Doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü aracın SPK kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmadan TTK kapsamında pay addoluncağı; bu ortaklıklara yapılan ödemelerin pay karşılığı yapılmış kabul edileceği ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılacağı- Davalı şirketlerin pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan halka açık ortaklık statüsünde olmakla birlikte söz konusu şirketlerin paylarının borsada işlem görmediği nazara alındığında taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin ve kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi gerektiği-
Yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldıktan sonraki dönemde, "genel müdür" olarak yaptığı işin niteliği ve SGK nezdinde kayıtlı olduğu “yönetici" statüsü nazara alındığında; davacının davalı şirkette, işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan "işveren vekili" niteliğini haiz bir iş/hizmet ilişkisi içerisinde çalıştığının kabulü gerektiği- Anılan dönemde davacının, iş/hizmet sözleşmesindeki "bağımlılık" unsurunu ortadan kaldırır düzeyde bir görev aldığının söylenemeyeceği- Davacının uyuşmazlık konusu dönemde, "işveren vekilliği" (İş K. m. 2/5) sıfatı için gerekli tüm unsurları bünyesinde barındıran bir çalışma içerisinde olduğu, işveren davalı şirket karşısında çalışan konumunda (İş K. m. 2/6) olduğu, şirkette sahip olduğu pay oranı ile davalı şirketin yönetim kurulunu tayini için alınacak genel kurul kararlarına etkisinin davalı şirketle olan iş/hizmet ilişkisindeki bağımlılık unsurunu ortadan kaldırabilecek düzeyde olmadığı gözetildiğinde, genel müdür davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonraki uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak ileri sürdüğü alacak talepleri bakımından iş mahkemelerinin görevli olduğu-
"Çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçunun failinin; çek karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olan tüzel kişinin mali işlerini yönetmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa bu sefer yönetim organını oluşturan tüm gerçek kişiler olacağı- Herhangi bir nedenle (sürenin dolması, istifa vb.) yönetim kurulu üyeliği ve dolayısıyla çekin karşılığını bankada bulundurma yetkisi, Kanunda yazılı usulüne uygun şekilde sona ermiş olan yönetim kurulu üyesinin, yönetim kurulundan ayrılması hususunun şirket yönetimi tarafından ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmemiş olması halinde; şirketin yönetim kurulundan ayrıldıktan sonra karşılıksızdır işlemine tabi olan bir şirket çeki nedeniyle kural olarak cezai sorumluluğuna gidilemeyeceği- Ancak anonim şirket adına düzenlenen çekin karşılığını bankada bulundurmakla görevli yönetim kurulu üyesinin Kanunda öngörülen sebeplerle ve usulüne uygun şekilde bu üyeliği sona ermesine ve bu husus yönetim kurulu tarafından tescil ve ilan edilmemesine rağmen; ayrıldığı anonim şirket yararına olmak üzere piyasada kendisi, ayrıldığı anonim şirketle bağlantısı olduğu tespit edilen üçüncü kişiler veya ayrıldığı anonim şirket adına; çek düzenlemeye, bu kişiler adına düzenlenen çeki bir şekilde ele geçirerek şirketin alacaklılarına şirket menfaatine teslim etmeye veya anonim şirket adına halen yönetici gibi davranarak bu çeklerle anonim şirket yararına mal veya hizmet alımına devam etmesi halinde; adı geçen yöneticinin borçlu anonim şirketle fiili bağlantısını sona erdirmediği kabul edilerek, çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olacak diğer anonim şirket yöneticileriyle birlikte cezai sorumluluğunun devam etmesi gerektiği-
Davalı şirkette genel müdür olarak çalışılan dönem içinde tahakkuk eden alacağın tahsili istemine ilişkin davada, davacının şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığına ilişkin bir belgeye rastlanmayıp, davacının, davalı şirkette genel müdür sıfatının bulunduğu ve yönetim kurulu üyesi olduğu sabit olduğundan TTK. mad. 4,5 ve 365 uyarınca uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği-
TTK.nun 317. maddesinde “Anonim Şirket İdare Meclisi tarafından temsil olunur” hükmüne yer verildiği, somut olayda icra dairesine itiraz edenin TTK.nun 317 ve müteakip maddelerinde belirtilen nitelikte temsile yetkili olmayan şirket hissedarı olduğu, açıklanan nedenle icra dosyasından anılan kişinin yapmış olduğu işlemler ve tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetinde de şirketi temsile yetkili olanlarca icazet verildiğini belgelendiremediği, icra mahkemesince icra müdürü işlemine dayanak teşkil eden İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği öncelikle tespit edildikten sonra anlaşmazlığın çözümünün gerekeceği-