-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“Madde 483 - Yürürlükteki kanunun 427 nci maddesini karşılamaktadır. Arılaştırılmak suretiyle yeniden ve iki fıkra hâlinde kaleme alınmıştır. Maddede ”sulh hâkimi" yerine “vesayet makamı” deyimi kullanılmıştır. Bu şekilde madde İsviçre Medenî Kanununun 445 inci maddesine uygun hâle getirilmiştir."
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 407 - Madde, yürürlükteki kanunun 427. maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki kanunda vasinin görevini ağır surette ihmâl etmesi ve yetkilerini kötüye kullanması veya görevine yakış- mayacak davranışlarda bulunması ya da borç ödemede güçsüz-lüğü hallerinde görevine son verme yetkisi “asliye mahkeme-sine” tanınmış iken, bu yetki Tasarıda “sulh hâkimine” verilmiş ve böylece kanunun genel yapısı ile uyum sağlanmıştır. Madde, iki fıkra hâlinde düzenlenmiştir.’:
“C. Görevden alınma
I. Sebeplere
Madde 407 - Vasi, görevini ağır surette ihmal eder, yetki-lerini kötüye kullanır veya görevine yakışmayacak davranış-larda bulunur ya da borç ödemede güçsüzlüğe düşerse, sulh hâkimi tarafından görevden alınır.
Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehliye düşerse sulh hâkimi, kusu-ru olmasa bile onu görevden alabilir.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1- Terim ve ifade: Bu maddenin kenar başlığındaki (azil) tabiri yerine, Almanca aslında olduğu gibi, (görevden alınma) tabiri konulmuştur; zira maddenin metninde hem kusuru olan vasinin azli, yani görevden çıkarılması, hem de kusursuz olan vasinin, vasilik işlerini görmeğe yeterli olmaması dolayısiyle (affı) yani görevden bağışık tutulması bahis konusudur. Bu iki durumdan yalnız birini belirten ve genellikle idare hukukunda resmî memurlar için kullanılan (azil) teriminin kenar başlıkta kalması doğru görülmemiştir.
Maddenin metninde de, azil yerine (görevden çıkarma) denilmiştir. Bundan başka ikinci fıkranın sonundaki (vazifesine nihayet verebilir.) ibaresi yerine, İsviçre aslında olduğu gibi (görevden bağışık tutulabilir) ibaresi kullanılmıştır; zira vazi- feye nihayet vermek (azil) anlamına da gelebilir. Halbuki, yuka- rıda belirtildiği gibi görevden bağışık tutmak, kusuru olmayan vasinin bu görevden alınmasını ifade eder. Bu iki kavramın birbirinden gereği gibi ayrılması lâzımdır. Çünkü bunların so-rumluluk meselelerinde önemi büyüktür. Bu sebeble maddedeki terimler İsviçre aslına uydurulmuş ve yukarıki maddelerle de birlik sağlanmıştır.
2- Biçim değişikliği: Bu madde ayrı nitelikte iki kuralı kapsadığından, İsviçre aslında olduğu gibi, iki müstakil fıkra haline konulmuştur.
3- Hüküm değişikliği: 427 nci maddenin birinci fıkrasındaki (mahkemeî asliye) yerine (vesayet makamı), (yani bugünkü duruma göre sulh mahkemesi) tabiri konulmuştur. İsviçre aslın-da da durum böyledir. Bizim Medenî Kanunumuzun bu maddesinin yürürlükteki metninin ikinci fıkrası da, doğru olarak (sulh hakimi), yani (vesayet makamı) tabirini kullanmıştır. Bir maddenin birinci fıkrasında yetki bir merciye ve ikinci fıkrasında aynı iş için yetki başka bir merciye verilemez. Nitekim İsviçre aslında da verilmemiştir. Kaldı ki sulh mahkemesinin bu husustaki işlemlerini, istinaf mercii olarak, asliye mahkemesi incediğinden birinci fıkradaki yanlışlığın bu bakımdan da düzel-tilmesine ihtiyaç vardı. İşte bu maddede yapılan değişiklikler hüküm değişikliği niteliğinde olmak üzere, bir düzeltme yapıl-mıştır.’:
“C. Görevden alınma.
I. Sebebleri.
Madde 427 - Vasi, görevini aşırı derecede ihmal eder veya kötüye kullanır veya güveni gerektiren vasilik görevine yaraş-mayacak davranışlarda bulunursa veya borç ödeme güçsüz-lüğüne düşerse, vasîlik makamınca görevden çıkarılır.
Vasi görevini gereği gibi yapmaya yetersiz ise, kusuru olmasa bile vesayetlinin çıkarı tehlikeye düşünce, vasilik ma-kamınca görevden bağışık tutulabilir."