Taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu tarihte edinilen taşınmaza yapılan katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkin davada, meskenin alım tarihindeki değeri ile davalının ziynetleri ile yapmış olduğu katkının miktarı belirlenerek, ziynetlerin değerinin taşınmazın edinme tarihindeki değerine oranı bulunarak, bu oran ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin çarpımı sonucu tespit edilecek miktarın davalının kişisel malvarlığı kapsamında olup, kalan miktarın ise davacının katkı payı alacağını oluşturduğu dikkate alınarak, sonucuna göre bir karar verileceği-
Katılma alacağı davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar ve davalı adına açılan banka hesabındaki paranın edinilmesindeki katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağına işleyen yasal faize ilişkin olan davada, faiz, asıl alacağın feri niteliğinde olup, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan asıl alacak 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesinin kapsamında olduğundan, faiz alacağında da görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu-
Evlilik birliği içinde çalışan ve geliri bulunan karşı davacının taşınmazın alımına katkısının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil bunun mümkün bulunmaması halinde ise katkı payı alacağı isteğine ilişkin davanın görevli aile mahkemesinde açıldığı halde, uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi sonucunda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna değinilerek görevsizlik kararı verilemeyeceği-
Evlilik içinde mal ayrılığı rejimi geçerli iken alınan mal varlığına katkı oranı hesaplanırken iki tarafın evlilik tarihinden edinme tarihine kadar elde ettikleri tüm gelirler getirtilerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hayat tarzları, kişisel harcamaları ve davacı kocanın bakım yükümlülüğünün dikkate alınması gerekeceği-Katkı payı alacağı davalarında yasal faize dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi ve hüküm kurulurken özelikle faiz tarihlerinin hükümde karışıklığa veya duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği-
Katılma alacağından kaynaklanan katkı payı alacağı isteğiyle açılan davada, uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu- Katılma alacakları bakımından TMK. mad. 232 ve 235/1 uyarınca karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği ve bu tür alacaklara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği- Mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmaza yada taşınmazlara diğer eşin para yada para ile ölçülebilen maddi bir katkısının olduğunu kanıtlanmasının zorunlu olduğu, somut olayda her iki eşte çalışarak belirli bir gelir elde ettiklerine göre davacı eşin davalı tarafından edinilen taşınmazlara maddi katkısının olduğunun kabulü gerektiği- Katkı payı alacağı hesabı yapılması yerine, her iki taşınmazında edinilmiş mal olduğu görüşünden hareketle yarı oranında alacağın kabulü ile hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Eşlerin taşınmaz üzerindeki katkı payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin davada, tarafların evlilik tarihinden itibaren boşanma dava tarihine kadar çalışarak gelir elde ettikleri, davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz bedelinin ödemelerine davacının katkısının bulunduğu, bu döneme ilişkin ödemeler bakımından katkı payı alacağı hesabı yapılacağı, tarafların 01.01.2002 tarihine kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirleneceği, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında 01.01.2002 tarihine kadarki ödemelere davacı eşin katkı oranının bulunacağı, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının mal ayrılığı rejimine tabi bölümü bakımından belirlenecek dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edileceği, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesinin göz önünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi gerektiği, katılma alacağı isteğine ilişkin davalarda ise; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanacağı-
Mahkemece kooperatif ödeme ve kayıtları, tarafların çalışma ve gelirlerine ilişkin kayıt ve belgelerin bulundukları yerlerden getirtilmesi veya taraflara anılan belgeleri elden sunması için süre ve imkân verilmesi ondan sonra konusunda uzman kişilerden rapor alınarak davacının katkı payı ve katılma alacağının usulüne uygun olarak belirlenmesi gerekirken tanık beyanları ile katkı ve katılma payı alacağı belirlenemeyeceği- Mahkemece karşı davanın kısmen kabul kısmen reddi dolayısıyla, yalnızca kısmen reddedilen miktar üzerinden karşı davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Mahkeme eksik araştırma ile eşlerin gelirleri, ne kadar katkı yaptıkları araştırılmadan, kişisel mallar gözönünde tutularak hesaptan düşürülmeden karar verilemeyeceği, ayrıca davaya konu taşınmazın bilirkişi tarafından belirtilen değeri ile emsal taşınmazlara göre değerinin arasında aşırı fark olmasına ve buna ilişkin davacı itirazına rağmen taşınmazın gerçek değeri araştırılarak tasfiyeye esas değer belirlenmeden davanın karara bağlanamayacağı-