-
“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“Madde 720 - Yürürlükteki kanunun 646 ncı maddesini karşılamaktadır. Arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur.”
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘Madde 641 - Madde, yürürlükteki kanunun 646. madde-sini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.’:
“2. Sınırlama yükümlülüğü
Madde 641 - Her arazi maliki, komşusunun talebi üzerine belli olmayan sınırların belirlenmesi için tapu plânlarının dü-zeltilmesine veya arz üzerine sınır işaretleri konulmasına katkıda bulunmakla yükümlüdür.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade: Maddenin kenar başlığı, yukarıda ka- bul edilmiş olan terime uygun olarak değiştirilmiştir. Maddenin metninde de, aşağıda 673 üncü maddede olduğu gibi (sınırlık-barı) terimleri kullanılmıştır. Yürürlükteki metinde bulunan (hail) kelimesi koyu Arapça bir kelime olup, orta kuşakların bile anlayamayacağı ağdalı bir terimdir. Burada maksat bir sınırlık koyma olduğundan, terim ona göre türkçeleştiril-miştir. Bunun yerine, (barınmak) kelimesinden gelen ve Anadolunun bazı yerlerinde kullanılan (barı) terimi de kullanılabileceği için gerek bu madde, gerek aşağıda 673 üncü maddede bu terim parantez içinde ve sınırlık kelimesinin yanında yazılmıştır. Bi-zim kanaatimize göre (hail) kelimesinin yerine (barı) teriminin kullanılması daha uygundur.
Bu maddedeki (plân) kelimesi yerine Almanca metinde olduğu gibi (tapu plânları) terimi konulmuştur; zira (plân) kelimesi yalnız olarak kullanıldığı zaman tapu kütüğünün unsurlarından biri olan plân veya münhasıran taşınmaz maliklerine verilmekte olan (çap) anlaşılabileceği gibi, meselâ şehir imar plânlarına göre arazinin sınırlarının belirlenmesi biçiminde de bir anlam çıkabilir. Oysa bu maddeden maksat tapuyu ilgilendiren ve tapu idaresince hudutların belirtilmesi hususunda düzenlenerek uygulanan kadastro plânları ve boyutlu çaplı plânları bu nedenle bunları içine alacak genel bir deyim olmak üzere (tapu plânları) teriminin konulması daha yerinde bulunmaktadır.
Bu maddenin bugün yürürlükte bulunan metninden, sı-nırlama yükümünün yalnız sınırı belli olmayan taşınmaz maliklerine yükletildiği gibi dar bir anlam çıkmaktadır. Oysa kanun koyucunun maksadı, her taşınmaz malikinin bir sınırlama bor-cu altında bulunması ve istem üzerine bu sınırlamanın yapılması için yardıma mecbur olduğunun belirtilmesidir. Başka bir deyimle kanun bütün taşınmaz maliklerine, genel bir şekilde, topraklarını sınırlama yükümü yüklemiştir. Bu sebeple maddenin ifadesi, Almanca metne uygun olarak düzeltilmiş ve bizim bugünkü metindeki (hududu belli olmayan araziye malik olan kimse) ibaresi yerine (her taşınmaz maliki) kelimeleri konul-muştur.
2) Biçim değişikliği, yoktur.
3) Hüküm değişikliği: Bu maddede bir taşınmaz mali-kinin, sınırların belirlenmesi konusunda komşusuna karşı haiz olduğu hakkın bir (dava hakkı) olduğu açıkça belirtilmiştir. Gerçek yürürlükteki metinde de (yardım etmeye mecburdur) deyimi kullanıldığından, bu ibarenin dahi sonuç bakımından karşı tarafa bir dava hakkı tanıdığı anlaşılmaktadır. Ancak ülkemizde çokça rastlanan sınırlama işlerinde ilgililerin istem ve dava haklarını bu maddede açıkça belirtmesi daha uygun bulunmuş ve böylece “komşusundan isteme ve dava hakkına sahiptir” ibaresi konulmuştur. Bir de bu maddede, toprağı (barı) sınırlık yapılırken komşuların giderlere katılma zorunluluğu ve yapılacak barı için her komşunun kendi toprağından gereken şeridin bırakılmasının istenebileceği açıkça belirtilmiştir. Bu noktalar bugün yürürlükte bulunan metinde düzenlenmiş oldu-ğu için, bu yüzden bir çok tereddütler doğmakta ve anlaşmazlıklar çıkmakta, davalar uzamaktadır. Maddede yapılan bu kural değişikliği ile bütün bunların önüne geçme amacı güdülmüş-tür.’:
“2. Sınırlama ödevi
Madde 646 - Her toprak maliki, belli olmayan sınırın belirlenmesi amaciyle tapu plânlarının düzeltilmesi veya topra-ğa sınır işaretleri konulması ve gerekli yerlerde sınırlık (barı) yapılması için kendisine yardım etmesini ve gidere katılmasını ve yapılacak sınırlık (barı) için toprağından gereken miktarı bırakmasını komşusundan isteme ve dava etme hakkına sahiptir.“