-
4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi
«Maddenin birinci fıkrasıyla, itirazın incelenmesinde tetkik merciinin otuz gün içinde tarafları duruşmaya çağırması zorunluluğu getirilmiş ve yetki itirazının taraflar gelmese bile sonuçlandırılması benimsenmiştir. Sürenin on beş günden otuz güne çıkarılmasına tebligata ilişkin uygulama neden olmuştur...
Maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle; tetkik merciinin, sunulan belgelerden borçlunun «borçlu olmadığı» kanısına varması hâline ek olarak «takip konusu senede göre icra takibinin yapıldığı yerin yetkili olmadığını» saptaması hâlinde de, icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verebilmesi mümkün hâle getirilmiştir.
Maddenin altıncı fıkrasında yapılan değişiklikle; borçlunun itirazının ancak «esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde» alacaklının ve «takip muvakkaten durdurulmuş ise» bu talebin reddi hâlinde borçlunun «diğer tarafın isteği üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere» tazminata mahkûm edilebileceği hükmüne yer verilmiştir. Böylece Yargıtay uygulamasıyla paralellik sağlanmıştır...»
-
Adalet Komisyonu Raporu
«Tasarının çerçeve 48 inci maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 2004 sayılı Kanunun 169/a maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinde, kambiyo senedinin tedavülünü kolaylaştırmak ve takibini hızlandırmak amacıyla alacaklının tazminat ödeme şartını ağır kusur ve kötü niyete dayandırmak ve aynı sebeple tazminat miktarını düşürmek amacıyla değişiklik yapılmıştır.»
-
538 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi
«Borçlunun yukarı ki madde anlamında borca karşı itirazda bulunması halinde icra takibi durmayacak, borçlunun tetkik merciinden itirazın kabul edildiğine dair bir karar alması gerekecektir. Borçlunun bu kararı 10 günlük ödeme müddetinde getirilmesini temin için, merci hakiminin iki tarafı en yakın bir günde duruşmaya çağırması mecburiyeti konulmuştur. Ancak, tetkik merciinin 10 günlük ödeme müddeti geçmeden itiraz hakkındaki kesin kararını vermesi müşkül olduğundan, merciin icra takibinin muvakkaten tatiline karar verebileceği nazara alınmıştır. Ancak, merci hakimi, borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak sunduğu vesikalardan borcun itfa ve imhal edildiği veya kambiyo senedinin metninden borcun zamanaşımına uğradığı kanaatine varırsa, ancak o zaman duruşmadan evvel (yani henüz on günlük ödeme müddeti geçmeden) icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilecektir. Bu muvakkaten durdurmanın hükmü, itiraz hakkında verilecek karara kadardır. Borçlunun itirazı reddedilirse, bu ret kararının kesinleşmesi beklenmeden icra takibine devam edilecektir.
Merci hakimi, borçlunun itirazı hakkındaki kararını mutlaka duruşma neticesinde verecektir. Bu duruşmada borçlu, borçlu olmadığını veya borcun itfa veya imhal edildiğini ancak resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir vesika ile ispat edebilecektir. İspat edemezse, merci itirazı reddedecek, ederse itirazı kabul edecektir. Kabul kararı ile icra takibi duracak, daha doğrusu iptal edilmiş olacaktır.
Alacaklı, borçlunun ibraz ettiği vesika altındaki imzasını inkar ederse, bu imza inkarı 68a maddesine göre incelenecektir. İnceleme neticesinde münker imzanın alacaklıya ait olduğu anlaşılırsa, tetkik merci ‘borçlunun itirazının kabulüne’ karar vermekle beraber alacaklıyı ‘inkar edilen alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve 100 liradan 5.000 liraya kadar para cezasına’ mahkûm eder. Burada, 68 inci maddedeki umumî hükümlerde olduğu gibi, ‘imzasını inkar eden alacaklının inkar tazminatı ile mahkûm edileceği’ hükme bağlanmış ve para cezasının asgari haddi 100 liraya çıkarılmıştır. Bununla, ödenmiş ticari senetleri icra takibine koyarak ve borçlularının ibraz ettikleri makbuz veya vesikalar altındaki imzayı inkar ederek kötü niyetle hareket edilmesine mani olunmaya çalışılmakta ve icra takibinde alacaklı ile borçlu arasında eşitliği tam manasiyle riayet edilmektedir. Alacaklı, bundan sonra genel mahkemelerde dava açar ve ‘münker imzanın kendisine ait olmadığını’ ispat ederek alacağının mevcudiyetini hüküm altına aldırırsa, inkar tazminat ve ara cezası kalkacaktır.
Borca karşı itiraz üzerine icra takibi durmayacağından, alacaklı çağrıldığı duruşmaya gelmeyerek, merci kararının verilmesini geciktirebilir ve icra takibine devam edebilir. Buna mani olmak için, alacaklının çağrıldığı duruşmaya gelmemesi halinde merci hakiminin ‘alacağın itiraz edilen kısmı için icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebileceği’ hükme bağlanmıştır. Bunun üzerine harekete geçmek mükellefiyeti artık alacaklıdadır. Alacaklı altı ay içinde merciye müracaat ederek, ‘borçlunun ibraz ettiği makbuz altındaki imzanın kendisine ait olmadığını’ ispat edebilir ve bu halde ‘takibin devamına’ karar alabilir. Bundan başka alacaklıya ait olmayan bir imzanın ona aitmiş gibi gösteren borçlu da, alacaklı gibi yüz liradan 5.000 liraya kadar para cezasına mahkûm edilecektir. Bu hüküm, borçluların uydurma makbuzlarla icra takibini sürüncemede bırakmalarına mani olacaktır.
Borçlunun zamanaşımı itirazı kambiyo senedindeki tarihe göre incelenecektir. Merci bu tarihe göre zamanaşımı itirazını vârit görürse, alacaklı zamanaşımının kesildiği veya tatil edildiğini ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir vesika ile ispat edebilecektir. İsbat edemezse, merci ‘itirazın kabulüne’, aksi halde ‘itirazın reddine’ karar verecektir.
Borçlunun itirazının kabulü ile icra takibi durur. Alacaklı artık ilamsız icraya devam edilmesini isteyemez. Takip dosyası iptal edilir. Yalnız merci kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediklerinden, alacaklı genel mahkemelerde genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir. Lehine hüküm alınması halinde, alacaklı duran takibe devam edilmesini istemeyip, yeniden ilamlı takipte bulunmak zorundadır.
Tetkik mercii ‘itirazın reddine’ karar verirse bu kararın temyizi, paranın alacaklıya verilmesi de dahil hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Ancak borçlu 33 üncü maddenin 4 ve 5 inci fıkralarına göre alacağın tamamı için teminat gösterirse icra durur. Burada teminat göstermek 33 üncü maddede olduğu gibi bir temyiz şartı olmayıp, sadece icra takibinin durdurulmasının bir şartıdır.»
-
Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi
«Bu maddede yapılan değişiklikler şekli mahiyette olup, maddeye vuzah vermek gayesine mâtuftur.
Birinci fıkra, tasarının 1 inci fıkrasının 2 nci cümlesidir. Yalnız, buraya ‘muvakkat durdurma kararının, itirazın esası hakkında karar verilinceye kadar hüküm ifade edeceğine’ dair sarahat verilmiştir. Tasarının gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, esasen bu mâna hükümde mündemiçtir.
3 ve 4 üncü fıkralar tasarıdakinin aynıdır.
5 inci fıkradaki ilave 68 inci maddeye yapılan ilaveye paralel olarak yapılmıştır.
6 ncı fıkradaki değişiklik ifadenin düzeltilmesinden ibarettir.»
-
3494 sayılı Kanuna ait Hükümet Gerekçesi
«Borçlu tarafından borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini gösterir resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile tetkik merciine başvurulması halinde, alacaklı tarafından imzanın inkar edilmesi neticesi imzanın alacaklıya ait olduğunun saptanması halinde, alacaklıya hükmedilmekte olan yüzde onbeş tazminat yüzde kırka çıkarılmıştır. Azami ve asgari hadleri belirlenen para cezası yerine belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında nispî para cezası getirilmiştir.»