• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     «Madde 63- Toplantı ve dernek kurma hakkı, temel hak ve özgürlüklerdendir. Nitekim, Anayasanın 33 üncü maddesi bu özgürlüğü temel haklar arasında düzenlemiştir.

    Madde, bir derneğe üyelik konusunu bu anlayışla düzenlemekte ve bunu kişinin iradesine bağlamaktadır.»


  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     ‘Madde 59– Madde, yürürlükteki Kanunun 63. maddesini karşılamaktadır. Konu Dernekler Kanununda düzenlenmediği için maddenin Medeni Kanunda muhafazası uygun görülmüş-tür. Ancak, çekilme hususunda altı ay önce haber verme kaydı kaldırılmıştır. Şu kadar ki, haklı bir sebeble üyelikten çekilme halinde yükümlülükler derhal sona ererken, böyle bir sebep olmaksızın dernekten çıkanlar üç ay daha aidat vermek zorunda olacaktır.’:

    “C. Üyeleri

    I. Üyeliğin kazanılması ve kaybı

    Madde 59- Dernek her zaman yeni üye alabilir.

    Her üye çekilme isteğini yazılı olarak bildirmek şartıyle her zaman dernekten çıkabilir.

    Haklı bir sebep olmaksızın çıkanlar üç ay daha aidat vermek zorundadır."


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     ‘1) Terim ve ifade: Terimler diğer maddelere uydurulmuş ve ifade sadeleştirilmiştir. (Muhik sebep) yerine, (önemli sebep) denilmiştir. Esasen İsviçre Medeni Kanununun bütün maddelerinde (muhik sebep) kelimesinin aslı (wichtige gründe, yani önemli sebepler) terimi kullanılmış bulunmaktadır ki, doğrusu da budur.

    2) Biçim değişikliği: Madde 3 müstakil kuraldan meydana gelmiş olduğu için, üç ayrı fıkra haline konmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Medeni Kanunun 63 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında (her aza altı ay evvel istifa arzusunu bildirmek şartıyla cemiyetten çıkmak hakkını haizdir.) denilmekte, bu hususta ana tüzüğe bir pay bırakmamaktadır. Bu altı aylık süre tasarıda alıkonulmuş olmakla beraber, ana tüzükte bu süreden daha az bir sürenin konulmasına imkan vermek için tasarının 2 nci fıkrasında görülen değişiklik yapılmıştır. Böylece dernek üyelerinin kişisel özgürlüklerini kanunla aşırı derecede sınırlamanın doğurduğu sakıncalar kaldırılarak, dernekten çekilme arzusunun daha önceden bildirilmesi gerekip gerekmiyeceği hususunun saptanması ana tüzüğe bırakılmıştır. Ancak ana tüzüğün dahi şahsi özgürlüğü gerekli ölçüden fazla sınırlanmasına imkan bırakmamak amacıyla çekilmeyi, ihbar süre-sinin ana tüzükte dahi altı aydan fazla olarak saptanamıyacağı, ayrıca belirtilmiştir.

    Bundan başka ana tüzükte önceden ihbar yapılması için bir süre konulmuş olmasına rağmen, dernekten çekilme hususunda önemli bir sebep varsa her üyenin dilediği zaman dernekten çekilme hakkını kullanabileceği ve bunun yasa gereği olduğu, bu maddeye eklenen 3 üncü fıkra ile kabul olunmuştur. Böylece bir dernekten bir kısım üyenin hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın çekilmesiyle, derneğin ani olarak sarsıntılara uğraması bir yandan önlenmiş, fakat öte yandan da çok önemli bir sebebin varlığı halinde üyelere hemen çekilme imkanı sağlanarak, bireysel ve kişisel özgürlük korunmuştur. Nitekim İsviçre Federal Mahkemesinin 5/Temmuz/1945 tarihli bir kara-rıyla, «ana tüzükte bir ihbar süresi konulmuş olsa bile her üyenin önemli sebebe dayanarak dilediği zaman dernekten çekilebileceği» kabul edilmiştir. Böyle önemli bir sebebin varlığını derneğin yönetim kurulu veya genel kurul takdir edeceğinden ve hiçbir dernek, kendisi hakkındaki düşüncesini değiştirmiş olan üyeyi kendi bağrında alıkoymak istemiyeceğinden, işlerin mahkemeye düşmesi gibi sakınca da bahis konusu olamayacaktır. Eğer önemli bir sebep bulunmadığı halde, sırf kendine düşen ödentiyi vermemek için veya derneğin ahengini kişisel sebeplerle bozmak ve derneği yıkmak için üyenin dernekten çekilmesi durumu varsa, mesela, derneğin başvurması üzerine, yasadaki ve tüzükteki ihbar süresine uyulmadığı gerekçesiyle mahkemeye intikal edebilir. Bu takdirde Medeni Kanunun 66 ncı maddesi uyarınca ödentiyi vermek zorunlu olduğuna göre, mahkeme bu gibi suistimalleri önleyecek ve dernek hukukunun kanunlaştırılmasındaki amacı korumuş olacaktır. Eğer her üye-ye önemli sebep olmaksızın dahi dernekten dilediği zaman çekilme hakkı mutlak olarak tanınırsa ve tüzüğe önceden ihbar süresi konulmasına imkan bırakılmazsa, o zaman dernek huku-kunun birlik ve beraberlik isteyen ruh ve manası ortadan kalkar ve bir derneği münhasıran yıkmak için, o derneğe birçok üyenin kaydedilmesi ve beklenmedik bir zamanda onların toptan istifa ettirilmesi gibi suistimallere imkan hazırlanmış olur. Bununla beraber ana tüzükte “her üyenin dilediği zaman dernekten çekilebileceğine” dair bir kural konulabilir. O zaman her üye dilediği zaman çekilir. Bu noktayı, derneği kuran ve ana tüzüğü hazırlıyan kişilerin önceden düşünüp taşınmaları ve derneğe girenlerin de bu imkanı gözönünde bulundurarak girme kararı vermeleri gayet tabiidir. Bundan başka, derneğe girerken bu derneğin gayesine olan bağlılığını bir süre sonra kaybedip ka-naatını değiştiren bir üyenin durumu, o dernekten çekilmek için önemli bir sebep sayılabilir.

    Kısacası, bu maddeye eklenen yeni hükümlerle, bir yandan kişisel özgürlük ve dernek ana tüzüğünü düzenleme hürriyeti geniş ölçüde korunmuş fakat öte yandan da dernek huku-kunun kanunlaştırılmasındaki birlik ve dayanışma ruhu sağlanmıştır.’:

     «C. Üyeler

    I. Üyeliğe girme ve çıkma.

    Madde 63- Dernek her zaman yeni üye alabilir.

    Dernekten çekilme isteğini önceden bildirmenin bir süreye bağlı olup olmıyacağı ana tüzükle saptanır; ancak bu süre altı aydan çok olamaz; ana tüzükte bununla ilgili hiçbir kural yoksa, bu süre altı aydır.

    Önemli sebepler bulunması halinde her üyenin dilediği zaman dernekten çekilme hakkı yasa gereğidir.»