TTK 124'de sayılan şahıs ve sermaye şirketlerinin sona ermesinin tasfiye usulüne tabi olduğu bu şirketlerde TTK 545/2 gereğince ticareti usulüne aykırı terk etme suçunun oluşmayacağı-
Ticaret unvanı ticaret sicilinden silinen bir sermaye şirketinin tasfiye sürecini tamamladığı ve bundan sonra aktif ve pasifini gösteren bir mal beyanını vermesi fiilen mümkün olamayacağından, mal beyanında bulunmadığından bahisle mahkûmiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olacağı- Mal beyanında bulunma yükümlülüğünün gerçek kişi tacirlere yönelik bir yükümlülük olduğu ve ticaret şirketlerini kapsamadığından beraate karar verilmesi gerektiği-
Anonim şirket olarak hizmet veren ve 233 sayılı KHK hükümlerine tabi olan davalı İDT ile TTK hükümlerine tâbi olan ve Ankara Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde doğalgaz dağıtım alanında faaliyet gösteren bir anonim şirket olarak kurulan davacı arasındaki uyuşmazlıkta ileri sürülen talebin 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu kapsamında EGO Genel Müdürlüğüne devredilmesi gereken 25 adet tüketiciye doğalgaz arzının sağlandığı dağıtım şebekesinin geç devri nedeniyle devrin yapılması gereken tarih ile devrin yapıldığı tarih arasında tahakkuk eden doğalgaz taşıma bedeline ilişkin olduğu, davalının kamu gücünden kaynaklanan herhangi bir üstün hak ve yetkisi bulunmamakta olup taraflar arasında tam anlamıyla bir eşitlik söz konusu olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin sahip olduğu unsurlar ile davaya konu çekişmeli hususların niteliği itibariyle özel hukuk hükümlerinin geçerli olduğu-
İİK. m.44 düzenlemesi, ticareti terk eden tacirlerin 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulundukları ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecbur tutmuşsa da; sermaye şirketleri bakımından ticareti terk, sermaye şirketinin ticaret unvanının ticaret sicili kayıtlarından silinmesi olup, ticaret unvanı ticaret sicilinden silinen bir sermaye şirketi, 6102 sayılı Kanun uyarınca tasfiye sürecini tamamladığından artık bundan sonra aktif ve pasifini gösteren mal beyanının verilmesinin fiilen mümkün olmayacağından mal beyanında bulunma yükümlülüğünün gerçek kişi tacirlere yönelik bir yükümlülük olduğu ve ticaret şirketlerini kapsamadığı-
Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan beş adet çok katlı otoparkın yap-işlet-devret modeliyle yapım ve işletim sözleşmesinin davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilmesi nedeniyle uğranılan zararın ve kâr mahrumiyetinin talebi- Davacı yüklenicinin anonim şirket vasfında olması ve faaliyet alanlarının çok çeşitli olup, ultra vires kuralının kaldırılması nedeniyle şirketin hak ehliyetinin sınırının işletme konusu ile de sınırlı olmadığı hususu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlık bakımından eBK m 356 delaleti ile 325. maddesinde bahsedilen kesinti yönteminin (TBK 408. madde) aynı faaliyet alanı ile sınırlı olarak uygulanması gerektiği- Davaya konu olayda da fesih konusu iş, otopark yapılması, işletilmesi ve devredilmesi olup, davacının otel işletmeciliğinden elde ettiği gelirin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği- eBK’nun 325. (TBK’nun 408. maddesi) maddesinde yer alan kesinti yönteminin fesih konusu işe ilişkin faaliyet alanı ile sınırlı olarak değerlendirilmesi ve ... TL kâr kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 337/a maddesi ile yaptırıma bağlanan eylemin, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44. maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olduğu- Hâl böyle olunca, ticaret şirketlerinin ticareti terk edip edemeyecekleri ve buna bağlı olarak İİK'nun 44.maddesi gereğince mal beyanı vermelerinin zorunlu olup olmayacağının irdelenmesi gerektiği- Açıklanan nedenlerle, İİK’nun 44. maddesindeki mal beyanında bulunma yükümlülüğünün, gerçek kişi tacirlere yönelik bir yükümlülük olduğu ve ticaret şirketlerini kapsamadığı anlaşılmakla, atılı suçtan sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği-
6102 sayılı TTK'nun 124. maddesinde; limited şirketlerin sermaye şirketi olduğu, aynı Kanunun 125. maddesinde; ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olup, Türk Medenî Kanunu'nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilecekleri ve borçları üstlenebilecekleri, aynı Kanunun 128. maddesinde ise; her ortağın usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı, şirkete karşı borçlu olduğunun hükme bağlandığı-