Tarafların ikisi de Suriye uyruklu olduklarına göre, boşanma sebepleri bakımından müşterek milli hukuklarının araştırılarak öncelikle bu hukukun uygulanması, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi ya da tespit edilen yabancı hukukun Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, müşterek milli hukukları araştırılmadan hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirdiği-
Tarafların dava tarihi itibari ile Türk vatandaşı olmadıkları anlaşıldığından dava, tarafları bakımından "yabancılık" unsuru taşımadığı ve bu durumda davada uygulanacak hukukun tespit edilmesi gerektiği ve bu kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tâbi olduğu-
Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabi olup, hakimin, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakılmaksızın re'sen uygulamak zorunda olduğu-
Tarafların hangi ülke vatandaşı oldukları belirlendikten sonra öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde eşlerin müşterek millî hukukunun uygulanması, ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukukunun uygulanması, müşterek milli hukuk veya müşterek mutad mesken hukukunun bulunmaması ya da bunların Türk kamu düzenine açıkça aykırı görülmesi halinde ise Türk hukukunun uygulanması gerekirken mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan doğrudan Türk hukuku uygulanarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar İngiliz vatandaşı olduklarına göre boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerinde yetkili hukukun müşterek milli hukukları olan İngiliz hukuku olduğu, tarafların Türk hukukunu uygulanmasını talep ettikleri gerekçesiyle Türk hukukunun uygulanarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Dava tarihi itibariyle Alman vatandaşı olan tarafların boşanma davasında Alman hukukunun uygulanması ve Alman Medeni Kanununun 1565. maddesinin TMK.'nunu 166/1. maddesindeki evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma sebebine denk geldiği anlaşıldığından, buna dayalı olarak delillerin değerlendirilmesi gerekeceği-
Doğumla Türk vatandaşı olan, ancak vatandaşlıktan çıkma izni ile Türk Vatandaşlığından ayrılan davacı ve davalının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Yasasının 281. maddesi gereğince Türk Vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanacağı ve açtıkları boşanma davasında "yabancı'' statüsünde olmayacakları açık olduğundan, yabancılık unsuru taşımayan davanın Türk Hukukuna göre incelenmesi gerektiği-
Türklerin kişilik hallerine ilişkin karar vermek Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinde kabul edilirken, 2675 sayılı Kanunun (şimdi; 5718 sayılı MÖHUK'un)yürürlüğe girmesi ile bu konudaki yabancı ilamların tanınması ve tenfizine imkân tanınmış olup, boşanma kararı kişi hallerine ilişkin hallerden olup, 2675 sayılı Kanun 13. maddesi (şimdi; 5718 sayılı MÖHUK'un 14. maddesi), Türkler için yabancı mahkemelerde uygulanacak hukukun Türk Hukuku olduğunu açıklamıştır; ancak yabancı mahkemenin uygulayacağı usul hukukunun kendi hukuku yani hakimin hukuku ( Lexfori) olacağı-