İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-
İlk derece mahkemesince, ihalenin feshi talep edilen bağımsız bölüm taşınmaz yönünden satış tarihinden evvel ipotek alacağının sona erip ermediğinin ipotek alacaklısından sorularak tespit edilmesi, ipotek alacağı devam ediyor ise miktarının belirlenmesi, ayrıca ipotek alacaklısının satıştan evvel ipotek bedeli altında satışa muvafakat edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İhaleye konu taşınmazın tapu kaydında şikâyetçi lehine asliye hukuk mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir şerhi konulmuş ise de; ihtiyati tedbir kararının cebri satışı engellemeyeceği ve şikâyetçi lehine ihtiyati tebdir şerhi verilmiş olmasının şikâyetçiyi İİK. mad. 134/2 uyarınca ilgili konumuna sokmayacağı- Tapu siciline tescil edilmemiş olan satış vaadi sözleşmesinin de şikâyetçiye tapu sicilindeki ilgili sıfatıyla ihalenin feshini isteme hakkı vermeyeceği- Şikâyetçi lehine ihale konusu taşınmazın tapu kayında icrai haciz şerhi konulduğundan, bu nedenle İİK. mad. 134/2 gereğince tapu sicilindeki ilgililerden sayılacağından ihalenin feshini isteme hakkı bulunduğu- İhaleden önce kesinleşen mahkeme kararı ile ihale konusu taşınmazın maliki olmasına karşın bu hakkını tapuya tescil ettirmeyen şikâyetçinin "tapu sicilindeki ilgili" sıfatını kazanamayacağı ve malik olma sıfatı ile ihalenin feshi isteminde bulunma hakkı bulunmadığı- Ancak şikâyetçi, aynı zamanda ihaleye konu taşınmazın tapu sicilinde haciz şerhi koydurduğundan, "haciz alacaklısı" sıfatı ile ihalenin feshini isteyebileceği-  "Mülkiyet hakkının mutlak ve ayni nitelikte hak olması nedeniyle bu hakkı sınırlayan herkese karşı ileri sürülebileceği, bu bağlamda taşınmazın korunmasına yönelik olarak ve somut olayda olduğu gibi tescilsiz olarak kazanılan mülkiyetin tapuda tescilini engelleyen ihale işleminin iptali istemiyle açılan davanın, mülkiyet hakkını korumaya yönelik ve bildirici tescile imkân sağlayacak bir tasarruf işlemi olduğu, İİK'nın 134/2 maddesinde belirtilen, 'tapu sicilindeki ilgililer'in taşınmazın tapu kaydında lehine haciz şerhi, ipotek şerhi, irtifak hakkı şerhi bulunan kişiler, tapu siciline şerh edilmiş ön alım ve geri alım hakkı sahipleri ile harici satış sözleşmesi ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafları, tasarrufun iptali kararının davalısı olduğu, tapu siciline kayıt edilen sınırlı ayni hak sahipleri ve şahsi hak sahipleri ihalenin feshi şikâyetini yapabilecek kişiler olarak sayılırken, kesinleşmiş mahkeme kararıyla şekli ve maddi anlamda mülkiyet hakkını tescilsiz olarak kazanan ayni hak sahibine ilgili sıfatı verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün  HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Muhatabın, "işe gittiği" bilgisinin kimden alındığı belirtilmediği gibi, borçlunun tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği de tespit edilmeden yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Satış ilanı tebliği zorunluluğu yerine getirilmediğinden, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalesi yapılan, taşınmaz üzerinde ipoteği bulunan takip dışı bankanın icra dosyasına gönderdiği yazıda; “….satış tarihinde, alacak miktarının sorulmasını ve ipotek bedeli altında satışa muvafakatleri olmadığını...” bildirmesine rağmen, ihaleden önce, satış tarihi itibariyle bankanın alacak miktarının ve bu alacak miktarının ne kadarının ipotekle teminat altına alındığı hususunun araştırılmadan taşınmazın ihale edilmesinin ihalenin feshi nedeni olduğu-
17.11.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Harçlar Kanunu Genel Tebliğinin, “icra harçları” kısmının 3. maddesinin "e" fıkrasında ‘Takip talebi bulunmayan alacaklılara ödenen paralardan %2,27 oranında harç alınacağını belirtilmiş olduğundan ve ihale bedeli alacaklıya İİK. mad. 125/3 gereğince ödendiğinden, ihale bedeli üzerinden alınması gereken harcın % 2.27 oranında olması gerektiği-
Tebligat yapılmaması halinde sıra cetveline karşı şikayet süresi- Sıra cetveline yönelik şikayette; temlikname içeriğine göre, bankadan, şikayetçiye temlik edilecek bir alacağın kalmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetçinin temlik sözleşmesi içeriğine uygun olarak, temlik ivazını bankaya ödediğini, dolayısıyla ipotek hakkının kendisine geçtiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar vermesi gerekeceği-
İhalenin İİK. mad. 129'a uygun olmamasının tek başına ihalenin feshi sebebi olduğu, mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, ihale bedelinin satış isteyen alacaklının alacaklarına rüçhanı olan ve şikayete konu taşınmaz ile temin edilen ipotek alacağının altında olması hükme aykırı olup, mahkemece,satış tarihinden önce ipotek alacağının sona erip ermediğinin, devam ediyorsa miktarının belirlenmesinin, ayrıca ipotek alacaklılarının satıştan evvel ipotek bedeli altında satışa muvafakat edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
KDV muafiyetinin satış ilanında gösterilmemesi, satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemeyeceği-
Takip talebi bulunmayan alacaklılara İİK. mad. 125/III gereğince ödenen paralardan %2,27 oranında harç alınması gerekeceği-