"...Davacı vekili, davacı aleyhine başlatılan icra takibinde, takibe dayanak teşkil eden çekteki ciro imzasının davacıya ait olmadığını, haciz sırasında annesine ait eşyaların haczedilmemesi için borcun sebebini sorgulamadan ödeme taahhüdünde bulunduğunu ileri sürerek, icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının borca itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, icra dosyasına ödeme taahhüdünde bulunduğunu, taahhüdünü yerine getirmemiş olması sebebiyle taahhüdü ihlalden İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesi tarafından ceza verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, cirodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı menfi tespit davasında, ciro imzasının sahteliği iddiasına dayanmıştır. Davacı borçlu aleyhine başlatılan icra takibinde 20/02/2012 tarihli icra tutanağında davacı borçlunun borcu kabul ettiği görülmektedir. Mahkemece bu beyan nazara alınarak davanın reddi yoluna gidilmesi gerekirken somut olayda inceleme gereği bulunmayan imza örnekleri üzerinden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir..."
"Olumsuz tespit davalarında ispat yükü" konusuna ilişkin AÇIKLAMALAR BÖLÜMÜ için tıklayın.
Tarih sırasına göre İİK. mad. 72 (Menfi tesbit ve istirdat davaları) İÇTİHATLAR BÖLÜMÜ için tıklayın.