Off shore hesabına aktarılan davacı mevduatının iadesi istemine ilişkin davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihinin esas alınacağı- Dava konusu olay bakımından ceza mahkemesince banka yöneticilerinin eyleminin dolandırıcılık olarak nitelendirildiği gözetilerek uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu suça göre belirlenmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresinin 10 yıllık zamanaşımı süresinden kısa olması halinde her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması, zamanaşımı durduran ve kesen sebeplerden davacı tarafça daha önce açılmış olan bir dava bulunması halinde zamanaşımı süresinin, o davanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği- Davacının bankaya 1999 yılında para yatırdığı ve aynı yıl paranın off shore hesabına aktarıldığı, işbu davanın ise 2018 yılında 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, bu itibarla davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği- Müdahilin iltihak ettiği tarafın yardımcısı olarak davalının savunma sebeplerini izah ederek kanıtlayabileceği gibi hasmın muvafakati halinde müşterek amaç ve yarar için genişletebileceği veya değiştirebileceği, cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı savunması için de durumun müdahil yönünden aynı nitelikte olduğu, müdahilin müşterek amaca uygun olarak davaya iltihak ettikten sonra, zamanaşımı savunmasını ileri sürebileceği ve hasmın zımnen kabulü ifade edecek bir zaman geçtikten sonra tevsi itirazında bulunursa bu itirazın mahkemece nazara alınmayarak zamanaşımı itirazının (savunmasının) incelenmesi gerektiği-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi- Davacının bankaya 1999 yılında para yatırdığı ve aynı yıl paranın off-shore hesabına aktarıldığı, işbu davanın ise 2015 yılında 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, bu itibarla davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılabileceği, bu nedenle fer’i müdahale, bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yol olup, genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamak olduğu- Müdahale talebinin kabulü halinde fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceği- Hükmün, lehine müdahale edilen taraf hakkında verileceği, müdahil hakkında karar verilemeyeceği- Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebileceği- Somut olayda, her ne kadar fer'i müdahil tarafından davacı ve davalı tarafların, kendisinin nafaka alacağını tahsil edememesi için bu davayı muvazaalı olarak açtıkları iddia edilmişse de, dava dosyasının ekinde mevcut icra dosyasının incelendiğinde, icra dosyasının alacaklısı-eldeki davadaki fer'i müdahilin alacak miktarının toplamda 5.862 TL olması karşısında ortaklığın giderilmesine konu parsellerin satımı sonucunda üzerindeki muhdesatlar mevcut olmasa bile alacaklının salt zemin değerinden, alacağını karşılayabileceği açık iken muvazaa iddiasına kıymet verilmesi doğru görülmediği-
Sözleşme hükmü ücretin yılda 270 saatlik fazla çalışmayı da kapsadığı- Mahkemenin feri müdahilin delillerini süresinde ibraz etmemesinin kusurundan kaynaklandığı veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ortaya koyan somut bir saptaması bulunmadığından, fazla çalışma hesabında iş sözleşmesindeki ücretin yıllık 270 haftalık 5,2 saatlik fazla çalışmayı kapsadığına ilişkin düzenlemenin dikkate alınması gerektiği-
HUMK 57. maddesi ve HMK’nın 68. maddesi uyarınca, hüküm sadece lehine fer'an müdahale edilen taraf hakkında verilebileceğinden, hükme karşı temyiz yoluna başvurma hakkının da hakkında hüküm tesis edilen asıl tarafa ait olduğu, davada lehine müdahale edilen taraf hükmü temyiz ederse onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip olan fer'i müdahilin de hükmü lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebileceği, aksi halde tek başına hükmü temyiz edemeyeceği, ancak, anılan madde hükmüne aykırı olarak müdahil hakkında da hüküm verilmişse, fer’i müdahilin hükmü sadece kendisi hakkındaki bölümü bakımından (hükmün kendisine ilişkin bölümünü) temyiz edebileceği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, HUMK 57. maddesi ve HMK’nın 68. maddesi uyarınca, hüküm sadece lehine fer'an müdahale edilen taraf hakkında verilebileceğinden, hükme karşı temyiz yoluna başvurma hakkının da hakkında hüküm tesis edilen asıl tarafa ait olduğu, lehine müdahale edilen taraf hükmü temyiz ederse onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip olan fer'i müdahilin de hükmü lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebileceği, aksi halde tek başına hükmü temyiz edemeyeceği, ancak, anılan madde hükmüne aykırı olarak müdahil hakkında da hüküm verilmişse, fer’i müdahilin hükmü sadece kendisi hakkındaki bölümü bakımından (hükmün kendisine ilişkin bölümünü) temyiz edebileceği-
Feri müdahilin hükmü tek başına temyiz etme hak ve yetkisi olmadığı- Hüküm kısmında, gerekçe kısmında belirtilenden farklı bir tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu- Davalı sigortacı yönünden, kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbar yapılıp belgenin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- Müterafik kusur indiriminin, aktüer raporunda davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı toplam olarak hesaplanan rakam üzerinden yapılması gerekirken kaza tarihindeki teminat limiti üzerinden yapılmasının hatalı olduğu-
Müdahale talebinin kabulü halinde, müdahil dosyayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceğinden, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunma vasıtalarını ileri sürme hakkı bulunduğu nazara alınarak, göstermesi halinde delillerinin toplanması gerektiği- Dava konusu taşınmazın kapama yenidünya bahçesi olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın bu niteliğine göre değerinin belirlenmesi gerekirken, taşınmazı açık tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu- Dava konusu taşınmazın denize, ana yollara yakınlığı, pazarlama kolaylığı gibi özellikleri gözönünde bulundurulduğunda, objektif değer artırıcı unsur oranınının %150 olması gerektiği-
6552 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan eldeki davada; Kurum'un feri müdahil olarak kabulü isabetli olmakla birlikte, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 69. maddesi 1. fıkrası hükmü doğrultusunda, hükmün taraflar hakkında verilmesi gerekirken, feri müdahil konumunda olan SGK Başkanlığı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Rücûan tazminat istemine ilişkin davada; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “ihbar” kurumunun düzenlendiği 61. maddesinde, taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği, 62. maddesinde, dava kendisine ihbar edilen kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği- 65. maddede, bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği, asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütüleceği ve karara bağlanacağı açıklanmış, 66. maddede, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 67. maddede, müdahale isteminde bulunan üçüncü kişinin, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvuracağı, müdahale dilekçesinin, davanın taraflarına tebliğ edileceği, mahkemenin, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet edeceği, gelmeseler dahi müdahale istemi hakkında karar vereceği, 68. maddede, müdahale isteminin kabulü durumunda müdahilin, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceği, müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma araçlarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği, mahkemece, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemlerin müdahile de tebliğ edileceği, 69. maddede, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği- fer’î müdahil olarak davada yer alan kimsenin, yanında katıldığı taraf haksız çıkarsa, yalnızca fer’î müdahale giderinden sorumlu tutulacağı, aksi durumda bu giderlerin diğer tarafa yükletileceği, ancak, hüküm üçüncü kişinin katıldığı taraf yararına verilmiş olsa bile, lehine hükmolunan tarafın hâl ve davranışı, üçüncü kişinin davaya katılmasını gerektirmişse, müdahale giderinin tamamı veya bir kısmının, lehine hüküm verilen tarafa yükletilebileceği- Meslekte kazanma gücü kayıp oranına işveren itirazının söz konusu bulunduğu durumlarda sigortalının fer’î müdahil olarak davada yer alması mümkün ise de bunun yöntemi değinilen maddelerde açıklanmış olup başvuru (istem) olmaksızın mahkemece kendiliğinden fer’î müdahillik kararı verilemeyeceği