Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda..
Hâkimlerin sorumluluğuna dayanılarak tazminat davasının ancak devlet aleyhine açılabileceği- Eldeki davada ise davacının açmış olduğu tazminat davasını hukukî sorumlulukları bulunduğu iddiasıyla ilgili hâkimlere yönelttiği- O hâlde davalı olarak gösterilen hâkimlerin davalı sıfatı (pasif husumeti) bulunmadığı- Taraf sıfatı (husumet) dava şartlarından olmadığından, Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
İİK'nun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında, davalı tarafın takip alacaklısı olduğu; ancak takip alacaklısı yanında takip borçlusunun da taraf olarak gösterilebileceği-
İcra takibinde taraflarının 'taraf ehliyeti'ne sahip olmaları gerektiği, 'dava (ve takip) ehliyeti'nin, kişinin bizzat veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyeti olduğu, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişilerin, dava (takip) ehliyetine de sahip olacağı, dava (takip) ehliyeti bulunmayan kişilerin, taraf oldukları davalarda (takiplerde) kanuni temsilcilerince temsil edilebileceği, bu kişiler adına kanuni temsilcisi tarafından dava veya takiplerin açılabileceği, dava ehliyeti olmayan kişinin davayı kendisi açması halinde, hakim davacının dava (veya takip) ehliyetinin bulunmadığını re’sen gözeteceği-
Gerçek hasım olan İçişleri Bakanlığı nezdinde yargılama yapılarak hükmün de bu hasım yönünden kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu Emniyet Genel Müdürlüğünün ayrı hasım kabul edilmek sureti ile iki ayrı davalı mevcut gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Mülkiyet hakkına veya tüketici haklarına dayanan davalarda kat malikleri kurulunun kat maliklerini temsil yetkisinin bulunmadığı-
Haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin davada, talebe konu küçükbaş hayvanların yedieminden alınarak sahibine iade edilip edilmediği, yediemin beyanı ve gümrükten sorulup belirlenerek, gerekirse bu konuda zabıta araştırması da yapılmak suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacıların tapu iptali davası açma hak ve yetkileri bulunmadığı, bu yetkinin Kooperatif yönetimine ait bulunduğu anlaşıldığından, HMK. mad. 53 gereğince davayı takip yetkisi bulunmaması nedeni ile davacıların davasının usulden reddine karar verildiği-
Davalı arsa sahipleri gecikme tazminatı alacaklarının bulunduğunu savunmuş olup, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tuttuğu bağımsız bölüm veya bölümlerin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden; sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davalı yüklenici kooperatifin tescile hak kazanamayacağı- Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği- Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanının Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def'i de olmadığı, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re'sen nazara alınması gerekli hukuki bir durum olduğu- Mahkemece, taraflar arasındaki ticaret mahkemesindeki dosya incelenerek, davalı arsa maliklerinin kaç bağımsız bölümün tapu devrinden kaçındıkları, elde tuttukları bağımsız bölümlerin değerlerinin anılan dosyadaki gecikme tazminatı alacağını karşılayıp karşılamadığı, alacaklarından fazla bağımsız bölüm tapusunu elde tutup tutmadıkları, buna göre davalı yüklenici kooperatifin tapu talep etme hakkının bulunup bulunmadığı, bu arada dava konusu bağımsız bölümün hukuki durumu gerekirse bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sonucuna göre arsa malikleri yönünden karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki uygulama ve davacının taraf ehliyeti bulunduğu hususları gözardı edilerek, muhtemelen aktif davacı sıfatının bulunmadığı kastedilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, icra müdürlüğünce, davacıya İİK. mad. 94 uyarınca, borçlunun iktisap ettiği ve henüz tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer hakların borçlu namına tescili veya bu nedenle doğan alacağın tahsili için dava açmak üzere yetki verilmesi, davacı tarafından da bu yetkiye dayanarak, davanın açılması gerektiği- Mahkemece, dava açmak üzere icra müdürlüğünden yetki alması için HMK. mad. 52, 53, 54 ve 77/1 hükümleri uyarınca, uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi; verilen süre içinde bahsi geçen yetkinin alınamaması durumunda ise, davanın HMK. mad. 54/son ve 77/1 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-