TÜRK TİCARET KANUNU > - Ticaret Şirketleri > - Anonim Şirket > - Yönetim Kurulu > - B) Yönetim ve temsil > Madde 395 - VI - Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı
Madde Listesi Madde 395 - VI - Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve davaya konu genel kurulda alınan (5) numaralı kararla, görev süresi dolan yönetim kurulu üyelerinin yerine yenilerinin seçilmiş olduğu, Dairemizin 16.02.2021 tarihli 2020/1589 E., 2021/1257 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 6102 sayılı Kanun'un 413 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün yönetim kurulu üyelerinin görev süresi dolmadan genel kurulca görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi halinde buna ilişkin gündem maddesinin finansal tabloların görüşülmesine ilişkin gündem maddesi ile bağlantılı olmasını öngördüğü aksi halde, yani dava konusu genel kurulda olduğu gibi görev süresi dolan yönetim kurulu üyeleri yerine yenilerinin seçimi halinde, bu gündem maddesinin finansal tabloların görüşülmesi ile bağlantılı kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu itibarla, davacılarca iptali istenilen yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin (5) numaralı, bağımsız denetçi seçilmesine ilişkin (8) numaralı ve yönetim kurulu üyelerine şirket konusu işlerle iştigal etmelerine ilişkin (9) numaralı kararların finansal tabloların görüşülmesiyle ilgili hususlar olarak kabul edilemeyecek olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dosya davacılarının iptalini talep ettikleri (5) numaralı karara usulüne uygun olarak muhalefet şerhi koymadıkları belirtilmiş ise de genel kurula asıl dosya davacıları adına katılan vekillerin, oylamanın yapılmasından sonra söz alarak ilgili kararın görüşülmesi sırasında belirttikleri gerekçelerle dava açma haklarını saklı tuttuklarını beyan ettiklerinin ve bu beyanlarını tutanağa geçirttiklerinin anlaşıldığı, bu hale göre asıl dosya davacılarının (5) numaralı karara usulüne uygun olarak muhalefet şerhi koyduklarının kabulü zorunlu olup Bölge Adliye Mahkemesinin aksi yöndeki gerekçesinde isabet bulunmadığı, bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada (5) numaralı karara ilişkin ileri sürülen iptal sebebinin (1) numaralı bentte belirtilen gerekçeler doğrultusunda esastan karara bağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
(9) numaralı karar, 1.174.941,332 adet ret oyuna karşılık 1.225.058,668 kabul oyuyla alınmış olup, ............'ın şirkette 629.098,668 adet payının bulunduğu, ..........'ın kendisine izin verilmesine ilişkin oylamada oydan yoksun olduğu gözetildiğinde adı geçene izin verilmesine ilişkin kararın alınamayacağı ve yok hükmünde olduğu, ...............'nün ise şirkette 6 adet paya sahip olduğu görülmekte olup, adı geçenin kendi lehine yapılan oylamaya katılmasının sonuca bir etkisi bulanmayıp kararın geçerli olduğu, bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, ............'a şirket konusu işlerle iştigal etmesine izin verilmesine ilişkin (9) numaralı kararın karar nisabı oluşmadığından yok hükmünde olduğu gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Asıl ve birleşen dosya davacılarının, ..............'ın davaya konu genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçilen ........... Holding A.Ş. ve S. İnş. Tic..A.Ş.'nin hakim hissedarı olduğunu belirterek, bu şirketlere izin verilmesine ilişkin kararda da oydan yoksun olduğunu ileri sürdükleri, ancak Bölge Adliye Mahkemesince, .............'ın adı geçen şirketlerin hakim hissedarı olup olmadığı araştırılmadığı gibi hakim hissedarı olması halinde de 6102 sayılı Kanun'un 436 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince bu şirketlere izin verilmesine ilişkin oylamada oydan yoksun olup olmadığının da değerlendirilmediği, bu itibarla Bölge Bölge Adliye Mahkemesince, bu bentte belirtilen hususlar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibrasında da oy hakkı kullanamayacağı açık olduğundan davacıların ortaklık paylarının nisabı, alınan kararların niteliği dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararında teminat alınmamasının yerinde olduğu-
Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacaklardır ancak, somut olayda, davalı şirketin iki ortağı bulunduğu, davaya konu genel kurul toplantısına yalnızca aynı zamanda şirket yönetim kurulu başkanı olan kişinin katıldığı ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin (4) numaralı karar alınırken kendi ibrasında oy kullandığı, bu oy çıkartıldığında geriye ibrayı sağlayacak hiçbir oyun kalmadığı, bu nedenle anılan kararın yoklukla malul olduğu-
Anonim şirketin genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep eden kişinin öncelikle karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi gerektiği- İbra ve ibra edilmeme kararlarının ismi geçen bu yönetim kurulu başkanı ve üyelerince yapılan oylama sonucu alınmış olduğu, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları dolayısıyla ibranın veya ibra edilmemenin yönetim kurulu başkan ve üyeleri dışındaki ortakların oylarıyla karara bağlanması gerektiği-
Huzur hakkının her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi, aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebileceği- Ücretin miktarının ise, şirketin mali yapısı, bu yöndeki uygulaması, yönetim kurulu ve denetçilerin bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olması gerektiği- Yönetici ve denetçiler için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığı değerlendirilirken genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durum açısından davalı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yönetici ve denetçilerin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurulup karşılaştırılmak suretiyle yönetim kurulu ve denetçilerin harcadığı emek ve mesai ile orantılı, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kârdan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerektiği- Mahkemece, davalı şirketin defter ve kayıtları celp edilip, şirketin kapasitesi gözetilerek aynı sektörde faaliyet gösteren benzer büyüklükteki emsal şirketlerin yaptıkları ödemeler de nazara alınıp, bilirkişi incelemesi ile açıklanan şekilde araştırma ve değerlendirme yapılarak tespit edilmesi ve bunlara kıyasla bir kanaat oluşturulması gerektiği-
Mahkemece, istirdatına hükmedilen miktar yada miktarın ne olduğu hükümde gösterilmemiş olup, bu hususun, infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu- Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK'nın 186.maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi gerektiği- Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK'nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkemenin hükmünü vereceği- Bu yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulmasının, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu-