Davacının davalılara ait işyerinde tarım işinde çalışırken oluşan kazada arkadaşını kurtarmak isterken yaralanması sonucu, uzun süre hastanede yattığı, ameliyat olduğu ve çalışma yeteneğinin kaza nedeniyle azaldığı, bu iş kazasının davalıların gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almamış olmalarından ötürü meydana geldiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep ettiği somut uyuşmazlıkta- Kesin süre içinde, davacının iş göremezlik oranının tespiti için, muhtıra çıkarılmasına rağmen bu eksikliği tamamlamadığı, mahkemece kesin süre içinde eksik hususun yerine getirilmemesi durumunda delilden vazgeçmiş sayılacağı konusunda ihtar yapıldığı, bu nedenle davanın maddi ve manevi tazminata esas teşkil eden sakatlığını ve vücudundaki estetik bozukluğu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesine; ve bu kararın maddi anlamda kesin hüküm oluşturacağı-
Yasadan doğan emeklilik hakkını kullanmak amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi hakkın kötüye kullanılması sayılamayacağından kıdem tazminatı talebinin reddinin isabetsiz olduğu-
Ön inceleme duruşması yapılmadan, taraflar arasındaki uyuşmazlık usulünce tespit edilmeden önce, taraflara tanık isim ve adreslerini bildirmesi için kesin süre verilemeyeceği- Tarafların uyuştukları ve ayrıştıkları hususlar henüz belirlenmeden taraflardan, ön inceleme duruşmasından önce davanın daha başında (tensiple) tanık isim ve adreslerini bildirmeleri beklenemeyeceği- Mahkemece, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık tespit edildikten sonra davalı tanıklarına HMK mad. 240/3 uyarınca davetiye tebliğine, davetiye tebliğine rağmen hazır bulunmadıkları taktirde zorla getirmeye yönelik usuli işlemleri (HMK mad. 245) yerine getirerek yargılama yapıp sonuca gidilmesi gerekirken, bu usule riayet edilmeden ve yerinde olmayan gerekçe ile davalının tanıkları dinlenmeden yargılamanın sonuçlandırılmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-