Dava, kiralık kasa sözleşmesine aykırılık sebebiyle açılan maddi manevi tazminat talebine ilişkindir...
Mahkeme kararıyla el konulan tekne saklanması için kendisine teslim edilen şikayetçi yedieminle Adalet Bakanlığı arasında genel anlamda saklama sözleşmesinin kurulduğu- Ücret ödenmesi konusunda sorumluluğun Adalet Bakanlığı veya tekne malikinde olup olmadığının işletenin hapis hakkına başvurması açısından sonuç doğurmayacağı- Sunulan saklama hizmeti nedeniyle borç ödenmediği takdirde TBK 580 uyarınca işletenin alacağını almak için hapis hakkının bulunduğu ve alacağını teknenin paraya çevrilmesi yolu ile alabileceği- TBK’da hapis hakkının bahsi geçen sözleşme açısından kullanılması yönünden taşıt maliki ile borçlunun aynı kişiler olması gerektiği yönünde bir düzenlemenin bulunmadığı-
Uyuşmazlık, saklama sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı tarafından davalıya ödenen ücretin fahiş olup olmadığına ilişkindir...
Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemi-
Mahkemece, "araçlardaki hasar bedelinin malike ödenmesi durumunda davalının borcundan kurtulabileceği" belirtilmiş ise de; davalının araçların hasarlanması nedeniyle davacıya karşı ortaya çıkan sorumluluğu kaynağını, malike karşı sorumluluktan farklı olarak taraflar arasında TBK’nın 579. maddesi kapsamında kurulan sözleşmesel ilişkiden almakta olup davacı, aradaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde zararın tazminine ilişkin talepte bulunma hakkını haiz olduğu ve bu bağlamda davacının dava konusu hasarlanan araçların mülkiyetine sahip olmamasının TMK 981 vd. maddelerinde düzenlenen zilyetlikten ve sözleşmeden doğan hakları kullanmasına engel teşkil etmeyeceği- Dava konusu araçların fer’î zilyedi olan davacının, araçları malikine teslim aldığı şekilde iade ile yükümlü olması da nazara alınarak, davalı ile arasında mevcut TBK’nın 579. maddesi kapsamındaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde davalıdan, dava konusu araçlarda meydana gelen zararın tazminini isteyebileceğinden davanın, erken açılan bir dava olarak nitelendirilemeyeceği-
Araçta meydana gelen hasar bedelinin tazmini istemi-
Trafikten men edilen araçlar yönünden yedieminlik ücretinin ödenmemesi sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ve bu ihlalin sonuçlarının kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiği-
Teslim edilen kömür miktarı düşülmeden depoda bulunduğu bildirilen Rus menşeli kömürün tamamı için başka menkul rehni sözleşmesi yapılması nedeniyle ayrı bölmelerde tutulduğu belirtilen ve bankanın yazılı muvafakati olmadan kimseye teslim edilmeyeceği taahhüt edilen kömürlerin dava dışı şirkete teslim edilmesine davacının zımni muvafakat ettiğine ilişkin ispat yükünün davalılarda olduğu yani davalı şirket tarafından ispatlanması gerektiği- Davacının, vedia sözleşmeleri gereğince davalılara bırakılan Rus menşeli kömürün depodan çıkarıldığını bilip bilmediği, davalılar tarafından yapılan bildirimlerde rehinli kömürlerin mi yoksa rehinli kömürler haricindeki diğer kömürlerin mi kastedildiği hususlarının açıklığa kavuşturulmadan mahkemece karar verilemeyeceği-
Mahkemece, depolama hizmetine ilişkin olarak iki ayrı sözleşmeye dayanıldığı saptanmış ise de, bu yolda davacı yan vekilinin iki ayrı sözleşmenin varlığına ilişkin beyanıyla yetinilmesi, davalı yanın bu konuya ilişkin diyecekleri sorularak iddia ve savunmaya ait çelişkili hususların giderilmemiş olmasının usuli bir eksiklik olduğu, uyuşmazlığa ilişkin taraflarca ve ispat yükü üzerinde bulunan davacı yanca gösterilen delillerin tümü toplanmaksızın, hangi nedenle toplanmadığına ilişkin bir görüşe de yer verilmeyerek, salt, davalının bir sözleşmeye dayalı ödeme savunması ve depoda davalıya ait bir mal bulunmadığı yolundaki davacı beyanı nazara alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının da isabetsiz olduğu-
Davalı eş mehir senedinde vaat ettiği altına yönelik taahhüdünü yerine getirdiğine göre, bağışlanan bu altınlar davacı kadının kişisel malı olduğundan ve davacının elinden zorla alındığına dair bir iddia da bulunmadığından bu talep yönünden davanın reddinin isabetli olduğu- Altın davacıya teslim edildikten sonra, davalıya saklanmak üzere verilmiş olup mehir senedinde belirtilen ve çalınan altına yönelik davalı aleyhine açılan dava aile mahkemelerinin görevine girmeyip uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği ve bu nedenle de yerel mahkemece tefrik yönünde verilen kararın yerinde olduğu-