-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 562 - Yürürlükteki Kanunun 504 üncü maddesini karşılamaktadır.
Maddenin kenar başlığı, kaynak Kanunun 524 üncü maddesinde «Alacaklılarının hakları» şeklinde olup, yürürlükteki metinde yer alan «bir» sözcüğü gereksiz bulunup çıkarılmak suretiyle «Mirasçının alacaklılarının hakları» şeklinde değiştirilmiştir.
Madde arılaştırılmak ve sadeleştirilmek suretiyle İsviçre aslı olan 524 üncü madde göz önünde tutularak yeniden kaleme alınmıştır. Yürürlükteki metinde, mirasçının dava hakkının alacaklılara intikal edeceği ifade edilmiştir. Oysa Kanu-nun alacaklılara tanıdığı dava hakkı ayrı bir haktır. Bu husus dikkate alınarak madde yeniden düzenlenmiştir.»
-
«1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:
Madde 486 - Madde, yürürlükteki Kanunun 504. madde- sini karşılamaktadır. Yürürlükteki metinde, mirasçının dâva hakkının alacaklılara intikal edeceği ifade edilmiştir. Halbuki Kanunun alacaklılara tanıdığı ayrı bir dâva hakkı söz konu-sudur. Bu husus dikkate alınarak madde yeniden düzenlenmiştir.’:
«3. Alacaklıların hakları
Madde 486 - Mirasbırakan tasarruf edebileceği kısmı aşmış olup da saklı payına tecavüz edilen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs idaresinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödeme güçsüzlüğü belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis dâvası açamazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis dâvası açabilirler.
Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma kararına itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı şartlarda tenkis dâvası açabilirler.»
-
«1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade: Medenî Kanunumuz İsviçre Medenî Kanununun Fransızca metninden türkçeye çevrilmiş olduğu için, bu 504 üncü maddenin bugünkü metninde, tıpkı Fransızca’sında olduğu gibi, mirasçıya ait indirim davasının onun alacaklılarına veya iflâs idaresine geçeceği şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Oysa bu maddenin Almanca ve İtalyanca metinlerinde böyle bir geçişten söz edilmeyip, iflâs idaresinin veya alacaklıların, alacakların elde edilmesi için gerekli olduğu öl-çüde indirim davası açabilecekleri yazılıdır ve doğrusu da budur. Maddenin birinci fıkrasının ifadesi ona göre düzeltilmiş ve bü-tün maddede terimler yukarıki maddelerde kullanılmış olan terimlere uygun duruma konulmuştur.
2) Biçim değişikliği: yoktur.
3) Hüküm değişikliği: 504 üncü maddenin yürürlükteki metinde bulunan ikinci fıkrasının ifadesi müphemdir; zira «Miras hakkı iskat olunan mirasçı, iskata itiraz etmediği takdirde dahi hüküm bu veçhiledir.» biçiminde olan bu fıkradan, sanki mirasçı, mirasçılıktan çıkarılmaya «iskata» itiraz etmezse alacaklıların veya iflâs idaresinin buna itiraz edebileceği gibi bir anlam çıkmaktadır. Oysa fıkranın maksadı, mirasçılıktan çı-karılmayı «iskatı» geçersiz kıldırmak değil, bu çıkarma dolayısiyle Medenî Kanunun 459 uncu maddesinin son fıkrasına dayanılarak, indirim davası açılmasıdır; zira tasarının 459 uncu maddesinin son fıkrasında, mirasçılıktan çıkarılma sebebi ölü-me bağlı tasarrufta gösterilmemişse, bu tasarrufun ancak mirasçılıktan çıkarılan kimsenin dokunulmaz payı dışında kalan miktar için geçerli olacağı yazılıdır. Durum böyle olunca, mirasçılıktan çıkarılmada dahi bir «indirim» sözkonusu olabilmektedir. İşte 504 üncü maddenin ikinci fıkrası bu noktada gözönüne alınarak konulmuştur. Bununla birlikte bu fıkranın temelinde tam bir kural değişikliği yapılmıştır denemez. Sadece ifadeye, maksada uygun bir biçim verilmiştir.’:
«3. Alacaklıların hakları
Madde 504 - Mirasbırakan kimse, iflâs eden veya ödeme güçsüzlüğüne düşen bir mirasçı zararına olarak tasarruf ora-nını aşan bir tasarrufta bulunur ve bu mirasçı, iflâs idaresinin veya alacaklılarının uyarmasına rağmen indirim davası aç-mazsa, iflâs idaresi veya miras açıldığı zaman ellerinde mirasçı için çıkarılmış ödeme güçsüzlüğü belgesi bulunan alacaklılar, mirasçıya tanınan süre içinde, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olduğu olduğu orada, indirim davası açabilirler.
Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarmaya itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, ayni şartlar içinde, indirim davası açabilirler.»