• Adalet Komisyonu Raporu

     «Tasarının 305 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “iki” yıllık süre fazla bulunarak “bir” yıla indirilmiştir.»



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 237 - Madde, yürürlükteki Kanunun 253. maddesinde 2846 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe uygun şekilde düzenlenmiş, ayrıca ilâve edilen üçüncü fıkrada bir kimsenin birden çok evlât edinebileceği açıklanmıştır.’:

    «a. Evlât edinme şartları

    I. Evlât edinen için

    1. Genel olarak

    Madde 237 - Evlât edinebilmek için otuzbeş yaşını bitirmiş olmak gerekir. ancak altsoyu bulunmayanlar evlât edinebilirler.

    Evlât edinen kimsenin evlatlıktan en az onsekiz yaş büyük olması şarttır.

    Bir kimse birden çok evlât edinebilir.»

    ‘Madde 240 - Madde, yürürlükteki Kanunun 256. maddesini kısmen karşılamaktadır. Konu, bir şekil şartından çok küçüklerin evlât edinilmesini ilgilendirdiği için, İsviçre’de 25 Haziran 1976 tarihli Kanunda olduğu gibi bu maddede ayrı olarak düzenlenmiştir.

    Yürürlükteki Kanundan farklı olarak, evlât edinmek iste-yenin en az bir yıl süre ile küçüğe bakmış veya onun eğitimini üstlenmiş olması şartı aranmış, hâkime de bu süreyi kaldırabilmek yetkisi tanımıştır.’:

    «2. Küçükler için

    Madde 240 - Bir küğün evlât edinilmesi, evlât edinecek kişinin en az bir yıl süre ile küçüğe bakmış veya onun eğitimini üstlenmiş olmasına ve evlât edinmenin küçük için yararlı olacağının anlaşılmış bulunmasına bağlıdır.

    Hâl ve şartlar gerektirdiği takdirde hâkim bu süreyi kal-dırabilir.»


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelerle uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Madde, yapılan ilâvelerle üç fıkra haline konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Yukarıda seksensekizinci madde-nin gerekçesinde belirtilmiş olan sebeplerle evlenmede yaş had-leri erkek için 15 ve kadın için 14 olarak kabul edilmiş olduğundan evlâdedinmeye ilişkin olan bu maddede de ikinci fıkrada aradaki yaş farkı onsekizden onbeşe indirilmiştir. Esasen Fransız Medenî Kanununun 344 üncü maddesinde de onbeş yaş farkı konulmuştur. İskandinav memleketlerinde böyle bir yaş farkı hiç konulmamış olup, her olayda ayrı ayrı gözönünde bulundurulması kabul edilmiştir. Alman, İtalyan ve Avusturya Medenî Kanunlarında 18 yaş farkı konulmuş olmakla birlikte bu fark şartının mahkeme tarafından indirilebileceği, yani onsekizden daha aşağı bir fark bulunması durumunda dahi mahkemenin evlâdedinmeye izin verebileceği kabul olunmuştur. Yalnız İsviçre’de onsekiz yaş farkı kesin bir şarttır. Bu mukayeseli bilgi gösteriyor ki, diğer Avrupa memleketlerinde dahi yaş farkı ya daha azdır veya mahkemece indirilebilecek şekilde kabul olunmuştur. Bu sebeple 253 üncü maddede yapılmış olan bu değişiklik Avrupa’nın diğer memleketlerindeki görüşlere uygun bulunduğu gibi, memleketimizin iklim ve biyoloji şartlarına da uygun bulunmaktadır. Ancak evlâdedinme işlemi sırasında evlâtlıkla evlâdedinen arasında onbeş yaş fark bulunmadığı halde, bu işlem yapıldıktan sonra mahkemede yaş düzeltimi davası açı-larak taraflardan birinin yaşının düzeltilmesi, birçok suistimallere meydan verebileceğinden, ikinci fıkraya bunun önüne geçecek bir kural konulmuştur. Böylece evlâdedinme işleminden sonra yapılan yaş düzeltmelerinin bu işlemi geçerli kılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Nitekim Yargıtay ikinci Hukuk Dairesinin 5/3/1955 tarihli bir kararında da (evlâdedinenle evlâtlık ara-sında onsekiz yaş fark bulunmaması sebebiyle evlâtlık söz-leşmesinin feshi dava edildikten sonra, evlâtlık kendi yaşını mahkemece düzelttirerek aradaki yaş farkını onsekize çıkarırsa, sonradan yapılmış olan bu yaş düzeltmesi evlâtlık sözleşmesinin iptaline engel olmaz) neticesine varılmıştır; bu sebeple 253 üncü maddede yapılmış olan bu değişiklik Yargıtay İçtihadına da uygun bulunmaktadır.

    Bu maddenin üçüncü fıkrasında da önemli değişiklik ya-pılmıştır. Medenî Kanunun yürürlüğe girdiğinden beri meydana gelen ve sosyal yapımızı rahatsız eden bir (evlilik dışı çocuklar) konusu vardır.

    Kanun koyucu bu probleme bir çözüm yolu olmak üzere her dört beş senede bir özel kanunlar çıkarmak zorunda kalmaktadır. Sosyal yapımızdaki bu içtimai hastalık böyle zaman za-man çıkarılan kanunlarla düzeltilemez. Hatta böyle kanunlar çıkarılması sakıncalı ve tehlikelidir; zira evlilik dışı birleşmeleri teşvik edici birer af kanunu niteliği taşımaktadır. Bu sebeple Medenî Kanunumuzdaki evlâdedinme işleminde konulmuş olan bazı kayıt ve şartların, tanınmaları yasak olan evlilik dışı çocukların, evlilik dışı baba tarafından evlâdedinilmesi halinde aranması suretiyle bu sosyal huzursuzluğa Medenî Kanun çevresi içinde önemli bir çözüm yolu bulunabilir. Böylece 253 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarında konulmuş olan şartların, tanınması yasak olan çocuğun evlilik dışı babası tarafından evlâdedinilmesi halinde aranmayacağına dair olan üçüncü fıkra maddeye eklenmiştir. Böylece bir yandan zina mahsulü çocukların tanınamıyacağına dair 292 nci maddedeki prensip, ailenin korunması ve sağlam tutulması yönünden alıkonulmuş, fakat öte yandan evlilik dışında doğmuş olmaları olayında hiçbir ku-sur ve günahları olmayan bir takım masum çocukların hukukî durumları ve toplum içindeki sosyal vaziyetlerinin evlâdedinme müessesesi sayesinde düzeltilmesine imkân verilmiş ve böylece belirli zamanlarda idarî nesep tashihi kanunları çıkarılmasına, büyük ölçüde, bir zaruret kalmamıştır.’:

     

    «A. Şartları.

    I. Evlâdedinen için.

    Madde 253 - En az 40 yaşında olup ta düzgün soydanlıklı altsoyu bulunmayan kimse evlâdedinebilir.

    Evlâdedinenin evlâtlıktan en az onbeş yaş büyük olması gereklidir; evlâdedinme işleminden sonra yapılan yaş düzeltimi bu işlemi geçerli kılmaz.

    Tanınması veya soydanlığına karar verilmesi yasak olan çocuğun evlilik dışı babası tarafından evlâdedinilmesi durumunda bu şartlar aranmaz.»