İş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, İİK'nun 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği- İşverenin, işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce, iflası halinde ise alacağın iflas masasına kaydedilmemesi durumunda, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerektiği-
İflas hukukuyla ilgili bir davaya bakan Asliye Ticaret Mahkemesinin kısa kararında kanun yolu süresini belirtmediği gibi gerekçeli kararında da süreyi yanlış gösterdiği, asliye ticaret mahkemesi kararlarına karşı genel olarak on beş günlük bir temyiz süresinin öngörüldüğü, somut olayda olduğu gibi temyiz süresinin on gün olduğuna ilişkin ayrıksı bir durumun söz konusu olduğu davada, sürenin taraflara doğru bir şekilde belirtilmesinin daha da önem arz ettiği, bu açıdan başvurucunun gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceği, Mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında temyiz süresinin on gün olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren Yargıtay Dairesinin değerlendirmesinin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yorumun başvurucunun temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiği, bu açıdan kararın başvurucunun mahkemeye erişim hakkını zedelediği- Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verildiği ve ihlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedildiği- Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaydalınmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderileceği, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebileceği, yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkemenin, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar vereceği-
İş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi -İİK. mad. 194 uyarınca- davaya iş mahkemesinde devam edileceği; işverenin işçi alacaklarına dair dava açılmadan önce iflası halinde ise, alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, Asliye Ticaret Mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerektiği; iflas eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına yönetilmesi gerektiği-
"Gecikme zammı"nın -22.11.1991 T. ve 5-4 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca- ‘İflâs tarihinden paylaşma tarihine kadar’ işlemeye devam edceği, ‘iflâs tarihi itibariyle mevcut alacak+işlemiş faiz+masraf+eklentiler’den oluşan meblağın ‘ana alacak’ olduğu, ‘gecikme zammı’nın ana alacak olmayıp, hukuki niteliği itibariyle prim alacağının eklentisi olduğu, iflâs tarihinden sonra işleyecek gecikme zammının, sıra cetveline kayıt edilemeyeceği
İflâsın açılmasından önce müflis tarafından yürütülen itirazın iptâli davası sonucunda mahkemece verilen iptâl kararının -bu ilamın muvazaalı olarak alındığı iddia ve ispat edilmedikçe- iflâs idaresini bağlayacağı–