• 6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

    Maddenin birinci fıkrasıyla, hakemin reddi usulünde taraf serbestisi prensibi kabul edilmiştir.

    İkinci fıkrada, hakeme, ret talebini öğrendikten sonra çekilme hakkı tanındığı gibi, diğer tarafa da bu talebi kabul hakkı tanınmıştır. Ancak hakemin çekilmemesi veya diğer tarafın reddi kabul etmemesi hâlinde ret talebi konusunda karar verme yetkisi hakem kuruluna bırakılmıştır.

    Üçüncü fıkra gereğince, ret talebi, bu müessesenin tahkimi geciktirmek suretiyle kötüye kullanılmaması için, gerekçeli olarak yapılmalı ve yine aynı sebeple öncelikle hakem kurulu tarafından karara bağlanmalıdır.

    Dördüncü fıkrada, sadece karar çoğunluğunu etkileyecek sayıda hakem için yapılan ret taleplerinin doğrudan mahkemeye yapılacağı belirtilmiştir. Bu şekilde, reddedilen hakemlerin kendi ret talepleri hakkında karar verme durumunda kalmalarının önüne geçilmiş olmaktadır. Mahkemelerin konuyu etraflıca inceleyip doğru kararı kolayca verecekleri düşüncesi ve tahkimde sürati sağlamak için, mahkeme kararlarının kesin olacağı belirtilmiştir.

    Mahkeme tarafından, karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakem hakkında ret talebinin kabul edilmesi hâlinde, şayet hakemler ismen belirlenmemişse yeniden hakem tayin edilerek tarafların uyuşmazlıklarını tahkim yolu ile çözmeleri mümkündür. Bu husus, maddenin son fıkrasında düzenlenmiştir.


  • Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi

    Tasarının 422 nci maddesinin ikinci fıkrasında geçen “onbeş gün” ibaresi, sürelerin hesabında kolaylık sağlanması ve uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesi amacıyla “iki hafta” şeklinde, dördüncü fıkrada geçen “kesindir” ibaresi ise daha doğru bir ifade olan “karşı temyiz yoluna başvurulamaz” ibaresiyle değiştirilmiş ve madde teselsül nedeniyle 424 üncü madde olarak kabul edilmiştir.


  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Gerekçe

    Maddeyle, Kanunun hakemin reddi usulünü düzenleyen 418 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Tasarıyla Kanunun 410 ve 439 uncu maddelerinde yapılması öngörülen değişikliklerle tahkim yargılamasında nihai karar verilinceye kadar mahkeme kararına ihtiyaç duyulan hallerde bu kararın asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerince verileceği, nihai karar verildikten sonra iptal davası açılırsa bu davaya bölge adliye mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmaktadır. Bu değişikliklerin zorunlu bir sonucu olarak tahkim yargılaması devam ederken, hakemin reddi konusunda asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerince bu madde kapsamında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmakta ve bu kapsamda "temyiz" ibaresi "kanun" olarak değiştirilmektedir.