TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - D. Yargılama > Madde 75 - II.Tazminat hükmünün değiştirilmesi
Madde Listesi Madde 75 - II.Tazminat hükmünün değiştirilmesi
Dava iş kazasında vefat eden işçinin mirasçıları tarafından açılan iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup davacı yönünden hüküm altına alınan miktarın 2.089,96 TL, hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacağın toplam miktarının ise 4.607,36 TL olduğu- Karar davalı tarafından temyiz edilmiş ise de ihtiyari dava arkadaşı olan davacı yönünden hesaplanan maddi tazminat miktarı, direnme kararının verildiği tarih itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kaldığından bu karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün olmadığı- Özel Dairenin 30.04.2012 tarihli ilk bozma kararında 04.07.2017 tarihli ikinci bozma kararının aksine taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklara ilişkin belirlemeye yer verilmeyerek kazalı işçinin gerçek zarar hesabına esas ücretinin araştırılarak hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilerle bilirkişiye zarar hesabı yaptırılması ve yine hüküm tarihine en yakın tarihteki artışlar gözetilerek belirlenecek peşin sermaye değeri mahsup edilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulduğu, Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Özel Dairece bozma ilâmında gösterilen ilkelere uygun olup olmadığı yönünden incelenmesi gerekirken ilk bozma kapsamı dışında kalan hususlara yönelik inceleme yapılarak bozulması ve birinci bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğunun gözetilmemesi isabetli görülmediğinden bu yöne ilişkin direnme gerekçesi yerinde ise de 06.10.2009 tarihli duruşma tutanağının altında davacılar vekilinin imzasının bulunmadığı, mahkemelerde feragat, kabul, sulh ve vazgeçme gibi durumlarda beyanda bulunan ilgili taraftan imza alındığı gerekçesi ise duruşma tutanaklarının resmî belge niteliğinde olması nedeniyle kanunda öngörülen istisnalar dışında duruşma tutanağında yer alan beyanın altının imzalanmamasının beyan sahibini bağlamayacağı anlamına gelmemekle direnme gerekçesinin bu kısmı doğru bulunmadığı-
Davacı tarafından asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış olup, yargılama devam ederken arabulucuya başvurulduğu ve tarafların uzlaşmadığına dair tutanak düzenlendiği olayda; asliye hukuk mahkemesi dosyasında, ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerektiği-
ZMSS Genel Şartları; trafik kazası sonucunda mağdurun ‘tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı giderleri’ ile ‘diğer tedavi giderleri’ ve ‘çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin’ sağlık giderleri kapsamında sayılarak, bu giderlerin SGK’nın sorumluluğu kapsamında ödeneceği düzenlemesi karşısında, KTK mad. 98 uyarınca SGK’nın sağlık giderlerinden sorumluluğunun; trafik kazası sonucunda kişilerin üniversite hastaneleri ile resmi ve özel hastanelerde ki tıbbi tedavileri ile sınırlı olduğu dikkate alınarak, ZMSS Genel Şartlarının düzenleyici işlemlerden olması ve düzenleyici işlemler ile kanun hükmünün kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceği açık olduğundan, bahsi geçen düzenleyici işlem ile SGK’nun kanunda belirtilen sorumluluğunun genişletilemeyeceği- Davacının ‘asgari ücret’ dikkate alınarak hesaplanan sağlık giderlerinin (aktüerya raporu) usule uygun olarak belirlenmediği yönündeki itirazı; davacı tarafından vergilendirilmiş gelirine dair bir belgenin bulunmaması ve yine davacı tarafından herhangi bir belgenin sunulmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının trafik kazası tarihinde, sürekli ve düzenli olarak elde ettiği gelirin ‘brüt asgari ücret’ olarak dikkate alınmasında bir sakıncanın bulunmadığı- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esas unsur olması sebebiyle, somut durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel şartları ve yönetmelikler dikkate alınarak 'maluliyet raporu'nun belirlenmesi gerektiği- Y.li bir inceleme yapılmadan tahkikat ile tahkikatın hiç yapılmamış olması arasında sonuç bakımından bir farkın olmadığı, her iki halde de taraflar ilk derece mahkemesindeki yargılamada hukuki dinlenilme hakkından mahrum bırakılmış olacağı, bu sebeple önemli olan kaç delilin toplanıp kaç tanesinin eksik bırakıldığından çok, uyuşmazlığın hali için önem arz eden delillerin toplanıp toplanmaması hususu olması yanında, davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu-