Davacı veya davalı sıfatının olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiği- Davacının murisine 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri uyarınca Samsun Belediye Encümeni tarafından tahsis işlemi yapılmış olduğundan, davanın bu davalıya karşı açılması gerektiği- Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının eldeki davada davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmadığından bu davalı hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
Vefat eden davacının mirasçılarına davetiye tebliği ile haber verilmesi gerektiği sağlanacak aktif dava ehliyetiyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekeceği-
Davalı işveren mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağına ilişkin uyuşmazlıkta,  en yakın mirasçılarının tamamı olduğu anlaşılan tek mirasçı tarafından reddolunan miras daha sonraki derece bulunan mirasçılara geçmeyeceğinden, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla mahallin sulh hukuk mahkemesine durum bildirilerek iflas hükümlerine göre reddolunan mirasın tasfiyesinin sağlanması, davalı muris için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- "Yasal mirasçılardan birinin mirası reddi hâlinde reddeden mirasçının mirasbırakandan önce ölmüş gibi sayılarak onun payının miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi diğer hak sahiplerine geçeceği, bu nedenle mirası reddedenin eldeki davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu itibarla mirası reddedenin mirasçılarının davaya dâhil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği" ve "hizmet tespiti istemine ilişkin eldeki davada davanın niteliği itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmasının yeterli olduğu, zira bu davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılabileceği" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği- 
Dava açılmadan önce vefat eden kişi hakkında dava ehliyeti olmaması sebebiyle dava açılmasının olanağının bulunamadığı- Taşınmazın muris adına kayıtlı tapusunun iptali davasında kalan pay hakkında bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı-
İşyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi- Limited şirketlerin tüzel kişilik kazanmalarının ticaret siciline tescil edilmiş olmaları şartına bağlı olmadığı (TTK 588)- Davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davacı şirketin davanın devamı sırasında ve hükümden önce yapılan terkin ile dava ehliyeti ortadan kalkığından, taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan ve davanın her aşamasında re'sen nazara alınması gereken bir durum olduğundan, mahkemece, davacı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybetmesi sebebiyle davacı şirketin ihya edilerek yeniden sicile kaydının sağlanması ve usulünce taraf teşkili sağlanarak, davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerektiği-
Davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davalı kooperatifin davanın devamı sırasında ve hükümden önce terkin edildiği anlaşılmakla, dava ehliyetinin ortadan kalkmış durumda olduğu, bu durum taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan, davanın her aşamasında re'sen nazara alınması gereken bir durum olduğundan Dairemizce de re'sen nazara alınarak taraf teşkili yönünden kararın bozulması gerektiği, bu durumda, mahkemece davacılara uygun süre verilerek davalı kooperatifin ihyası için dava açmaları sağlanması, kooperatifin ihya edilerek yeniden sicile kaydından sonra usulünce taraf teşkili sağlanarak davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gererkeceği-
Bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığının ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilmesi nedeniyle taraf sıfatının dava şartı olmayıp, itiraz olduğu- Bu durumda davanın esastan ret veya kabul edileceği- Sıfat bir itiraz olduğundan, hâkimin diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alacağı- Sıfatın, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husus olduğu- Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesinin zorunlu olduğu- Bu hususun mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiği- Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanının Kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya 'mahkemece vakıf olunduğu takdirde' re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durum olduğu-
Dava tarihinde ergin olan davacı ...’in velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açmaları mümkün olmadığından ve dosyanın imha edilmesi nedeniyle davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilip edilmediği denetlenemediğinden mirasın hükmen reddine ilişkin ............... tarihli kararın hükmü temyiz eden davacı yönünden kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle, davacı ...’in temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin .......... tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesigerekeceği- Hükmü temyiz eden davacı ...’in dava tarihinde ergin olması nedeniyle, velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açması mümkün olmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve bu hususunun aynı Kanun'un 114. maddesinde dava şartı olduğu gözetilmeksizin adı geçen davacı yönünden de mirasın reddinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybetmesi halinde, davalı şirketin ihya edilerek yeniden sicile kaydının sağlanması ve usulünce taraf teşkili sağlanarak, davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda davacının, aktif dava ehliyeti bulunmadığından, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor