TÜRK TİCARET KANUNU > - Sigorta Hukuku > - Sigorta Türlerine İlişkin Özel Hükümler > - Can Sigortaları > - A) Hayat sigortası > - VII - Lehtar > Madde 1493 - 1. Atanması ve değiştirilmesi
Tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiği, bu hususun, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartı olduğu- Banka tarafından tüm hukuki yollar tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılmasının dürüstlük kuralına uygun düşmeyeceği (BAM Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi)-
Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatmasının, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı- Bankanın alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmesi gerektiği, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olmasının, dürüstlük kuralına uygun düşmediği-
'Dain-i mürtehin' olarak sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkı dava dışı bankaya ait olduğundan, sigortalının, ancak dain-i mürtehinin açık muvafakatini almak suretiyle tazminat isteme hakkında sahip olacağı- Hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, ''itiraz hakem heyeti'nce; "dain-i mürtehin olan banka tarafından yapılan muvafakatın şartlı olması nedeni ile geçersiz olduğu gerekçesi ile başvurunun/itirazın reddine karar verilmişse de, dava dışı bankanın cevabına göre, davaya muvafakatı şartlı ise de, yine banka tarafından dosyaya bildirilen diğer cevaplarda "şartsız ve açıkça davaya muvafakat ettiklerinin" bildirilmesi, "kredi borcunun düzenli olarak ödeniyor olduğunun" yine aynı bankanın yazı cevaplarından anlaşılıyor olması ve bankanın davaya asli müdahale talebinin bulunması karşısında, İtiraz Hakem Heyetince "dain mürtehin sıfatı bulunan bankanın muvafakatinin geçerli olmadığının" kabul edilmesinin doğru görülmediği- Banka tarafından bildirilen borç miktarının, kredi teminat miktarının altında kaldığı gözetildiğinde, kredi borç miktarını aşan teminat limiti yönünden de bankanın davaya muvafakatinin aranmasına gerek olmadığı-
Mirasçılar, mirasçı oldukları için değil, poliçenin lehdarı oldukları için hak sahibi olup, mirası reddetmeleri halinde dahi hak sahiplikleri devam edeceği ve bu nedenle sigorta sözleşmesinden kendilerine intikal eden bedelin terekeye dahil olmadığı-