Davalı bankanın, yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı- Lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle birbirini takip eden geçerli ciro zinciri olmadığı için davalı bankanın "yetkili hamil" olduğunu, yani "kendisine çek üzerinde bulunan hakkın geçtiğini" ispat edemediğinden, ispat yükünün davacı keşidecide olduğunun düşünülemeyeceği- Davalı bankanın, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle çeklerdeki hakkın geçerli ve birbirine bağlı ciro zinciri ile hak sahibi olduğunu ispat edemediğinden ve keşideciye başvuru hakkı bulunmadığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- "Dava konusu çeklerde davacı keşideci olup, davalının çeklere ciro yoluyla hamil olduğu, davacı keşidecinin kendi imzasını inkâr etmediği, ciro metnine göre ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, lehdarın imzası sahte olsa bile imzaların istiklâli ilkesi karşısında bu durumun davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağı, ancak çeklerin lehdarı olan şirket tarafından açılan çek iptali davası sonucunda uyuşmazlığa konu çeklerin iptaline karar verilmesi üzerine davacı keşideci tarafından çeklerin lehtarına iyiniyetli olarak ödeme yapıldığı, yapılan iyi niyetli ödeme nedeniyle davacı keşidecinin borçtan kurtulacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Dava konusu çeke hamil olarak görünen davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükü davacı tarafa ait olup, dava konusu çekin davacının çalınan çeklerinden biri olduğunun belirlenmesi ve bu kapsamda zayi nedeniyle çek iptali davasının açılmış olması, davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı için yeterli olmadığı- Neticeten, iddia, savunma, taraflarca sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m. 704) kapsamında davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğundan davalıdan istirdatına karar verilmesi gerektiği-
"Çek istirdadı" davasında, arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı- "Çekten kaynaklı menfi tespit davasında" arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu- Menfi tespit davasının, arabuluculuk dava şartına tâbi olmayan çek istirdadı davası ile birlikte açılmış olması durumunda, artık menfi tespit talebinin de "arabuluculuk dava şartına" tâbi olmayacağı-
6361 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 13.12.2012 tarihinden önceki faktoring uyuşmazlıklarına 2006 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı- Müşterinin üçüncü şahıs olan borçlu karşısındaki mal tesliminden veya işgörme/hizmet ediminden ileri gelen alacaklarının karşılığını, alacağın tahsilinden önce avans olarak ödeyerek alacağın tahsil edilmemesi riskinin ve müşteri için borçlunun muhasebesinin tutulması, ihtar işlemleri gibi işgörme/hizmet edimlerinin üstlenilmesi suretiyle devir ve satın alınmasının faktöring olarak tanımlanacağı- Türkiye’de bu işlemlerin ancak Faktoring Şirketleri tarafından yapılabileceği- Belirtilen koşullara uygun bir faktoring işlemi gerçekleştirilmediğinde, faktoring şirketinin kambiyo senedinin yetkili hamili olamayacağı ve mahkemenin bunun resen göz önüne alması gerketiği- Faktoring şirketlerin de kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesinin ortadan kaldırıldığı- Senet borçlusunun, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebileceği- Şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesinin, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlı olduğu- Aleyhine çek istirdadı davası açılan faktoring şirketinin, dava konusu çek ya da çekleri, yasaya uygun olarak devraldığını ispat etmesi gerektiği buna karşı olarakta davacının faktoring şirketinin çeki ya da çekleri kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap ettiğini ispatlaması gerektiği-
Çekin istirdadı istemine ilişkin davada, ispat yükü davacıda olup, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği-
Antrepo ücretinin tahsili istemine ilişkin davada, antrepo ücretinden davalı sorumlu ise de davacı antrepocunun da Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği gereğince emtianın tasfiyesinin gerekip gerekmediği yönünde bir girişim de bulunmayıp uzun süre sessiz kalarak BK’nın 98/2. maddesinin dalaletiyle 44. maddesi gereğince zararın artmasına sebebiyet verip vermediği hususunun da irdelenmesi gerekip, bu yönde gerektiği takdirde içinde gümrük işlerinden anlar bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği-
Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu (TTK. mad. 792)- Çek istirdadına ilişkin açılan davada hırsızlık olayının mutlak defi olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği şeklindeki gerekçenin isabetsiz olduğu- Faktoring kuruluşlarının müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmaları yapması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerektiği- Davalı faktöring şirketi, dava konusu çeki müşterisi olan ve kendisine ciro eden dava dışı kişiden faktöring sözleşmesi uyarınca aldığını, ciro silsilesinde çekte yer alanlar arasındaki alış verişin fatura ile tevsik edildiğini, çekin üzerinde davacının imzasının olduğunu, faktöring mevzuatına uygun olarak çeki aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunduğuna göre davalının dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapıldıktan sonra davacının ileri sürdüğü iddialarda değerlendirilerek sonucunda davalı faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği-
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkin davada, dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bir kopukluk bulunmamakta olup, ayrıca ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzası sahte olsa bile bu durum davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden davalının çeki kötü niyetle iktisap edip etmediği veya iktisabında ağır kusurlu olup olmadığı değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Zayi olan çekin istirdadı istemine ilişkin davada ispat yükü davacıda olup, davacının kendisinin yetkili hamil olduğunu, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran davalının kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği-