Mahkemece, davacıdan murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi vs. gibi delilleri re'sen sorulup istenerek, vasiyetnamenin tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususun­da Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Ölüme bağlı tasarruflar mahiyetleri icabı, bunları yapanın, ölümünden sonra hüküm doğuran hukuki işlemler olup; bunun sonucu olarak da, muris hayatta olmadığı için amacı ve hükümlerinin ancak yorum ile belirlenebileceği- Kural olarak, murisin ölüme bağlı tasarruflarını iptal etmekten veya hükümsüz saymaktan çok, bunları muhafaza etmek, vasiyetçinin iradesine ve isteğine daha uygun düşeceği-
«Fiili ve hukuki karşılık durumu»nun araştırılması (yabancı uyruklu kişilerin -mirasçı sıfatıyla- Türkiye’de taşınmaz edinebilmelerinin -2644 s. Tapu Kanunu md 35. uyarınca- kök miras bırakanın ölüm tarihinde, o ülkenin yasalarının Türk vatandaşlarına hukuken ve fiilen taşınmaz edinebilme hakkını tanımış olmasına bağlı olduğu)–
Miras ile ilgili davalarda, yabancılara taşınmazlar açısından Türk hukukunun, taşınırlar açısından ölenin milli hukukunun uygulanacağı–
6/7104 ve 25.09.1967 gün 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ve bu kararlara göre çıkarılan yönetmelikler gereğince, Suriye uyrukluların anılan yönetmeliğin 3. maddesinde belirtilen istisnalar dışındaki taşınır ve taşınmaz mallarına el konulmuş olduğu–
Vasiyette bulunan vakfın, tüzel kişilik kazanması ile birlikte, mirasın açıldığı andan itibaren mirasçı sıfatına sahip olduğunun kabul edilmesi gerekeceği–
Hâkimin, «Türk kanunlar ihtilafı kuralları»nı ve bu kurallara göre yetkili yabancı hukuku re’sen uygulayacağı, yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde, hakimin tarafların yardımını isteyebileceği– Yabancı bir hukuka tâbi olarak, yabancı ülkenin usul hükümlerine göre gerçekleştirilmiş olan bir evlât edinmenin, Türk hukuku bakımından «yabancı bir evlad edinme işlemi» olduğu, böyle bir evlatlık ilişkisinin MÖHUK’un 18. maddesindeki koşulların yerine gelmiş olması halinde, Türk hukuku bakımından geçerli bir evlad edinme olarak kabul edilebileceği–
Türk Vatandaşlık Kanunu uyarınca, vatandaşlığı kaybedenlerin yabancı statüsünde alacakları ve vatandaşlıktan çıkartılanların mallarının tasfiye edileceği - Bir kimsenin vatandaşlığı konusunda tereddüt bulunması halinde bunu belirleme yetkisinin İçişler Bakanlığına ait olduğu–