Talep artırım dilekçesi- Tazminat istemli belirsiz alacak davası-
Tüm deliller toplanmadan hazırlanan ve davacılar vekili tarafından itiraz edilen
önceki bilirkişi raporuyla alacakların tam ve kesin olarak belirlenebilir hâle geldiğinin
kabul edilemeyeceği- Tazminat alacağının ek bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak
belirli hâle gelmesi karşısında, bu ek rapor doğrultusunda sunulan talep artırım
dilekçesine hukuki değer atfedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
"Davacılar vekilinin itirazlarının karşılanmasını veya ek rapor alınmasını beklemeden
aceleci davranıp talep artırım dilekçesiyle talep sonucunu belirlediği anlaşıldığından,
artık ek bilirkişi raporunda alacakların daha fazla çıkması üzerine verdiği ikinci talep
artırım dilekçesine hukuki değer atfedilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK
çoğunluğunca benimsenmediği- Müteveffanın hizmet akdiyle çalışan olmayıp kendi nam
ve hesabına bağımsız çalışması ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ceza
dosyasında olayın meydana gelmesinde müteveffa sigortalının kusurlu olduğuna dair
maddi olgunun tespit edildiği gözetildiğinde, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin büyük
çoğunluğunun davacıların murisi tarafından alınması gerektiği, bu nedenle kusur
bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşıldığından, A sınıf iş
güvenliği uzmanından oluşacak bilirkişi heyetinden olayın oluşuna uygun kusur
oranlarının tespiti için yeniden rapor alınması gerektiği-
".... C. Uyuşmazlık Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;
1-Belirsiz alacak davası olarak açılan eldeki davada maddi tazminat miktarının 22.09.2018 tarihli bilirkişi raporuyla mı yoksa 07.04.2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporuyla mı tam ve kesin olarak belirlenebilir hâle geldiği; buradan varılacak sonuca göre 08.10.2018 tarihli ilk talep artırım dilekçesine mi yoksa 27.06.2019 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi mi yahut ikinci talep artırım dilekçesi mi olduğu belirlenip buna göre bu dilekçeye mi itibar edilmesi gerektiği, 2-Davacıların murisinin çalışma şekli, olayın oluşu, ceza davasındaki maddi olgunun hukuk hâkimini bağladığı ve davacıların murisi ...’ın bağımsız çalışan olduğu gözetildiğinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin büyük çoğunluğunun davacıların murisi tarafından alınması gerektiğinin kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre A sınıf iş güvenliği uzmanından oluşacak bilirkişi heyetinden olayın oluşuna uygun kusur oranlarının tespiti için yeniden rapor alınmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır...."
Devamı için tıklayınız...