Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı zarar- Nedensellik bağı-

Kök murisin taşınmazın edindikten sonra tapu kaydına orman tahdit sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu ve sonrasında taşınmazın 1/3'er oranında hisseler ile mirasçılar davacı ile dava dışı şahıslara intikal ettiği, aynı gün davacının diğer hissedarların 2/3 oranındaki hissesini de satın alarak taşınmazda tam hisse ile malik olduğu uyuşmazlıkta, davacının dava dışı şahıslara ait hisseleri devraldığı işlem sırasında, söz konusu taşınmazın hukuken özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu bilecek durumda olduğu- Devlet, satın aldığı 2/3 payın uyuşmazlık konusu ve mevcut kayıtların doğruluğunun an itibarıyla tartışmalı olduğunu, söz konusu sicil kayıtlarını bu hâliyle değerlendirmesi gerektiğini TMK m. 1020 uyarınca malikin bilgisine sunmuş olduğundan, taşınmaza ait tapu kaydına orman şerhi konulması nedeniyle oluşan zarar ile Devletin tapu sicilinin doğru tutulmamasından kaynaklanan zararlara ilişkin sorumluğu arasında bir sebep sonuç ilişkisinin oluşmamış olduğu- "Orman şerhli taşınmazdaki paylarını devretmemiş olsalardı, davacının kardeşleri olan diğer mirasçılara tazminat ödeme yükümlülüğünde olduğu kabul edilen Devletin sorumluluğunun somut olayda ortadan kalkacağının kabulünün mümkün olmayacağı, önceki malik açısından tazminata yönelik hakkın varlığı kabul edilirken, kötüniyetli olduğu kanıtlanamamış yeni malikin de bu haktan faydalanması gerektiği, zarar ile sorumluluk arasında illiyet bağını kesecek ölçüde zarar görenin ağır kusurunun olmadığı, aksi kabulün mülkiyet hakkının ihlâli niteliği taşıdığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

"....Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kök murisin 1966 yılında taşınmazı edindiği, taşınmazın tapu kaydına 06.06.1991 tarihinde orman tahdit sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu, 27.02.2015 yılında taşınmazın 1/3'er oranında hisseler ile mirasçılar davacı K. oğlu S. K.ş. ile dava dışı F. K.ş. ve K. Y.'a intikal ettiği, aynı gün davacının diğer hissedarların 2/3 oranındaki hissesini de satın alarak taşınmazda tam hisse ile malik olduğu eldeki 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın doğup doğmadığı, davacının diğer paydaşlardan satın aldığı taşınmazın 2/3 payı yönünden uğradığı zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre satın aldığı hisselere ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır...."

Devamı için tıklayınız…