• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 634 - Yürürlükteki kanunun 574 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Konular bakımından madde dört fıkra hâlinde düzenlenmiş ve üçüncü fıkrada terekenin daha önce resmî defteri düzenlenmişse, resmî tasfiyenin bu deftere göre yapılacağını belirten yeni bir hükme yer verilmiştir.

    Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, dördüncü fıkra hâline getirilmiştir. Bu fıkrada yürürlükteki metinde yer almayan şikayet süresine yer verilmiş, bu süre yedi gün olarak kabul edilmiştir. Böylece İcra ve İflâs Kanununun 16 ncı maddesinde öngörülen benzer şikâyet süresi ile paralellik sağlanmıştır.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 558 - Madde, yürürlükteki kanunun 574. madde-sini karşılamaktadır. Konular bakımından madde dört fıkra hâlinde düzenlenmiş ve üçüncü fıkrada terekenin daha önce resmi defteri düzenlenmişse, resmî tasfiyenin bu deftere göre yapılacağını belirten yeni bir hükme yer verilmiştir.’:

     

    «B. Usul

    I. Yönetim

    Madde 558 - Resmî tasfiye, sulh hâkimi veya atayacağı bir ya da birkaç tasfiye memuru tarafından yapılır.

    Resmî tasfiyeye terekenin defterinin düzenlenmesiyle baş-lanır ve aynı zamanda yapılacak ilânla, mirasbırakanın alacaklarından ve borçlularından, belirtilen süre içinde alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri istenir.

    Terekenin daha önce resmî defteri düzenlenmiş ise resmî tasfiye bu deftere göre yapılır.

    Tasfiye memuru, tasfiye işlerini, tasfiyeye karar veren sulh hâkiminin gözetim ve denetimi altında yürütür. Mirasçılar ve tereke alacaklıları, sulh hâkimine, tasfiye memuru tarafından yapılan veya girişilen işlemlerden dolayı şikayette bulunabilirler.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Bu madde resmî tasfiyede usulden ve özellikle bu tasfiyeyi yapmakla görevli olanlardan ve bunların sorumluluklarından sözettiği ve bu konuları düzenlediği için kenar başlıkta «usulü» denilmiş ikinci kenar başlıkta ise «idare» yerine «görevliler» terimi kullanılmıştır. Çünkü burada kastedilen nokta terekenin idaresi olmayıp, bunun tasfiyesiyle kimlerin görevli olduklarının belirlenmesidir. Maddenin birinci fıkrasında, resmî tasfiyeye mirasın açıldığı yerin sulh mahkeme-since karar verileceği açık olarak belirtilmiştir. Gerçi bu nokta Velâyet, Vesayet ve Miras Nizamnamesinin 50 nci maddesinde «ölenin son ikametgâhındaki sulh hakimine» denilmek suretiyle açık olarak zikredilmiş ise de, yetki kurallarının mutlaka ana kanunda gösterilmesi gerektiğinden, bu düzeltme yapılmıştır.

    2) Biçim değişikliği: 574 üncü maddenin şimdiki metni iki fıkralıdır; oysa bu maddede nitelik bakımından birbirinden ayrı üç kural vardır. Medenî Kanun Komisyonunca bir de son fıkra eklenmiş olduğu için, ön tasarıda bu madde dört bağımsız fıkra haline konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Şimdiki metinde, tutulması gerekli defterin resmi defter olduğu ve eğer resmî tasfiyeden önce istem üzerine resmî defter düzenlenmişse, tasfiye için yeniden bir defter düzenlenmesine lüzum olmadığı anlaşılmamakta oldu-ğunda, bu maddenin ikinci fıkrası bunların tereddüte meydan vermeyecek biçimde anlaşılması için değiştirilmiştir. Üçüncü fıkraya ise çeşitli eklemeler yapılmıştır: Şöyle ki: 1) Tasfiye memurunu denetleyecek olan sulh mahkemesinin, tasfiyeye karar veren mahkeme olduğu açıklanmıştır. 2) Şikâyet hakkının yalnız mirasçılara değil, alacaklılara da tanınması kabul edil-miştir; zira 273 üncü madde alacaklılara resmî tasfiye isteme hakkını tanımış iken, burada onları şikâyet hakkından yoksun bırakmak, maddeler arasında ahenksizlik doğururdu. 3) Şikâ-yetin bşlangıcı ve süresi ve nasıl yapılacağı İsviçre’de kanton hukukuna bırakılmıştır; bizde gerek yasada, gerek Velâyet, Vesayet ve Miras Nizamnamesinde bu konuya ilişkin bir hüküm yoktur. Bu boşluğun tamamlanması için İcra ve İflâs Kanu-nunun 16 ncı maddesindeki şikâyet hükümlerinden yararlanıl-mış ve şikâyeti gerektiren işlemlerin öğrenilmesinden başlı-yarak en çok yedi gün içinde yazılı veya sözlü şikâyet yapılması gerektiği, bu fıkraya eklenmiştir.

    Bu maddeye eklenen en son fıkra kalıtın tasfiyesi işlerinde doğan sorumluluk olup, burada vasilik kurallarına yollama ya-pılmakla yetinilmiştir. Böylece ilk derecede tasfiye memuru sorumludur. Onun ödeyemediği zararları ise, denetlemede kusu-ru sabit olan sulh yargıcı tazmin eder. Miras işlerinin suistimallere ve ihmallere meydan verilmeden görülebilmesi için böyle bir sorumluluk kuralının yasaya koyulması, mirasçılar bakımından malî bir teminattır. Her mirastan Hazinenin önemli ölçüde vergi aldığı düşünülecek olursa, bu malî sorumluluk hükümlerinin yasada yer almasının ne kadar zorunlu ve yerinde olduğu anlaşılır.’:

     

    «B. Usulü

    I. Görevliler

    Madde 574 - Resmî tasfiye mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesi veya bu mahkemece görevlendirilen bir veya birkaç tasfiye memuru tarafından yapılır.

    Resmî tasfiyeye, usulüne göre resmî defter düzenlenmesiy-le başlanır; resmî defter daha önce düzenlenmiş bulunuyorsa, tasfiye buna göre yapılır.

    Tasfiye memuru, tasfiyeye karar veren sulh mahkeme-sinin denetimine bağlıdır; mirasçılar ve alacaklılar bu memur tarafından girişilen veya uygulanan işlemlere karşı, bunları öğrendikleri tarihten başlayarak yedi gün içinde yazılı veya sözlü olarak sulh mahkemesine şikâyette bulunabilirler.

    Kalıtın tasfiyesi işlerinden doğan sorumluluk, vasilik ku-rallarına bağlıdır.»