Taraflar arasında imzalanan bu protokol gereği davacının yaptığı aracılık, fırsat gösterme tellallığı niteliğinde olup, sözleşmede davacının hissedarlar ile davalı şirket arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmasına aracılık edeceği yönünde herhangi bir ibare bulunmadığı ve davalı şirket ile arsanın hissedarları arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılması hususunun, sözleşmede kararlaştırılan ücretin muaccel olacağı zamanı tayin etmek amacıyla yazıldığı anlaşıldığından davacının, davalı şirket ile arsanın hissedarları arasında sözleşme kurulması fırsatına ait bilgiyi sağlamakla üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiği bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan ücrete hak kazandığı-
Taraflar arasında “Emlak Görme Belgesi” başlıklı sözleşmenin imzalandığı ve bu sözleşmede davacıya satılık iki ayrı taşınmazın gösterildiği, sözleşme kapsamında davalıya gösterilen dairelerden biri, emlakçı davacının kendi portföyünde yer alan (yani satıcısıyla aralarında müşteri bulunması yönünde simsarlık ilişkisi bulunan) bir taşınmazken; diğerinin aynı apartmanda olup da sahibi tarafından araya emlakçı konulmaksızın satışa çıkarılmış olmasına rağmen gelen taliplere gösterilebilmesi için anahtarının apartman görevlisine bırakıldığı bir başka taşınmaz olduğu ve davalının bu taşınmazı davacı vasıtasıyla gezip gördüğü, mal sahibinin davacıyı yetkilendirmiş olup olmamasının sözleşme kapsamına göre önem arz etmediği, mal sahibi satıcı ile simsar arasında satış konusunda aracılık etme yönünde ikinci bir ilişkinin var olup olmadığının ancak emlakçının satıcıdan da simsarlık ücreti isteyip isteyemeyeceği uyuşmazlık konusu olur ise tartışılacağı- "Satışa konu taşınmazın sahibinden aracılık yönünde yetki alınmamış olmasına rağmen tesadüfen gösterildiği, alıcı ve satıcının emlakçı tarafından bir araya dahi getirilmediği, davalının sonradan kendi çabalarıyla malikin yetkilendirdiği kişiye ulaştığı ve devrin bu şekilde gerçekleştiği, bu durumda simsar alıcı ve satıcı arasında bağ oluşturacak şekilde hiçbir faaliyette bulunmamışken saf dışı bırakmadan söz edilemeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Sözleşmeden dört gün sonra taşınmazın davalının eşi tarafından satın alındığının tapu kayıtlarından anlaşıldığı- Davacı tellalın, bu sözleşme hükmüne dayalı olarak ücretinin tahsili yönünde takip başlatmış olduğu- Mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin tellallık ücretine hak kazanmaya yeterli olmadığı yönündeki değerlendirmesi isabetli olmadığı gibi satışın dava dışı başka bir emlakçı aracılığıyla gerçekleştirildiği yönündeki kabulünün de dosya kapsamı ie örtüşmediği-
Davalı-alıcının, "matbu ve boş olarak imzaladığını belirttiği tellallık sözleşmesine davaya konu taşınmazın adresinin sonradan eklendiği" iddiasının "tanık" ile ispatlanamayacağı- Taşınmazın tellalı saf dışı bırakılması suretiyle alınması hâlinde tellallık ücretinin cezası ile birlikte ödeneceğine ilişkin hükmün (TBK. mad. 20) "genel işlem koşulu" olark kabul edilemeyeceği, anılan kararlaştırmaların "sözleşme serbestisi" ilkesi çerçevesinde geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu- Tellal ile yapılan sözleşmeye rağmen, tellalın saf dışı bırakılması suretiyle taşınmaz maliki ile irtibata geçilerek taşınmazın satın alındığı anlaşıldığından, davaya konu sözleşmenin geçerli olduğu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu davalının ispatlayamadığından davacı tellalın sözleşme gereği alacağa hak kazandığı-
Somut olayda; taşınmazın gezdirilmesi, gösterilmesi tellallık amacıyla ve buna bağlı hukuki sonuçların doğması iradesiyle yapıldığından, hukuki işlemin içindeki maddi vakıa oldukları, hukuki fiil olmadıkları anlaşıldığı- Bu durumda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davaya konu taşınmazın gezdirildiği, gösterildiği belirtilmesine karşın aksinin tanıkla ispatının kabul edilemeyeceği- Davalı matbu ve boş olarak imzaladığını belirttiği sözleşmeye sonradan davacı tarafından davaya konu taşınmazın bilgilerinin eklenmiş olduğunu iddia ettiğine göre, sözleşmenin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulduğunun karine olarak kabul edilmesi, hukuki işlem olan bu durumun aksini ise yani iradesine aykırı doldurulduğunu ancak yazılı delille davalının ispatlaması gerektiği-
Sözleşmede her ne kadar simsarlık sözleşmesinin imzasından itibaren simsara belirlenen miktarda ücret ödeneceğinden bahsedilmiş olursa olsun, satım sözleşmesinin akdedilmemesi halinde simsara ceza ödeneceğinin kararlaştırılmış olması karşısında tarafların satım sözleşmesi yapılsın veya yapılmasın simsarın ücrete hak kazandığını kararlaştırdıklarının söylenemeyeceği- Kararlaştırılan cezai şartın simsar tarafından talep edilebilmesi için muhatabın satım sözleşmesini yapmaktan imtina eden taraf olması gerektiği- Alacak iddiasında bulunan taraf davalı olduğuna göre satıştan vazgeçen tarafın davacı olduğunu da davalının ispatlaması gerektiği-
Tellallık sözleşmesinde kararlaştırılan fahiş cezai şartının ("satış bedelinin %6"sı) somut olayın özellikleri, taşınmazın değeri, komisyon ücreti oranı dikkate alınarak "%3" olarak yapılan indirimin düşük olduğu- Sözleşmeden cayılması halinde komisyoncunun ilaveten %3 komisyon ücretine hak kazanacağına ilişkin cezai şart, haksız şart niteliğinde midir?
"Taşınmazın satışı için aracılık eden tellalın saf dışı bırakılarak satışın sağlanması halinde tellallık ücretinin cezası ile birlikte ödeneceğine" ilişkin sözleşme maddesinin geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu- Davacı emlakçının aracılık faaliyeti tarafların satış konusunda mutabık kalmasını sağlayamadığı, satışın davaya konu sözleşmeden iki ay kadar sonra mal sahibinin yetkilendirdiği başka bir emlakçının çaba ve gayreti ile gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından davalının komisyon ücreti ödememek amacıyla davacı emlakçıyı saf dışı bırakmasından söz edilemeyeceği- Yer gösterme de tellallık faaliyetinin hazırlık işlemlerinden olup bu faaliyetler çerçevesinde neticenin elde edilememesi halinde salt yer gösterme işlemi nedeniyle herhangi bir hak iddiasında bulunulamayacağı-