Hükme esas alınan mali bilirkişi raporunda sadece evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar öz sermayedeki artış miktarı dikkate alınarak artık değerin belirlendiği, mahkemece dağıtılmayan kar paylarının ve reel değerin dikkate alınmadığı anlaşıldığından, mahkemece, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü-kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının; kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının banka hesabına şirketin diğer hissedarları tarafından yatırılan şirket hissesinin devir tarihinin yakınlığı dikkate alındığında devrin karşılığı olduğunun kabulü gerekeceğinden, şirket payının devri karşılığında elde edilen para nedeniyle alacağa hükmedildiğine göre, davalının hesabına yatırılan para ile alınan elma likit fonları ve hesaptaki nakit para nedeniyle de alacağa hükmedilmesinin, aynı alacak kaleminden mükerrer tahsile yol açtığından isabetsiz olduğu- Kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek mal rejiminin tasfiyesinde göz önünde bulundurulması; ödenmiş kar payının mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olmaması durumunda ise; ailenin ekonomik ve sosyal statüsü, yaşam standardı ve hayatın olağan akışına göre aile harcamasında kullanıldığı kabul edilen makul miktar belirlenip çıkarıldıktan sonra, kalan miktarın mal rejiminin tasfiyesinde gözetilmesi gerektiği-
Davacı kadının ziynetlerin erkek tarafından alıkonulduğunu ve saklandığını ispat etmekle yükümlü olduğu- Zira, nitelikleri gereği ziynet eşyalarının ortak konuttan ayrılırken kadın tarafından götürülmüş olmasının hayatın olağan akışına uygun düşeceği-
Evlilik sırasında kadına takılan ziynetler kim tarafından alınmış olursa olsun, kadına bağışlanmış ve kişisel malı olmuş sayılacağı- Kadına takılan ziynetlerin davalı erkek tarafından bozdurulduğu ispatlandığına göre kadının davasının kabulü gerekeceği-
Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlıkları için katılma alacağı isteğine ilişkin davalarda TMK' nın 221. maddesi hükmüne göre, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan mal varlığı, eşler arasında yapılan mal rejimi sözleşmesiyle aksi kararlaştırılmamışsa edinilmiş mallardan sayılıp ve tasfiyeye katılacağı-
12.01.2005 günlü miras paylaşım sözleşmesinde yer alan menkul mal ve hakların dışında kalan edinilmiş malların hesapta değerlendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacının kira geliri ile ilgili talebiyle bağlı kalınarak ispatlanan miktarın, katılma alacağı olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Kişisel malların gelirinin, edinilmiş mal sayılacağı-
Nikahtan sonra eşlerin fiilen birlikte yaşamadan boşanmanın gerçekleşme­sinin, evlenme tarihi ile boşanma dava tarihinin çok yakın olması gi­bi olguların katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istenmesine engel oluşturmayacağı-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor