5510 s. K. mad. 97/7'de,"3 aylık süre içinde avans hesabının kapatılacağı"nın düzenlendiği, belirtilen süresinin üzerinde mutabakatın sonuçlandırıldığı, faiz kesintisi uygulanmasının yasal dayanağı olmadığı belirtilmiş olup mahkemece, söz konusu yasa maddesi gözetilmeden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
5510 sayılı Yasanın 96. maddesiyle getirilen düzenlemenin, sebepsiz zenginleşmede iade konusuna ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve zamanaşımı hükmü olarak nitelendirilemeyeceği- Maddenin genel hükümlere atfı, 5510 sayılı Yasanın 97. ve diğer maddelerinde zamanaşımı konusunda özel bir düzenlemenin yer almamış olduğu durumlarda zamanaşımı konusunun, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği- Zamanaşımı definin, borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, bunu ileri süren tarafa, borcu yerine getirmekten kaçınma yetkisi verdiği- Nedensiz mal ediniminden dolayı açılacak dava, zarar gören tarafın verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğradığı- Sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı davalarda öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin kamu kurum ve kuruluşları açısından başlangıcı 'o kurum ve kuruluşların dava açma konusunda yetkili kılınan kişi veya organlarının verdiğini geri almaya (istirdada) hakkı olduğunu öğrendiği' tarih olduğu-
Ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, sürekli iş göremezlik derecesi %50’nin altında olan sigortalının ölümü meslek hastalığına bağlı bulunmadığından hak sahibi kız çocuğu olan davacıya, ölüm 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşmiş olsa da, 5510 sayılı Kanunun 20/3. maddesi gereğince ölüm geliri tahsis edilmesi ve gelir başlangıcının da Kuruma başvuru tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süre gözetilerek hesaplanması gerektiği ve tahsis koşullarını içeren 34. madde kapsamında araştırma yapılması gerektiği-
Davacı tarafından aylık başlangıç tarihi 5510 sayılı Kanun'un 97. maddesi gereğince 5 yıl içerisinde talep edildiğine göre, ölüm (yetim) aylığının aynı kanunun 35. maddesi gereğince murisin ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren bağlanması gerektiği- Davacının davasında haklı çıktığı anlaşılmasına ve davacının kendisini dava ve duruşmalarda bir vekil ile temsil ettirmesine göre; davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasında, "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-
01.10.2008 tarihi ve sonrasında doğan ait ölüm aylıkları yönünden tahsis talep (dava) tarihi itibariyle beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davacıya 01.10.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiği- Kanunların geriye yürümemesi kuralının istisnaları arasında; kazanılmış hakları ihlal etmemek kaydıyla kanunun yargılama hukukunu düzenlemesinin, kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin olmasının ve beklenen (ileride kazanılacağı umulan) hakların bulunduğu-