• 3678 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «Madde 9 - Bu maddede sağ kalan eşin miras hakkı yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.

    Yürürlükteki 444 üncü madde eşe mülkiyet hakkı yanında intifa hakkı da tanıyan bir sistemi kabul etmiş bulunmaktadır.

    Kanunî intifa hakkı, tatbikatta çeşitli güçlüklere yol açmış ve şikâyet konusu olmuştur. Eşinin intifa hakkını tercih etmesi halinde; intifa hakkına konu olan hisse üzerinde diğer mirasçılar hiçbir şekilde tasarruf imkânına sahip olama-makta, bir kül teşkil eden taşınmaz mal satılamamakta, devredilememekte ve o taşınmaz malda intifa hakkına bağlı hisse üzerinde başkaca aynî bir hak tesis edilememektedir. İntifa yerine mülkiyetin tercih edilmesi durumunda ise her paydaş kendi hissesi üzerinde dilediği şekilde tasarruf edebilme imkânına sahip olmaktadır.

    Ayrıca; sağ kalan eşin bu tercih hakkının kullanması mecburiyeti karşısında onun beyanının alınması zorunluluğu bulunduğundan, diğer mirasçılar tarafından açılan verasetin subutu davaları da gecikmektedir. İşte bu mahzurları bertaraf etmek amacı ile Tasarıda kanunî intifa hakkına yer verilmemiştir.

    Tasarıda eşin, füru ile birlikte mirasçılığında intifa hakkı seçme imkânına yer verilmemiş, miras payı yürürlükteki Kanunda olduğu gibi dörtte bir olarak muhafaza edilmiştir.

    Eşin, miras bırakanın baba ve ana zümresi ile birlikte mirasçı olması halinde intifa hakkının kaldırılması dikkate alınarak miras payı dörtte birden dörtte ikiye çıkarılmıştır.

    Eşin, büyükbaba ve büyükanalar ile birlikte mirasçı olması halinde de miras payı, intifa hakkının kaldırılması dikkate alınarak dörtte ikiden dörtte üçe yükseltilmiştir. Ayrıca büyükbaba ve büyükanaların zümresi mirasçı olmaktan çıka-rılmıştır.

    Böylece intifa hakkının kaldırılmasından eşin zarar görmemesi sağlanmış olmaktadır.»



  • 3678 sayılı Kanuna ait Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi

     «Madde 8- Türk Kanunu Medenîsinin 444 üncü maddesinde yapılan deği-şikliğe göre, miras bırakanın eşi sağ ise miras bırakandan evvel vefat etmiş olan büyükbaba ve büyükanaların füruu mirasçı olmayacağı ve mirasın tümü eşe kalacağı cihetle sağ kalan eş bulunmadığı takdirde halefiyet kuralının işleyeceği yolunda açık bir hüküm getirilmesi zaruri olduğundan tasarıya Türk Kanunu Medenîsinin 441 inci maddesinin ikinci fıkrasını değiştiren çerçeve 8 inci madde ilave edilmiştir.»



  • 3678 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «Madde 12 - Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşılayan ber hüküm yoktur. Madde, mirasta tereke üzerindeki iştirak halindeki mülkiyetin uygulamada doğurduğu bazı sakıncalar göz önüne alınarak, terekenin tümü veya tereke mallarının bir kısmı üzerindeki iştirak haline mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi imkânını öngörmekte ve şartlarını düzenlemektedir.

    Mirasçılar, terekeyi taksim etmeye mecbur kalmadan iştirak halindeki mül-kiyete tabi olmaktan kurtulmak isterlerse, bu maddede öngörülen imkândan yararlanabileceklerdir.

    Tüm tereke üzerindeki iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi ancak bütün mirasçıların rızasına bağlıdır. Ayrı ayrı tereke mallarındaki iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesini mirasçılardan her biri talep edebilecektir. Fakat diğerleri bunu itiraz edebilirler. Özellikle tereke borçlarının henüz ödenmemiş olması önem taşır.

    Madde 13 - Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşılayan bir hüküm yoktur. Madde, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 647 nci maddesi göz önünde tutularak düzenlenmiştir. Hissedarların yararlanmaya, kullanmaya ve yönetime ilişkin ola-rak almış oldukları yazılı kararlarla bu hususta mahkemeden alınan kararların, sonradan hissedar olanları veya hisse üzerinde aynî hak iktisap edenleri bağlayacağı, bunun için gayrimenkullerde yararlanmaya ve kullanmaya ilişkin kararların tapu kütüğünde beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği esası getirilmiştir.»



  • 3678 sayılı Kanuna ait Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi

     «Madde 13- Tasarının 12 nci maddesinin birinci fıkrası gereksiz görülerek metinden çıkarılmış, ikinci fıkrasında yer alan «tereke mallarından biri» ibaresi terekeye dahil mallardan biri üzerindeki iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesini düzenlediği için ihtiyaca kâfi gelmeyeceği düşü-nülerek terekenin tamamını da madde kapsamına alması için «Tereke mallarının tamamı veya bir kısmı» şeklinde değiştirilmiş ve 13 üncü madde olarak kabul edilmiştir.»



  • «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 499 - Yürürlükteki Kanunun 444 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin (3) numaralı bendinde bentte sağ kalan eşin miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile mirasçı olması hali düzenlenmiş, bende «ve onların çocukları» deyimi eklenmiştir. Böylece 497 nci maddede yapılan değişiklikle uyum sağlanmıştır.

    Yürürlükteki maddenin son fıkrası değiştirilmek suretiyle 497 nci maddenin son fıkrasına alındığından madde metnine alınmamıştır.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 423 - Madde, yürürlükteki Kanunun 444. maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki Kanun, eşe mülkiyet hakkının yanında intifa hakkı da tanıyan bir sistemi kabul etmiş bulunmaktadır.

    Kanunî intifa hakkı, tatbikatta çeşitli güçlüklere yol açmış ve şikayet konusu olmuştur. Nitekim daha önce yayınlanan Türk Medenî Kanunu ön tasarısında da eşin mirasçılığı sadece mülkiyet hakkı üzerine düzenlenmiş ve kanunî intifa hakkına yer verilmemiştir. Bu esas şimdiki tasarıda da benimsenmiştir.

    Eşin, altsoyla birlikte mirasçılığında intifa hakkı seçme imkânına yer verilmemiş, miras payı, yürürlükteki kanunda olduğu gibi dörtte bir olarak muhafaza edilmiştir.

    Eşin, miras bırakanın baba ve ana zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde intifa hakkının kaldırılması dikkate alı-narak miras payı 1/4 den 2/4’e çıkarılmıştır.

    Eşin, dedeler ve nineler zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde de miras payı, intifa hakkının kaldırılması dikkate alı-narak 2/4’den 3/4’e yükseltilmiştir.

    Böylece intifa hakkının kaldırılmasından eşin zarar görmemesi sağlanmış olmaktadır.

    Eşin intifa hakkına tasarıda yer verilmediği için, intifa hakkının irada çevrilmesi veya teminat verilmesine ilişkin yü-rürlükteki Kanunun 445 ve 446. maddelerini karşılayacak hü-kümlere de gerek kalmamıştır.’:

    «Madde 423 - Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

    1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,

    2. Mirasbırakanın baba ve ana zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

    3. Mirasbırakanın dedeler ve nineler zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü.

    Dedeler ve nineler zümresinde mirasçı bulunmadığı takdirde mirasın tümü eşe kalır.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuştur. Özellikle yürürlükteki metnin 444 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da «büyük baba ve büyük ana veya bunların furuğu» terimi yerine tasarıda, 443 ve 444 üncü maddelerin gerekçelerinde açıklanan sebeplerle «dede, nine büyükdede ve büyüknine» terimleri konulmuştur. Ayrıca ifade sadeleştiril-miştir.

    2) Biçim değişikliği: Sağ kalan eşin miras payı saptanırken, onun öteki takımlardaki mirasçılarla birlikte mirasçı olması durumuna göre çeşitli ihtimalleri ayrı ayrı gözönünde bulundurarak bunları numaralanmış dört bent içinde düzenlemek, açıklığı sağlamak bakımından uygun görülmüştür. Burada yapılan bu biçim değişikliği, yürürlükteki metnin 453 üncü maddesinde «mahfuz hisse» için kabul etmiş olduğu biçime aynen uymaktadır. İşte o madde örnek alınarak, tasarıda bu 446 ıncı (yürürlükteki metnin 444 üncü) maddesi yukarıki şekilde dört ayrı bent içinde kaleme alınmıştır.

    3) Hüküm değişikliği: Yürürlükteki metnin 444 üncü maddesini karşılayan bu 446 ıncı madde üzerinde esaslı surette durulmuş ve inceleme yapılmıştır. Neticede, bu maddeyle sağ kalan eşe tanınmış olan ihtiyarî ve kanunî yararlanım (intifa) hakları, yukarıda miras bahsinin en başında ayrıntılarıyla açıklandığı gibi, Türk millî bünyesine sinmemiş ve birçok anlaş-mazlıkların çıkmasına, çeşitli içtihatların doğmasına ve hattâ birçok hakların kaybolmasına sebep olmuştur. Bu düşünce ile Medenî Kanun Komisyonu, sağ kalan eşe ne ihtiyarî, ne de kanunî bir intifa hakkı tanınmasını uygun bulmayarak, eşin miras hakkını da, tıpkı öteki mirasçılarınki gibi, mülkiyet hakkı olarak tesbit ve tanzim eylemiştir. Ancak bu hakkın tesbitinde bugün yürürlükte olan metnin ölçüsünden ayrılmak doğru görülmemiştir. Nitekim mer’i metnin 444 üncü maddesi, yarı intifa hakkını dörtte bir mülkiyet ile eşit tuttuğundan, yani mülkiyeti intifaın yarısına eşit gibi nazara alındığından bu 446 ıncı maddede aynı nisbet muhafaza edilerek, altsoy ile birlikte mirasçı olan eşin bir taksim dört mülkiyet hakkını birinci bentte aynen muhafaza etmiş, ikinci bentte mirasın yarısının intifa hakkı bir taksim dört mülkiyete eşit tutularak, esasen mevcut olan bir taksim dört mülkiyete eklenmek suretiyle, baba ve ana takımıyla birlikte mirasçı olan eşe bütün mirasın yarısının mülkiyeti miras payı olarak tanınmıştır.

    Yürürlükteki metnin 444 üncü maddesinde, dede ve nine-ler takımı ile birlikte mirasçı olan eşe, kalıtın yarısının mülkiyeti ile beraber bir taksim dördünün intifa hakkı miras payı olarak tanınmıştır. Buradaki intifa hakkı tutarını Medenî Kanun Ko-misyonu, durumun özelliği dolayısiyle, mülkiyete eşit saymıştır. Zira dede ve nineler, çoğu defa, torunlarının sağ kalan eşinden çok daha önce ölmüş bulunacaklarından, buradaki «intifa ile yükümlü olan mülkiyet hakkına» -pek seyrek istisnalar dışında- hiçbir zaman sahip olamayacaklardır. Bu sebeple dede ve nineler takımı ile birlikte mirasçı olan eşin, mirasın üç taksim dört mülkiyetini alması, bugün yürürlükte olan metnin çözüm tarzına da aykırı düşmemektedir. Görülüyor ki, bu maddede eşin yararlanım (intifa) hakkı kaldırılırken, miras payının mülkiyet olarak tesbitinde bugün yürürlükte bulunan hükme sadık kalınmaktadır. Esasen Medenî Kanun Komisyonu da bu hükmün adil ve millî hayat şartlarımıza uygun olduğunda oybirliğine varmıştır.

    Dede ve nineler takımında da mirasçı yoksa, sağ kalan eşin bütün mirası almasına dair olan 4 no.lu bent bugün yürürlükte bulunan 444 üncü maddenin en son cümlesindeki çözüm tarzının aynıdır. Bunda bir değişiklik yoktur.

    Şu noktayı da belirtmek gerekir ki, eşin intifa hakkı kaldırılmış olduğundan buna bağlı olan 445 ve 446 ıncı maddeler de kanundan çıkarılmış ve böylece yukarıda tasarının 442 nci maddesinin gerekçesinin üç numaralı bendinde açıklanmış ol-duğu gibi, Medenî Kanunun 447 nci maddesinden itibaren, bu kanun ile tasarının madde numaralarının sırası arasında bir fark kalmamıştır.’:

     

    «B. Sağ kalan eş

    Madde 446 - Sağ kalan eş, mirasbırakanın:

    1) Altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 1/4 ini;

    2) Baba ve ana takımı ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısını;

    3) Dede ve nineler takımı ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 3/4 ünü;

    4) Dede ve nineler takımında mirasçı yoksa, mirasın ta-mamını, miras payı olarak alır.»