"... Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1690 ada 50 parsel sayılı taşınmazda yapılmakta olan inşaattan D Blok 3. kat 25 numaralı bağımsız bölümü 12.06.2015 tarihli harici satış sözleşmesiyle davalı şirketten satın aldığını, satış bedelinin ödendiğini, davalı şirketin taşınmazı muvazaalı olarak davalı ...'ya tapuda devrettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın müvekkili adına tesciline, mümkün olmaması hâlinde rayiç değerinin davalı şirketten tazminine karar verilmesini talep etmiş; 10.04.2019 tarihli dilekçesi ile de dava değerini 200.000,00 TL'ye yükselttiklerini beyan ederek, davalı şirkete yapılan ödemelerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir..."
Resmi şekle bağlılık- Tüketici aleyhine ileri sürme yasağı-
Ön ödemeli konut satış sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için resmî şekilde düzenlenmeleri gerektiği, resmî şekle aykırılığın yaptırımı kesin hükümsüzlük olsa da 6502 sayılı TKHK'nın 41/1. maddesinde satıcıya sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketici aleyhine olacak şekilde ileri sürme yasağı getirildiğinden maddedeki koşulların bulunması hâlinde tüketicinin tescili isteyebileceği- Davacının, davalı ile davalı üçüncü kişinin el ve iş birliği içinde hareket ettiğini, davalının asıl hak sahibinden mal kaçırmak ve üzerine düşen borçtan kaçınmak için dava konusu bağımsız bölümü danışıklı olarak davalı üçüncü kişiye devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, davacının bu davayı açmaktaki amacının, danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlayarak taşınmazına kavuşmak olduğu, bu nedenle TBK’nın 19. maddesi ile TMK'nın 1023. maddeleri kapsamında davalı yüklenici şirket tarafından davalı üçüncü kişiye yapılan devrin muvazaalı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Satıcı konumundaki davalı şirketin davacı tüketici ile yaptığı sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmediği, taşınmazı baskılar nedeniyle davalı üçüncü devrettiğini açıkladığı, davalı şirketin savunması dikkate alındığında 6502 sayılı TKHK'nın 41/1. maddesinin somut olayda uygulanamayacağı, dolayısıyla direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği görüşü" ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
