Davalı şirketin %95,55 hissesine tekabül eden 95.550 adet hissenin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkin davada, dosyaya yansıyan belgelerden dava konusu hisselerin dava tarihindeki gerçek değerinin 300.000,00 TL'nın üzerinde bulunduğu sabit olduğundan somut uyuşmazlık yönünden davanın heyet halinde görülüp karar verilmesi gerektiği-
Davalının, avukatlık görevini kötüye kullanmak suçundan dolayı adli para cezası ile cezalandırıldığı yargılamada, "avukat olan sanığın müvekkiline (katılana) ait ve satışa çıkarılan taşınmazı edinmesinin 1136 s. K. mad. 47'de düzenlenen "çekişmeli hakları edinme yasağına" aykırılık teşkil ettiği, katılanın sanığa para vermesinin veya bu işlemde hiç kimsenin herhangi bir zararının bulunmamasının bu suçun oluşumuna herhangi bir etkisinin bulunmadığının belirtildiği- TBK. mad. 74 gereğince, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin vereceği beraat kararıyla bağlı değilse de, ceza davasında verilen mahkumiyet kararı ve eylemin “hukuka aykırılığını” ve “illiyet bağının varlığını” saptayan maddi olgular ve olayların oluş biçimi bakımından hukuk hâkimini bağlayacağı- Ağır Ceza Mahkemesinin kararı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davaların kayıt malikine yöneltilmesi ve davanın sübutu halinde hükmün kayıt maliki bakımından kurulması gerektiği-
Avukat olan davalının, müvekkili olan davacıya ait ve satışa çıkarılan taşınmazı edinmesinin (1136 sayılı Kanunun 47. maddesinde düzenlenen) çekişmeli hakları edinme yasağına aykırılık teşkil ettiği- Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimsenin hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceği- Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırının hukuka aykırı olduğu-
Dava konusu bonoların sözleşme uyarınca davalı avukatın alacaklı vekili olarak takip ettiği takip dosyalarındaki borca karşılık verildiği, bonoların davalılar tarafından kendi yararlarına asıl alacaklı sıfatıyla takibe konulmasının Avukatlık Kanunu’nun 47. maddesine aykırılık teşkil ettiği, davalıların vekil olarak hareket ettikleri iş nedeniyle verilen bonoları kendilerine mal ettikleri, bonoların davacılar ile davalılar arasında gerçek bir alacağı ifade etmediği gerekçeleriyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece gerekçede yer alması gereken hususlara hükmün fıkrasından yer verilmesi özel olarak İİK'nın 17/1 maddesine ve genel olarak da hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle mahkemece sıra cetvelinin düzenlenmesi anlamına da geldiğinden doğru olmamış ve 13.10.2011 olan asıl ve birleşen dosyadaki şikayet tarihinin gerekçeli karar başlığında 02.09.2013 olarak yazılmasının hatalı olduğu-