-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 505 - Yürürlükteki Kanunun 452 nci maddesini karşılamaktadır.
Madde arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur.»
-
«1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe
‘Madde 429 - Madde, yürürlükteki kanunun 452. madde-sini karşılamaktadır. Bu madde ile başlayan ikinci ayırım başlığı, İsviçre Medenî Kanununun Almanca metnine uygun şekilde «Tasarruf serbestliği» olarak ifade edilmiştir.
Yürürlükteki Kanundaki «tasarruf nisabı» başlığı, İsviçre Medenî Kanununun Fransızca metninden alınmıştır. İsabetli olan deyim «tasarruf serbestliği» deyimidir. Maddenin metni de bu husus gözönüne alınarak düzenlenmiştir.
Yürürlükteki Kanunda fasıl başlığı ile maddenin başlığı birbirine karışmıştır. Halbuki İsviçre Medenî Kanununun 470. maddesinin Almanca metni gözönünde tutulursa maddenin baş-lığının «tasarruf edilebilir kısım» tarzında ifade edilmesi gerekir. Gerçekten madde, tasarruf edilebilir kısmın kapsamını dü-zenlemektedir.’:
«A. Tasarruf edilebilir kısım
I. Kapsamı
Madde 429 - Mirasçısı olarak altsoyu, baba ve anası, kardeşleri veya eşi bulunan kimse, mirasının bu mirasçıların saklı payları dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.
Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan mirasının tümünde tasarruf edebilir.»
-
«1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Bu ikinci faslın başlığı, yürürlükteki metinde «tasarruf nisabıdır» 452 nci maddenin kenar başlığında ise yine «tasarruf nisabı» deyimine yer vermiştir. Bu durum Medenî Kanunun Fransızca metninden çevrilmiş olmasından ileri gelmiştir. Almanca metinde bu faslın başlığı «Tasarruf Serbestliği» (VERFÜGUNSFREİHEİT) dir ve doğrusu da bu-dur. Zira bu bölümde yalnız tasarruf nisabı değil, mirasbı-rakanın, bazı kayıt ve şartlarla, mirasçılarını miras hakkından iskat etmek hürriyetine ilişkin kurallar içinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle faslın başlığı «tasarruf serbestliği» olarak değiştirilmiştir; hukukî işlemlerdeki genel «tasarruf hürriyeti» ile karışmaması için bu son terim kullanılmamıştır.
Miras Hukuku gibi bütün halkı ilgilendiren bir konuda terimlerin, imkân ölçüsünde, yaşayan Türkçe’de halkın kullandığı terimler arasından seçilmesi ve Medenî Kanunun bu günkü ve ileriki nesiller için daha anlaşılır bir duruma konulması doğru görüldüğünden, «tasarruf nisabı» yerine «tasarruf oranı» ve «mahfuz hisse» yerine de «dokunulmaz pay» deyimlerinin konulması yerinde bulunmuştur. Bu son terime uygulamada kimi zaman «saklı pay» denilmekte ise de bu doğru değildir ve mirasçılardan birinin miras payını saklaması gibi bir anlam hatıra getirmektedir. Oysa maksat bu paya, mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarrufla dokunamıyacağıdır. «Nisab» terimi başka kavramlarla da karışabilir. Bu kelime genel olarak meclis toplantılarında görüşmenin yapılabilmesi için hazır bulunan üyelerin yeterli olup olmadığı konusunda kullanılagelmektedir; nitekim buna şimdi «yeter sayı» denilmekte ve «görüşme yeter sayısı» ve «karar yeter sayısı» gibi türlere ayrılmaktadır. Bütün bu nedenlerle Medenî Kanun Komisyonu «Tasarruf Nisabı» ve «mahfuz hisse» terimlerini kanundan çıkararak, 452 ve 453 üncü maddelerin içindeki kavramları daha iyi belirtmek üzere «Tasarruf Oranı» ve «Dokunulmaz Pay» terimlerini tercih etmiştir. Böylece mirasçılar arasında dokunulmaz paylı mirasçılar varsa bütün miras, tasarruf bakımından iki bölüme ayrılmakta, bunlardan birinde mirasbırakanın serbestçe tasarruf edebileceği ötekinde ise, edemeyeceği, herkesin anlayabileceği biçimde belirtilmiş olmaktadır. 452 nci maddenin (A) harfiyle işaretlenmiş olan birinci kenar başlığı, 452 nci ve onu izleyen 453 üncü maddeler hükmünü, yani buna ait bütün bahsi göstermek üzere «Tasarruf Oranı ve Dokunulmaz Pay» olarak değiştirilmiştir. Böylece 452 nci madde «tasarruf oranı»nı, 453 üncü madde «dokunulmaz payı», 454, 456 ncı maddeler ise tasarruf oranının nasıl hesaplanması gerektiğini düzenlemiş, böylece mirasbı-rakanın, kendi malları üzerinde, ancak tasarruf oranı sınırları içerisinde vasiyet veya miras sözleşmesi yapabileceği, dokunulmaz paylarda ise ölüme bağlı olarak tasarrufta bulunamayacağı açık olarak belirtilmiş, madde metinleriyle kenar başlıklar ara-sında bağlantı sağlanmıştır.
Bilindiği gibi, «oran» Arapça’da «nispet» demektir. Bütün yeni kuşaklar bu nisbet kelimesini bilmez. Kaldı ki, «nisbet» sadece «oran» anlamına gelmeyip «karabet» hattâ «ilişki» anlamına da gelmektedir. Bu nedenle «tasarruf oranı» terimi, kavramı belirtme bakımından, en doğru olan terimdir.
2) Biçim değişikliği, yoktur.
3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:
«A. Tasarruf oranı ve dokunulmaz pay
I. Tasarruf oranı
Madde 452 - En yakın mirasçı olarak altsoyu, baba ve anası, kardeşleri veya eşi kalmış olan kimse, malvarlığında, bu mirasçıların dokunulmaz payları dışında kalan miktar üze-rinde ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.
Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan, bütün malvarlığında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.»