• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 153- Yürürlükteki Kanunun 120 nci maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin kenar başlığı “Yasal temsilcinin dâva hakkı” şeklinde kısaltılmış ve maddenin dili daha anlaşılır bir şekilde kaleme alınmıştır.

    Madde evlenmenin feshi değil iptaliyle ilgilidir. Bu nedenle fesih yerine iptal sözcüğü kullanılmıştır.»

    II. Yasal temsilcinin dâva hakkı



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

    ‘Madde 116- Madde, yürürlükteki Kanunun 120. madde-sini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber madde metni, evlenme açısından kanuni temsilciler için tasarıda kabul edilen kurala uygun hâle getirilmiştir.’:

    «II. Ana veya babanın ya da vasinin dâva hakkı

    Madde 116- Küçük veya kısıtlı kanuni temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alınmayan kanuni temsilci evlenmenin iptalini dâva edebilir.

    Bu suretle evlenen kimse sonradan ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar veya kadın gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.»


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

    ‘1) Terim ve ifade : Bu maddenin düzenlediği husus, 88. maddedeki yetenek şartlarını haiz olmayanların evlenmelerine karşı ana, baba veya vasiye verilmiş olan bozma dâvasıdır. Evlilik hususunda sezgin olup da 88. maddedeki yeteneği bulunmayanların evliliği sakat bir evlenmedir ve böyle sakat bir evliliğin bozulmasını dâva etmek ana; baba veya vasiye tanınmış bir haktır. Bu sebeple bu maddenin terimleri ve ifadesi, 88. maddeye uydurulmuştur.

    119. madde ile eşlere tanınmış olan bozma dâvasındaki hak düşümü süresi, 120. madde ile ana, baba veya vasiye tanınmış olan dâvada, tabiatıyla bahis konusu değildir. Esasen 120. maddenin ikinci fıkrası hakkın hangi sebeplerle düşebileceğini tespit ettiği gibi, izinsiz evlenen küçük ergin oluncaya kadar ana ve babanın bozma dâvası hakkının mevcut bulunduğu de tabii-  dir. 120. maddenin ikinci fıkrasını karşılayan aslı (yani İsviçre Medenî Kanununun 128. maddesinin 2. fıkrası) dahi, evlenme yeteneğini, evlendikten sonra kazanan küçüğün evlenmesinin artık bozulmayacağı kuralını koymuştur. Yani 88. maddeye göre henüz evlenme yaşına gelmemiş olan meselâ 13 yaşında bulunan bir kız, her nasılsa, yasadaki usul ve töreye uygun olarak ev-lenirse, ana ve baba veya vasi bu evlenmeye vaktiyle onamlarını vermiş olsalar bile, bunun bozulmasını yine dâva edebileceklerdir. Ancak bu arada o kadın evlenme yaşını doldurduğu takdirde, maddenin ikinci fıkrasına göre, bozma dâvası artık açılamayacak eğer açılmışsa evlenmenin bozulmasına hükmoluna-mayacaktır. Çünkü bu kız evlenirken ana ve babasının rızasını zaten almış bulunuyordu.

    Buna karşılık, evlenme yaşına gelmiş, meselâ 14 yaşını doldurmuş fakat henüz ergin olmamış (yani 18 yaşını doldurmamış) bulunan bir kız ana, baba veya vasisinin rızasını almadan her nasılsa evlenmişse bunlar onun erginlik çağına eriş-mesine kadar evlenmenin bozulması için dâva açabileceklerdir. Böylece 120. maddenin ikinci fıkrasında bir çeşit adaletsizlik var gibi görünmekte ise de, yukarıdaki izahat dikkatle okununca bu adaletsizliğin bulunmadığı anlaşılır. Esasen henüz evlenme ye-teneğini kazanmamış olan bir kimsenin evlendirme memuru karşısında evlenebilmesi gayet nadir rastlanan durumlardan-dır. Böyle bir kimse evlenme yeteneğini kazandıktan sonra artık bu evlenmenin ana, baba veya vasî tarafından bozdurulamayacağını kabul etmek sosyal menfaat bakımından daha uygundur.

    Ayrıca kanunî temsilcisinin iznini almadan evlenen kü-çük kadın ise ve evlendikten sonra gebe kalmışsa artık bu evlenmenin bozulmasına karar verilmemesi de, çocuğun ve top-lumun yararı gereğindendir. Maddenin terimleri öteki madde-lere uydurulduğu gibi, ifadesi de, yukarıda yapılan açıklama-ların ışığı altında, sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     

    «II. Ana ve babanın veya vasinin dâva hakkı.

    Madde 120- Henüz evlenme yeteneği olmayan kimse evle-nirse veya yeteneği olup ta henüz ergin olmayan veya kısıtlı bulunan kimse ana ve babasının veya vasisinin izni olmadan evlenirse, ana veya baba veya vasi evlenmenin bozulmasını dâva edebilir.

    Bu suretle evlenen kimse o arada evlenme yeteneğini ka-zanır veya ergin olur veya karı gebe kalırsa, evlenmenin bozulmasına karar verilemez.»