerinde hâki-miyeti kullanacak duruma gelince teslim gerçekleşmiş olur.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ikinci kenar başlık değiştirilmiş, birinci ke-nar başlık ise sadeleştirilmiştir. İkinci kenar başlıktaki (hazır olan kimseler arasında) deyimi çok garip düşmektedir. (Hazır) sözü, “seyehate hazır, sofra hazır, ütülenen elbiseler hazır” deyimlerinden olduğu gibi çok başka anlamlarda da kullanılmaktadır. Bu maddenin maksadı, karşı karşıya bulunan, birlikte bulunan kimseler arasında elmenliğin nasıl geçeceğini düzenlemektir. Bu sebeple ikinci kenar başlık “birlikte bulunanlar arasında” biçimine konulmuştur. Ayrıca maddenin ifadesi sadeleştirilmiş ve açıklanmıştır. Meselâ ikinci fıkrada (teslim olayının) ne zaman gerçekleşmiş ve tamam olduğu açıkça belirtilmiştir. Yürürlükteki metnin ikinci cümlesinden ve doktrindeki esaslardan yararlanılarak eklenmiş olan üçüncü fıkrada dahi ifade açık olarak kaleme alınmış, terimler yukarıki maddelere uydurulmuştur.

    2) Biçim değişikliği: Bu maddeye bir fıkra eklenmiş oldu-ğu için yürürlükteki metinde iki cümleden oluşmuş bir tek fıkra halinde bulunan 890 ıncı madde, üç ayrı fıkra haline konul-muştur.

    3) Hüküm değişikliği: Bu maddeye eklenen üçüncü fıkra, yukarıda belirtildiği gibi, yürürlükteki metnin ikinci cümlesinden ve doktrindeki esaslardan yararlanılarak yeniden kaleme alınıp eklenmiştir. Bu fıkra, doktrinde (zilyetlik sözleşmesi) denilen kavramı düzenlemekte ve elmenliğin, eylemli teslim olmaksızın sadece elmenliğin geçirilmesine ilişkin bir sözleşme ile de başkasına geçebileceğini belirtmektedir. Esasen gerek İsviçre’de, gerek bizde bütün müellifler 890 ıncı maddenin ikinci fıkrasının bu amaçla tedvin edilmiş olduğu konusunda oy birliği etmişlerdir. Ancak yürürlükteki metnin 890 ıncı maddesinin ikinci cümlesi bunu açıkça belirtmediğinden, bu cümle, ayrı bir fıkra olarak yeniden yazılı maddeye eklenmiş bulunmaktadır; buna göre birşeyin zilyetliğini iyiniyetle ve sözleşme ile edinen kimse, yine iyiniyetle fakat eylemli olarak teslim almak suretiyle edinen kimse arasında bir anlaşmazlık çıkınca bu ikincinin tercih edilmesi gerekir. 893 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki kuraldan ilham alınmak suretiyle ve o kurala paralel olarak 890 ıncı maddeye eklenen bu fıkranın amacı budur. Meselâ köyün civarındaki tarlada yığın halinde duran bir miktar buğdayı, malik, bir kimseye satar ve alıcıya gidip bu buğdayları tarladan kaldırmasını söylerse, elmenlik bu sözleşme ile malikten o kimseye geçmiştir; zira tarla açık olduğundan, alıcı o buğdayları her zaman oradan kadırmak, başka bir deyimle o buğdaylar üzerinde eylemli olarak egemenlik kurmak imkânına sahip olmuş-tur. Eğer malik buğdayları böylece sattıktan sonra, alıcı gidince, onları, ilk satıştan haberi olmayan başka bir kimseye de satar ve onu tarlaya götürüp, henüz ilk alıcı tarafından kaldırılmamış olan buğdayları o ikinci alıcıya eylemli olarak teslim ederse, ikinci alıcı buğdaylar üzerinde doğrudan doğruya eylemli egemenlik kurmuş olur. Bu durumda onun elmenliği, birinci alı-cının sözleşmeye dayanan elmenliğine tercih edilir ve birinci alıcı, iyiniyetli ikinci alıcıya karşı dava açarak buğdayları ondan isteyemez. Ancak sözleşmeye uygun davranmamış olan satıcıya karşı tazminat davası açabilir.’:

     

    “B. Elmenliğin başkasına geçmesi

    I. Birlikte bulunanlar arasında

    Madde 890 - Elmenlik, doğrudan doğruya eşyanın veya o eşya üzerinde eylemli egemenliği sağlayacak aracın teslimi ile geçer.

    Elmenliği edinenin, bu amaçla ve önceki elmenin rızasiyle bir eşyaya veya o eşyada egemenliği sağlayacak araca eylemli olarak egemen duruma gelmesiyle, teslim gerçekleşmiş olur.

    Elmenlik, onu edinen kişiye eşyanın eylemli olarak teslimi yapılmaksızın o kişinin eşya üzerinde egemenlik kurabilecek duruma gelmesini sağlayan bir sözleşme ile de geçebilir; şu kadar ki, elmenliği, onun geçirilmesine ilişkin sözleşme uya-rınca ve iyiniyetle edinen kişi ile, eşyayı iyiniyetle ve eylemli olarak teslim alıp edinen kişi karşılaşırsa, eylemli olarak teslim olan tercih edilir.