Uzman görüşünün, davacı taraf açısından yazılı belgeye bağlı bir beyan niteliğinde olduğu- Uzman görüşünde yer alan maddi vakıaların, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar gibi bağlayıcı etkisinin olduğu- Uzman görüşünün taraf beyanı veya açıklaması olma özelliği göz ardı edilmemesi gerektiği, içeriğindeki vakıaların davacı açısından bağlayıcı olduğu dikkate alınarak, bu çerçevede yapılacak değerlendirme sonucunda uyuşmazlığın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği- İşçi tarafından bildirilen ücret miktarı aşılarak hesap yapılmasının vakıa aşımı niteliğinde olduğu ve kararın bu yönüyle hatalı olduğu-
Dava, mimar olan davalı şahıs tarafından hazırlanan röleve projesinin, davacı mimar tarafından aynı köşke ilişkin olarak daha önce hazırlanan röleve projesinin dijital altlık olarak kullanılması suretiyle hazırlandığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir...
Dosyaya sunulan uzman görüşlerinde ve bilirkişi raporu ile tespit edilen görüşlerin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, bilirkişi raporu ile uzman görüşlerinin ciddi şekilde çelişmesi halinde, alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşleri arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden de mahallinde keşif yapılıp yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yerine esaslı itiraza uğrayan rapora dayanılarak uzman görüşü kararda gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verilmiş olmasının da doğru olmadığı- Davacı dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde talep ettiği alacağın hangi kalemlerden kaynaklandığını belirtmediği gibi miktarlarını da göstermediği, bu durumda, mahkemece öncelikle davacıya dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde talep ettiği alacakları hangi kalemler için istediği ve miktarlarının ne olduğu açıklattırıldıktan sonra, gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, yüklenici tarafından inşa edilen 17 adet blokta yönteme uygun karot deneyleri ve beton test çekici deneyi yaptırmak ve numuneler alınmak suretiyle ve gerektiğinde inşaatın diğer teknik yöntemlerle incelemesi yapılarak, labaratuvar ortamında gerekli testler de yaptırılarak, yüklenici tarafından yapılan inşaatlardaki beton kalitesinin sözleşme ve tasdikli projesine, 1998 yılı deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığı, binaların güçlendirilmesinin gerekip gerekmediği, güçlendirme yapılması suretiyle beton kalitesinin yükseltilmesinin mümkün olup olmadığı, güçlendirme gerekiyor ise yapılması gereken masrafların yine 1998 yılı deprem yönetmeliğindeki kriterler nazara alınarak hesaplattırılması, dosya kapsamındaki tüm belgelere göre davalı yüklenicinin bilirkişi kurulu raporuna karşı sunduğu itiraz dilekçesindeki ayrıntılı ve teknik nitelikli itirazları incelenerek ve yine yüklenici şirket vekilince sunulan iki ayrı uzman görüşü de tartışılıp, davadaki alacak kalemleri konusunda gerekçeli ve Yargıtay ve mahkeme denetimine elverişli rapor alınması, bu rapora esaslı ve hukuken geçerli itiraz olduğu takdirde ek rapor alınarak bu itirazların karşılanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Borçlu tarafından sunulan uzman görüşü bilirkişi raporu niteliğine haiz olmadığından, Adli Tıp Kurumu raporları ile uzman görüşü arasında oluştuğu iddia edilen çelişkinin giderilmesini gerektirir hukuki bir zorunluluk bulunmadığı-
Mahkemece, davalı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak, davalının sunduğu teknik rapor ile bilirkişi ek raporu arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen teknik rapor konusunda HMK'nın 293. maddesi hükmü de nazara alınarak bir değerlendirmede bulunulması gerekirken anılan teknik raporla ilgili olumlu olumsuz hiçbir değerlendirmede bulunulmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece verilen ara karar ile “ibraz edilen hukuki mütalaanın incelenmesine bundan sonra Yargıtay bozma kararına uyulmasının değerlendirilmesine” denilerek yargılamaya devamla direnme kararı verilmiş olup, mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı bu kararın aslında, yeni delil niteliğinde olan ve Özel Daire bozma kararından sonra dosya arasına alınan hukuki mütalaaya dayanılarak temyize konu verildiği anlaşıldığından, bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının "Hukuk Genel Kurulu" değil Özel Daire’ce yapılması gerektiği-
Davalıların sundukları teknik rapor ile anılan bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği- Haksız rekabet nedeniyle açılan maddi tazminat hesaplanırken “salt dava konusu iş ve haksız rekabet yarattığı iddia olunan eylem” nedeniyle davalıların elde etmesi mümkün görülen menfaatin hesaplanması gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle doğan alacağın tahsiline ilişkin davada; bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içerdiğinden alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek davalı yüklenicinin yaptığı imalatlarda ayıp bulunup bulunmadığı belirlenip, ayıp var ise bunun kullanım hatasından olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Mahkemece, uyuşmazlık konusu tasarımlar bakımından davalının rapora itirazlarının karşılanması ve bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi için 6100 sayılı HMK'nın 293. madde hükümleri de nazara alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerektiği-
Vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde "serbest piyasa rayiçleri" üzerinden hesaplama yapan uzman görüşü sunmuş olup, mahkemece gerekçede belirtilmemekle birlikte uzman görüşüne itibarla hüküm kurulduğu anlaşıldığından ve HMK. mad. 293 uyarınca uzman görüşü taraf delili olup mahkemece, bu delil karşı tarafa tebliğ edilmediği gibi, uzman görüşü, bilirkişi raporuyla da denetlenmediğinden, mahkemece konusunda uzman ayrı bir bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde inceleme ve keşif yapılarak -uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda- davacının alacağı ile ilgili rapor alınıp uzman görüşü denetlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-