TÜRK TİCARET KANUNU > - Ticaret Şirketleri > - Anonim Şirket > - Yönetim Kurulu > - B) Yönetim ve temsil > - II. Temsil yetkisi > Madde 372 - 3. İmza şekli
Borçlu şirketin çift imza ile temsil edildiği, senette borçlu adına atılmış tek imzanın bulunduğu ve bu nedenle senet bedelinden borçlu şirketin sorumlu olmadığı iddiası, İİK’nun 169/a maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğinde olup, İİK’nun 169/a-5. maddesi gereğince itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Takip dayanağı bononun tanzim eden bölümünde borçlu şirket unvanının bulunduğu gibi altında imzanın da olduğunun, düzenleyenin imzasını ihtiva eden bononun kambiyo vasfını haiz olduğunun görüldüğü, bu suretle, Bölge Adliye Mahkemesi’nin, takip konusu senette şirket ünvanı bulunmadığı gerekçesi İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de; Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, borçlu şirketin çift imza ile temsil edildiğine ilişkin itirazının yerinde bulunduğu değerlendirildiğinden, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Yetkisiz temsilcinin, düzenlediği bonodan dolayı şahsen sorumlu olacağı gözetilerek, mahkemece bononun tanzim tarihi itibariyle şirketin temsil durumunun ilgili kurumlardan araştırılıp tespit edilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Bir çekin lehtarı limited şirket ise, ilk cironun limited şirket adına kaşe basılarak üzerinin yetkili temsilci tarafından imzalanması yoluyla yapılması gerekeceği- Limited şirketin bu şekle uyarak senedin arka yüzünde peş peşe iki ayrı ciro yapması durumunda, ikinci cironun yetkili temsilci adına yapılmış şahsi sorumluluk doğuran yeni bir ciro olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı-
Senette her ne kadar tanzim yeri yazılı değilse de, düzenleyen olarak görünen şirketin kaşesinde mahalli birim ihtiva eden adres mevcut olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince şirketin ünvanı yanındaki adresin, senetteki imzanın müşterek imza ile temsil edilen şirketi bağlamayacağından yola çıkılarak düzenleyenin adresi olarak kabul edilemeyeceği ve dolayısıyla senette keşide yerinin bulunmadığı sonucuna varılmasının isabetsiz olduğu- Temsile münferiden yetkili olmadığı halde bonoyu imzalayan kimsenin bonodan şahsen sorumlu olduğu-
Anonim şirketin merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirtilmesi gerektiğinin TTK’de birçok yönüyle karşımıza çıktığı, özellikle, şirketin davalı olduğu uyuşmazlıklarda yer bakımından yetkinin tayininde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemelerinin esas alındığı, benzer şekilde şirkete karşı icra takibi yapılacağında da yetki şirketin merkezinin olduğu yere göre tayin edildiği, yine, şirket esas sözleşmesinin tescil edileceği yerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğü olduğu, bu durumun sadece kuruluşa özgü olmayıp şirkete dair her türlü tescil, tadil ve terkin işlemleri için de geçerliliğini devam ettireceği- bununla birlikte; şirket merkezinin il ve ilçe olarak ticaret siciline kaydı, merkez kavramı açısından ticaret sicilinin olumlu etkisine bağlanan hüküm ve sonuçlar ile doğrudan etkili olduğu, merkez dışında yapılan işlemin geçersizliğinin iyi niyetli olmayan üçüncü kişiye karşı da ileri sürülebileceği, ayrıca şirketi temsile yetkili kimselerin şirket adına düzenleyecekleri belgelerde şirketin merkezi, sicile kayıtlı olduğu yer ve sicil numaralarına yer vermesi gerektiği, böylelikle uyuşmazlık çıktığında; muhatabın tespitinin şirket adına düzenlenen belgelerden kolaylıkla yapılabileceği, öte yandan; anonim şirkette merkezin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirdiğinden, TTK’nin 421/1. maddesi gereğince genel kurulun toplanıp karar alması gerektiği, aynı Kanun’un 455/1. maddesi gereğince ise; şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edileceği, ancak; esas sözleşme değişikliği şirket merkezinin değiştirilmesini içeriyorsa tescil, yeni merkezin bağlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği, bununla birlikte; yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğünde tescil talep edildikten sonra, yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğü, yapılan tescil hakkında, eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünü bilgilendirip, bildirim üzerine eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünce kaydın silineceği- Yeni TTK’nin yürürlüğünden itibaren mevzuatta esas sözleşmede açık adresin yer alacağına dair bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde yerel mahkeme kararının yerinde olmadığı, zira şirketin merkezi ile şirketin adresi farklı kavramlar olup, şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliğinin, sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescilinin yeterli olduğu, bununla birlikte; esas sözleşmede şirket merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın belirtilmesi gerektiği gözetildiğinde davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli’dedir…” şeklinde değiştirilmesi şirket merkezinin değiştirilmesi niteliğinde olup, davacı şirket Kocaeli-Gebze olan şirketin merkezini Kocaeli olarak değiştirdiği, bu itibarla TSY’nin 111. maddesi gereğince tescil talebinin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden değil yeni merkezin bağlı olduğu Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği-
Şirket borçlandırılmak isteniyor ise şirket kaşesi ve bunun üzerine temsile yetkili kişinin imzasının bulunması gerektiği- Derdest ceza davasında; şirket adına senetleri imzalamış olan ve keşide tarihindeki şirket yönetim kurulu başkan (dava dışı) kişi ile senet lehdarı davalının beyanlarından "senedi düzenleyenin ve lehdarının bu senetlerin davacı şirketle bir ilgisi bulunmadığını" ikrar ettiklerinin anlaşılması karşısında, menfi tespit davasının ve kötüniyet tazminatı koşullarının gerçekleştiğinin kabul edilmesinin isabeti olduğu-
Ciro yoluyla çeki devralan ciranta çeki devretmeden önceki durumuna döneceği- Kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip yapma imkanına kavuşacağı-
Mahkemece; çeklerin keşide edildiği tarih itibariyle borçlu şirketin yetkilisinin imzalarının bulunduğu belge asılları toplanarak, borçlu şirket adına atılan imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-