TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Hükümleri > - Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi > Madde 127 - A. Alacaklıya halef olma
Kredi sözleşmesi ile kefil olduğu krediyi ödeyerek alacağı temlik alan rehinli taşınmaz maliki ........'nın, borçtan kişisel olarak sorumlu olması nedeniyle TMK'nın 884/1 maddesine dayanarak ipotekli takibe devam etmesi ve kendi taşınmazı dışında müşterek rehne konu olan diğer taşınmazın satışını istemesinin ve satış yapılmasının mümkün olmadığı, ihaleden önce dosya borcu ödenerek sona erdiğinden, bu hususun mahkeme tarafında da re'sen gözetilmesi gerekeceği, o halde, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin hiçbir hal ve şartta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına aykırı bir karar vermesi söz konusu olmayacağı, ilk direnme kararı ile davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, HMK. nın "Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uymak zorunludur. " şeklindeki 373/7. maddesine aykırı ve davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal eder şekilde yerinde ve yasal olmayan gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişinin alacaklı yerine geçerek onun haklarına sahip olmak amacıyla ödeme yapması durumunda ödeme yapan kişiye halefiyet hakkını tanıdığı, bu hakkın kullanılabilmesi için borçlunun bu hususu alacaklıya ihbar etmesi ve borcun ödenmesi şartlarının gerçekleşmesi gerektiği- Direnmeye ilişkin kararın, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz olması gerektiği aksi halde teknik anlamda bir direnme hükmü olmayacağı-
Davacı, davalı bankaya ipotekli olan taşınmazı satın almak için taşınmaz malikinin bankaya olan borcu nedeniyle ödeme yapmış olup, davacı tarafından yapılan ödeme dava dışı taşınmaz malikinin borcundan düşüldüğünden, davalı bankanın mal varlığında herhangi bir artış meydana gelmediği ve davalı bankanın dava konusu olaya ilişkin hata ve hilesi de ispat edilemediğinden davalı bankanın sebepsiz zenginleşmediği-
Davalı-borçlu şirketin taahhüt açığını kapamaması üzerine, yerine getirilemeyen döviz taahhüdü ile ilgili davacı-alacaklı tarafın ödenen KKDF ve gecikme cezasının borçlulardan tahsilinin istenebileceği- Davalı borçlu tarafından gerçekleştirilemeyen teşvikli ihracat kredileri sonucu ödemesi gereken KKDF müeyyidelerini yasal olarak ödeme yükümlülüğü altında bulunmayan davacının yaptığı ödemenin, davalının vergi borcunun üçüncü şahıs tarafından ifa niteliğinde olduğu, davacı-alacaklının, davalı-borçluya ödediği bu miktar için sözleşmeye ve vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak rücu edebileceği ve ödenen bu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı- Sözleşmeye dayalı kredi alacağının tahsili söz konusu olmadığından sözleşmesel akdi faizin uygulanamayacağı bu nedenle avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinnin istenebileceği-
Alacağın bir kısmının başka bir kişiye temlik edilmiş veya bir kişinin birden çok alacağı devralmış (temellük etmiş) olması halinde, "hakkın kötüye kullanıldığı" ya da "kanuna karşı hile yapıldığı" kabul edilip, o alacağa oylamada bir oy hakkı tanınması gerektiği-